Sine Büyüka artık kendi yolunda yürümeli
SPOR medyasının en önde gelen isimlerinden biridir Şansal Büyüka... Meslektaşları ona ‘Baba’ diye hitap eder. Candandır, sevecendir. Yanında çalışan çalışmayan herkesin kazanmasını ister.
Ama bir kişi hariç... O kişi de NTV Spor’un başarılı spikerlerinden biri olan kızı Sine Büyüka.
‘Ne Alaka?’ diyenleriniz çıkacağı için hemen konuya gireyim.
Biliyorsunuz Şansal Büyüka, LİG TV’nin kurucusu, genel müdürlük görevini ise kısa süre önce bıraktı. Bir süre önce LİG TV yönetimi, Sine Büyüka’yı (Yanlış anlaşılmasın, Şansal Büyüka’nın kızı olduğu için değil tamamen profesyonelce) transfer etmek istedi. Haliyle bu konuya ilk muhatap olan da Baba Büyüka oldu.
LİG TV’nin teklifi bir hayli cazipti. Kanal, Sine Büyüka’ya NTV Spor’dan aldığı maaşın tam üç katını vermeye hazır olduklarını söyledi. Ama ne oldu biliyor musunuz? Şansal Büyüka bu teklife şiddetle karşı çıktı!
Şansal Büyüka mahalle baskısından çekinerek bu tavrı aldı. Ama şunu söylemem lazım; Sine Büyüka (Ki Dünya Basketbol Şampiyonası’nda göstermiş olduğu performansı ile çok iyiydi) bundan sonra tamamen babasının gölgesinden korkarak mı ilerleyecek meslekte? Bir karar alması gerekirse hep bu stresi mi yaşayacak?
Şansal Büyüka’nın kızını artık tamamen özgür bırakması gerekiyor. Zira kızı babasının yanında olmadığı bir kanalda kendini gösterdi ve ileriye doğru da ciddi umut veriyor.
İbrahim Şahin’in neşteri neden çalıştı?
Bir devlet kurumu hüviyetinde olduğu için sürekli gözaltında olan bir kanaldır TRT. Ne yandaşlık teraneleri eksik olur ne de yolsuzluk. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin döneminde de söylentilerde değişen bir şey olmadı. Ancak Şahin kendisinden önceki genel müdürlerin aksine hep dik durdu, zaman zaman polemiklere girdi, bazen ölçüyü kaçırsa da sert yanıtlarla kurumunu savundu, radikal kararlar aldı. (Reyting ölçümlerinden çıkmak gibi) Şahsi fikrim TRT bugüne kadar olmadık düzeyde iyi gidiyor. Şahin’in baskın yapısının buna katkısı ise büyük. İbrahim Şahin kurum içerisinde büyük operasyonlara da imza attı. Söylentileri önemsemez görünse de zaman zaman neşter atmayı da bildi. Mesela TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Ersin Küçükbarak’ın görev alanının değiştirilmesi gibi. Küçükbarak her ne kadar TRT Spor’a yönetici olarak atansa da bu görev onun için bir tenzil-i rütbeydi. Şahin’in operasyonunun Dünya Kupası yayınlarından sonra olması da çeşitli söylentilerin doğmasına neden oldu.
Bir enteresan detay daha var.
Ersin Küçükbarak’ın pozisyon değişikliği ile TRT ekranında bir anda gördüğümüz Okay Karacan’ın kayıplara karışması da aynı dönemlere denk gelir. Ben şimdilik bu kadarını yazayım. İbrahim Şahin’in el attığı bu konuya ilişkin çok rivayet var. Ama şu kadarını söyleyeyim; iddialar doğruysa yenir yutulur gibi değil.
Futbol meleği D-Smart’a uğramadı!
D-Smart’ın yayıncılığını eleştiren çok yazı yazdım bugüne kadar. Burayla ilgili hafta başında beni de üzen haberler geldi. Galatasaray ve Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nden birer birer elenince DSmart’ta ciddi sıkıntılar oluştu. Futbolla istediği dönüşü alamayan platform yüze yakın çalışanının işine son verdi. Ben D-Smart’ın sonuna kadar rekabetin içerisinde olması gerektiğine inanıyorum. Ama bu tarz kararlarla ileri gidilemeyeceği de kesin. D-Smart’ın en tepesindeki isim olan Murat Saygı’nın sihirli bir formülle kimsenin mağdur olmayacağı bir yapılanmaya imza atacağını umuyorum.
Murat Kosova NTV’ye döndü
Geçen haftaki yazımda NTV Spor’dan ayrılan Murat Kosova’nın kendisine yazık ettiğini yazmıştım. Bu yazımın sonunda da NTV yönetimine şöyle bir çağrım vardı: “Eğer ipler çok ciddi bir nedenden dolayı kopmadıysa Murat’la tekrar anlaşın, çünkü onun yeri orası”...
Yazının yayınlandığı gün NTV ile Murat Kosova bir araya geldi ve anlaştılar. Murat da bunu bana doğruladı. Yazının etkisi vardır, yoktur bilmiyorum, bunun da önemi yok zaten. NTV doğru bir kararla ‘iş bilen’ bir ismi tekrar kazanmış oldu. İzleyici olarak benim için sevindirici olan taraf bu.