Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Galatasaray zor bir dönemden geçiyor. Gençlerbirliği yenilgisi de işin üzerine tuz-biber ekti. Arda'nın sakatlıktan kurtulup oyuna son dakikalarda girmesi de işe yaramadı. Maç sonrası ekran önünde takıldığım bir ayrıntı; 'Reklamın iyisi kötüsü ya da zamanlaması yok mudur?'

        dememe neden oldu kendi kendime.

        Arda uzun süredir ilk kez karşılaşma sonrasında canlı yayında... "El birliği ile bunu üstesinden gelmemiz lazım, toparlayacağız" mealinde konuşmalar yapıyor.

        Bütün Galatasaraylılar kızgın, sonuçtan dolayı mutsuz... Ama muhabir birden başka bir konuya atlayıveriyor maçı kenara iterek: "Kitabın ne zaman çıkıyor Arda?"

        Hoppala, nereden çıktı şimdi mağlubiyet sonrası bu kitap muhabbeti derken Arda cevap veriyor; "Yakında çıkıyor. Sağolsun Sabri Ugan yazmış. Benim bugüne gelene kadar neler yaptığımı yazmış. 0-16 Yaş çocukları için hazırlandı. Onur, gurur duydum!"

        Ben açıkçası o kadar kişisel sıkıntılı dönemlerinin ardından Arda'nın bir daha ekranlarda görüneceğini tahmin etmiyordum. Meğerse bu seferkinin bir nedeni varmış!

        Bir danışıklı kitap promosyonu bu kadar mı ucuz olur. Bu kadar mı 'zaman' ve 'ortam' düşünülmeden yapılır. Şimdi Galatasaraylı taraftarların bu yayın sayesinde kitabı

        kapışacaklarını zannediyorsunuz öyle mi?

        Peki... Bekleyip göreceğiz...

        Dünyanın en saçma sorusu!

        Bir süredir gözüme çarpıyordu ama 'herhalde yanlışlık' yapıldı diyerek oralı olmuyordum. Ama baktım ki her maçın ardından futbolculara aynı sorular soruluyor artık kendimi tutamadım... Maç sonlarında muhabirlerin muhataplarına sordukları sorular dikkatinizi çekti mi hiç?

        Teknik direktörlerden maç hakkında analiz almalarının yanı sıra bir de bana göre dünyanın en saçma sorusunu soruyorlar gol atan futbolcuya "Attığın golü anlatırmısın?"

        Haydaaa... Ne soracağını bilememekten, Ne sorarsam cevabı haber olur' diye düşünememekten ve tam manasıyla basiretsizlikten kaynaklan bir durum! Maç yayını sırasında pozisyonu zaten en az 10 kez seyrediyoruz. Ardından yayına giren programla birlikte bir o kadar daha ekranda aynı görüntü. Etti mi size 20... Hem canlı hem de banttan seyrettiğimiz görüntü neden bir daha gereksiz yere futbolcuya anlattırılır anlayana aşk olsun. Elinde görüntü olmayan kanalların yapacağı işi yayıncı kuruluşun yapması hakikaten beni hayrete düşürüyor.

        Sanmıyorum ama LİG TV televizyonda radyo yayıncılığına soyunduysa bilemem. Ama kıyafet değişiminin yanında bir de kafa değişimine ihtiyaç olduğu kesin.

        Şaşkın!

        - Altan Tanrıkulu'nun hiç adam kalmamış gibi hemen hemen tüm maçlarda yorumculuk yapmasına...

        - Maçı anlatan spikerin, Galatasaray'ın Ali Sami Yen'deki son maçında ayaklarıyla koltukları yerle bir eden taraftar topluluğu için 'Taraftarlar hatıra olsun

        diye koltukları alıyorlar' demesine...

        - Ankaragücü Teknik Direktörü Ümit Özat'ın elindeki beyaz tespihi ile ekranda verdiği enteresan görüntüye...

        - Galatasaraylı eski yönetici Ali Dürüst'ün Reha Muhtar, Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar'ın bulunduğu programa katılmayı kabul ettikten sonra 'paramparça' edilmek istenmesine...

        İnanın çok şaşırdım!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar