Berna Yılmaz'ın 'ideali' YÖK'ten onay aldı
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın eşi, kadınlara ve engellilere pozitif ayrımcılık uygulayacak bir üniversite kuruyor
Aktif politik hayattan çekilen siyasi parti liderleri ya da eşleri sivil toplum gönüllüsü olarak elini taşın altına koyar mı?
Söz konusu ülke Amerika ya da İngiltere olsa, bu soruya aklımıza gelen ilk örneklerden hareketle “Evet” yanıtını verebilirdik.
Eski ABD Başkanı Bill Clinton ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in kurdukları aile vakıfları, çevre, sağlık, kadının güçlenmesi ve bölgelerarası eşitsizliklerin giderilmesi alanlarında yaptıkları çalışmalarla milyarlarca dolarlık fon yarattı.
Türkiye’de adını anmaya değer bir uygulama hatırlamıyorum...
1991-1999 yılları arasında toplam 2 yılda 3 kez başbakanlık koltuğuna oturan eski Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz belki de bu alanda ilk örneğimiz olacak.
Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olduğu yıllardan beri sivil toplum gönüllüsü olarak başta engellilerle ilgili konularda çalışan Berna Yılmaz üniversite açıyor.
Yılmaz Ailesi bundan 3 yıl önce Engelsiz Eğitim Vakfı’nı (ENEV) kurmuştu. ENEV’in ilk projesi “İstanbul Kent Üniversitesi” (İKÜ) olacak.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 4. Genel Kurul Toplantısı’nda (14 Mart) Berna Yılmaz’ın Mütevelli Heyet Başkanı olduğu “İstanbul Metropol Üniversitesi” hakkında verdiği olumlu görüşü, kamuoyuna açıklamıştı.
Bu süreçte Medipol Üniversitesi ile isim benzerliğinin aşılması için üniversitenin adında değişik yapıldı; “Metropol” yerine, “Kent” ifadesi kullanıldı.
Yılmaz’ın üniversitesi, Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayınlamasıyla 2016-2017 öğretim döneminde faaliyete geçebilecek.
İlk yıl Kâğıthane’deki kampusuna 600 öğrenci kabul edecek.
YÖNETİMİNDE KADINLAR OLACAK
İKÜ hem kurumsal yapısı, hem de akademik içerik bakımından eğitim dünyamıza yeni bir pencere açıyor.
2015 yılı istatistiklerine göre Türkiye’deki 184 üniversitenin yalnızca 13’ünde kadın rektör bulunuyor.
İKÜ’nün Kurucu Rektörü Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak olacak.
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkan Yardımcısı da olan Prof. Dr Kavak, Marmara Üniversitesi’nde başkekimlik, ana bilim dalı başkanlığı gibi üst kademelerde yöneticilik yaptı.
2014 yılından beri de Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı ve hekimlerin ortak olduğu yeni bir yönetim modeline geçen Altunizade’deki Academic Hospital’ın yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyor.
EĞİTİME ENGEL KOYMAYACAK
Mütevelli heyetinin özellikleri, İKÜ’nün kuruluş amacı ile örtüşüyor.
7 kişiden oluşan mütevelli heyetinde yalnızca bir erkek üye bulunuyor: Eski ANAP milletvekillerinden Av. Sühan Özkan...
Özkan aynı zamanda 6 aylıkken göz kanseri teşhisi konmasına karşılık, Lozan’da müzik eğitimini master derecesine kadar sürdüren tenor Selim Özkan’ın babası.
Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (ÖZEV) Mütevelli Heyeti Başkanı ve eski TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın hukukçu eşi Saime Toptan da mütevelli heyetine giriyor.
Diğer üyeler ailenin yakın çevresinden oluşuyor:
Ceren Yılmaz, Yılmaz çiftinin küçük oğlu Emir Hasan Yılmaz’ın eşi. Gülcan Erten, Yılmaz’ın siyaset yaşamında özel kalem müdiresi. İrem Aşçıoğlu ise aile dostları Aşçıoğlu İnşaat’ın sahibi Vedat Aşçıoğlu’nun gelini.
Genel sekreter ise Berna Yılmaz’a vakıf kurması için ısrarcı olan büyük oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz.
Yılmaz kardeşler maddi imkânlarını da bu üniversite projesine seferber ediyorlar.
İstanbul 3’üncü havalimanı projesini üstlenen Cengiz-Mapa-Limak-Kolin-Kalyon konsorsiyumu tarafından kurulan icracı ve imtiyaz sahibi şirket İGA’nın (İstanbul Grand Airport) ihale ettiği işlerin başında hafriyat geliyordu.
Hafriyat müteahhitleri arasında işin en büyük parçasını yüklenen İlhan Karadeniz’in sahibi olduğu Orkun Group’un yanı sıra, Yılmaz kardeşlerin hissedar oldukları CFS İstanbul Yatırım ve Efe Worldwide Logistics şirketleri de bulunuyor.
BURSLARDA POZİTİF AYRIMCILIK
İKÜ, diğerlerinden yalnızca “kadınların yönetimde” ağırlıkta olması özelliğiyle ayrışmıyor.
Verilecek öğrenim burslarında “kadın ve engelli öğrencilere” pozitif ayrımcılığı benimsiyor.
Sınıflar ve üniversite binası; engelli öğrencilerin arkadaşları ile aynı anda öğrenim görmelerine olanak veren, teknolojik ve mimari çözümler sunacak biçimde tasarlanmış.
Proje bu haliyle bile üniversitelere; duyamamanın, görememenin ya da yürüyememenin eğitime engel olamadığını modelleme fırsatı veriyor.
Berna Yılmaz’ın dil, din, ırk, cinsiyet duvarları olmayan, dezavantajlı topluluklara açık eğitim hedefinin kapsamı, bu anlattıklarımla sınırlı olmayacak gibi...