Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ukrayna'daki savaş Rusya'nın yoğunlaşan saldırıları ve ortaya çıkan insani dramın ardından daha sofistike bir hale geliyor. Son olarak Mariupol'den yansıyan görüntüler savaşın korkunç yüzünü ortaya koyuyor. Mart başında ablukaya alınmasından itibaren önce sivil altyapı ve tesisler kullanılamaz hale gelirken, büyük ölçüde su, internet, elektrik yok şehirde...

        Tahliye edilen sakinlerin anlattıkları tüyler ürpertici... Temel ihtiyaç maddelerini almak için sığınaklardan çıkan insanların geri dönemediği bir bombardımandan bahsediliyor.

        Mariupol'un Sovyetler döneminde adı Zhdanov idi. Stalin'in en yakın çalışma arkadaşlarından biriydi Andrei Zhdanov! Rusya tarafı şehirde Azak Taburunu hedef aldığını ve Azovfstal Demir-Çelik Fabrikası'nı da buradaki askerler sebebiyle kuşattıklarını söylüyor. Ukrayna ise şu an fabrikada 1000'den fazla sivilin bulunduğunu ve sürekli artan bombardımanlar sebebiyle de buradan çıkamadığını belirtiyor.

        Ancak ortada açık bir gerçek var ki savaştan önce 500 bine yakın nüfusu olan, Azak kıyısındaki en büyük Ukrayna şehri tam bir harabeye dönmüş durumda. Şehirdeki evlerin %90'ı etkilendi, bunların %60'ı hasar gördü ve bombardımanla %40'ı yok edildi. Çatışma ayrıca hastanelerin ve okulların %90'ını yok etti. Ukraynalı yetkililere göre, ölü sayısı 10.000'in üzerinde. Daha önce diğer şehirlere ulaşabilen 250 bin insanın dışında tahminen hala 70 bin kişi tahliye edilmeyi bekliyor.

        Burada uluslararası insani hukuk kaidelerinin de yol sayıldığı anlaşılıyor. “Kaidenin ne önemi var!” dedirten bir uluslararası sistemin varlığına rağmen Rusya açısından ilerleyen dönemde bu tercihinin olumsuz etkileri olacağını düşünenlerdenim.

        Dün Rusya'nın Ukrayna'ya bir anlaşma teklifi gönderdiği (15 Nisan'da) belirtildi. Neredeyse tamamı zaten savaşı başlatan maddeler. Sonuç vermesi mümkün gözükmüyor.

        Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba'nın "Bu savaşın sonuna müzakere masasında değil, savaş alanında karar verilecek" şeklindeki sözleri ölçüsüz saldırıların ardından yapılmış bir açıklama...

        Şu an için müzakerelerin sürebileceği yönünde açıklamalar yapılsa da Rusya’nın kazanan taraf olduğu bir fotoğraf ABD ve AB açısından hiç istenen bir durum değil! Bir defa ABD açısından Ukrayna’daki süreç Afganistan’dan da daha farklı ve kritik bir boyuttadır. Rusya ve Putin’in Ukrayna’da istediğini alması AB’nin ve daha özelde Doğu Avrupa bloğunun yaklaşımını değiştirebilir. Ve NATO… Savaşın başından bu yana yeniden bir çekim alanı yaratmaya başlayan NATO açısından da ters bir motivasyon meydana getirecektir.

        Dolayısıyla bu savaşın seyri sadece savaşan tarafların birinin geri adım atmasıyla neticelenmeyecektir. Mamafih Rusya’nın kaybettiği ya da geri adım attığı bir senaryoda çok daha çabuk müzakerelerin netice vermesi mümkündür. Aslında İstanbul zirvesinde Rusya açısından göreli bir avantaj vardı. Hem Kiev’den çekilmemişti hem de sebep oldukları bu insani dram bu denli ortaya çıkmamıştı. Şimdi Donbas ve Kırım’ın tanınması en önemli madde olarak istense de Ukrayna’nın batı desteği ile bu maddeyi zayıflatacak bir mücadeleye hazırlandığı görülmektedir.

        Dün Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile son gelişmeleri konuştuk. Kendisi Kiev’deydi. Rusların Donbas’ta en büyük saldırıya hazırlandığını ve burada elde edilecek neticenin gelişmelerin seyrini belirleyeceğini söyledi. Şu aşamada Ukrayna’da halkın ve askerlerin motivasyonlarının yüksek olduğunu belirtti. Ayrıca ürkütücü bir tabloya da dikkat çekti Kırımoğlu… Bucha, Irpin ve Mariupol dışında da yıkıma uğramış yerler olduğunu, birçok insanın öldürüldükten sonra gömüldüğünü ve bir gün mutlaka ortaya çıkacağını ifade etti. Bu son vahim görüntülerin ardından "Ruslarla varılacak bir anlaşmada ne kadar güvende olunabilir.” şeklinde yorumların da arttığını vurguladı.

        Öyle görülüyor ki, bu yıkıcı ve ölçüsüz saldırılar sadece insani boyutuyla değil, muhtemel anlaşma masasının da doğasını değiştirir nitelikte. Zaten tarafların son açıklamalarına bakıldığında bu güvensizlik daha da derinleşmiş gibi.

        Bu sebeple taraflar Kuleba’nın işaret ettiği gibi Donbas’ta çok daha büyük ve belki de en sert çatışmaya hazırlanmaktadır. Eğer burada da Kiev’dekine benzer bir durum ortaya çıkarsa Rusya’yı ve Putin’i zor günlerin beklediğini ileri sürmek mümkündür. Ve elbette dünyanın ve Türkiye'nin de pek çok alanda sıkışacağı bir dönemi işaret etmektedir.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar