Ukrayna üzerinden küresel enerji savaşları mı başlıyor?
Ukrayna savaşında batıyı birleştiren hususlardan biri de yaptırımlar oldu. Dört paket halinde açıklanan yaptırımlar büyük ölçüde kabul edildi. Ancak gelinen aşamada bu kararların Rusya’da orta vadede etkisini gösterebileceği, bu sebeple enerji kartının da devreye konulması masadaki seçenekler arasında.
Ukrayna tarafının da istediği iki adım var aslında…
Biri “uçuşa yasak bölge” diğeri “enerji alımının durdurulması”…
Aşamalı bir süreç halinde de olsa petrol ve doğalgaz alımlarında güçlü bir kısıtlamadan söz ediliyor. Hem Rus ekonomisindeki durumun bozulması –Putin yönetiminin sarsılması hem de enerji arzı güvenliği açısından değerlendiriliyor. Rusya yaklaşık 150 milyar dolarlık bir geliri bu sahadan elde ediyor.
Peki ekonomik durumun kötüleşmesi, her ülkede siyasi istikrarsızlığı hızlandırır mı? Kuzey Kore, İran, Venezuela örneklerine bakıldığında bunun bir garantisi yok. Üstelik ABD ve İngiltere için daha mümkün gözüken bu 5. yaptırım kararında Avrupa’nın tümüyle hazır olduğu söylenemez. Başta Almanya buna sıcak bakmayabilir.
Atlantik Konseyi’nden Alan Riley’in ilginç bir önerisi vardı. Rusya’dan gelen gaza (özellikle Druzhba hattı) varil başına 25 USD savaş vergisi konulması. Riley mevcut koşullarda Rusya’nın gazı vermekten vazgeçemeyeceğini ancak bu yolla yılda yaklaşık 27 milyar dolarlık bir savaş vergisi ödemek zorunda kalacağını iddia ediyor. Bu paranın Ukrayna’ya aktarılabileceğini de ekliyor.
Rusya’nın bu tarz hamlelere nasıl cevap verebileceğini öngörebilmek için bazı rakamları hatırlayalım…
Rusya, ABD ve Suudi Arabistan'ın ardından dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisi ve yine S.Arabistan'dan sonra en büyük ikinci ham petrol ihracatçısıdır. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre Rusya'nın petrol ihracatının yaklaşık %60'ı Avrupa'ya, %20'si ise Çin'e gidiyor.
ABD ve İngiltere Rus petrolünü çoktan azalttı. %10’u geçmiyor. Venezuela, Katar ve Azerbaycan ile temaslar hızlandı.
Rus petrol ve gazını alan en önemli ülkeler ABD, AB ülkeleri, Çin, Hindistan ve İngiltere idi. ABD ve Kanada’nın petrol alımlarını durdurmasının ardından Rusya’nın bu kısmı Çin ve Hindistan’a yönlendirmesi mümkün. Ancak belirli bir indirim gerçekleşirse…
Öyle ki dünyanın en büyük üçüncü enerji tüketen ülkesi olan Hindistan, Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre 4 kat daha fazla Rus petrolü almış gözüküyor. Bunun Rusya’nın gelirlerinde 300 milyar Rubleye kadar zararı olabileceği belirtiliyor.
Yine Çin’de ciddi bir alıcı. Şu anda Pekin'e günde yaklaşık 2 milyon varil sevkiyat yapılıyor. İki ülke 2022'nin başında yıllık yaklaşık 700 milyon varilin üzerinde uzun vadeli bir sözleşme imzaladı. Bu kapsamda Çin, batının enerji ithalatını kısıtlaması durumunda AB ülkeleriyle rekabette öne çıkacak. Tabii Rusya açısından gelir ve küresel etki gücü kaybıyla…
Doğalgaz kısmına bakıldığında Avrupa Birliği'nin Rus gazına olan bağımlılığının son on yılda arttığı anlaşılıyor. Rus gaz arzının 2009 yılında bölgenin toplam gaz talebinde %25'lik payı, 2021'de %35'e yükselmiş durumda.
Ve Ukrayna’daki gelişmeleri yorumlarken mutlaka dikkate almamız gereken stratejik bir hamlesi var Rusya’nın… Avrupa’ya giden gaz akışında, Ukrayna üzerinden boru hattı ile teslimatlar 2009’da %60 düzeyindeyken 2021’de %25'e gerilemiş. Yani Ukrayna’nın transit ülke olma konumu adım adım azaltılmış. Eğer Kuzey Akım 2’de devreye girseydi bu oran Ukrayna aleyhine daha da açılmış olacaktı.
Burada bir başka ayrıntı Rusya’dan gaz akışında boru hatlarıyla gelen gazın %25 azalması… Bu eksiklik LNG (sıvılaştırılmış gaz) ile kapatılıyor. LNG arzında ABD %37 ile ilk sırada. Ekim ayından bu yana LNG ithalatındaki artış olmasaydı, Avrupa'daki depolama seviyeleri şu anda %15'in altında olacaktı.
Zaten Avrupa açısından sorunun başka bir boyutu da burası. Geçen yıl Rusya, Türkiye’yi de dahil edersek Avrupa'ya 175 milyar metreküp ihraç etti.
Şimdi ABD ve AB’nin yol haritası Ekim ayına kadar depoları doldurup 2023’te Rusya’dan gaz akışını durdurmak ve eksikliği LNG ile tamamlamak. Polonya bunu en net açıklayan ülkelerden oldu.
Acaba Rus gazı olmadan depolama tesisleri %90'a kadar dolabilecek mi?
Sonuçta Avrupa açısından Rus petrol ve gazından kısa vadede vazgeçmek mümkün olmayacak. Ancak orta vadede yeni bağlantılar, petrol arzında yeni sürümler ve yenilebilir enerjiye yatırım ile Rusya’nın ihracatı ciddi anlamda kısıtlanabilir.
Tabii dünya bu aşamalardan geçerken sarsıntılar yaşayacak. Fiyatlar yükselecek birçok sektörde riskler giderek artacak. Finans Üniversitesi uzmanlarından Igor Yushkov Rus basınına verdiği demeçte böyle bir kararın sadece Rusya açısından düşünülmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. “Hidrokarbon ticareti kışın durursa, küresel bir enerji krizi göreceğiz. Piyasalar birbirine bağlı olduğu için tüm küresel pazardaki fiyatlar fırlayacak. Dünyada küresel bir durgunluk olabilir.” diyor.
Bir başka yazı konusu olmakla birlikte Türkiye’nin Türk Dünyasıyla ilişkileri ve buradaki kaynakları batıyla buluşturabilme imkanları (Güney Kafkasya-Hazar-Orta Koridor) batının da daha fazla irdelediği hususlar arasında olacak.