Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Göç hareketliliği gündeme gelmediği için özellikle Türkiye’nin de gündeminden düşen Afganistan konusu yaklaşan kış ayları ile ciddiyetini artırıyor. Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı bu hatta kapsamlı bir göç yaşanmasını engellemenin nihai yolu asgari yaşam koşullarını ve ülkenin istikrarını sağlamak.

        Birleşmiş Milletler’in konuyla ilgili Koordinasyon Ofisi'ne (UNOCHA) göre yaklaşık 30 milyon insan açlık tehlikesiyle karşı karşıya ve acil gıda yardımına ulaşım sorunu yaşıyor. Yine Dünya Gıda Programının tahminlerine göre 1 milyondan fazla çocuk benzer sebeplerle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.

        En acısı da gıdaya ulaşmak için çocukların gözden çıkarıldığına yönelik haberlere rastlıyor olmak...

        BM'nin önerdiği üzere acil olarak aylık 200 milyon dolarlık bir insani yardıma ihtiyaç duyuluyor.

        1,2 milyon özel sektör çalışanının maaşlarını alamadığı belirtilirken, Ocak ayından bu yana 600 binden fazla insan başka yerlere göç etmek zorunda kalmış.

        Buna karşın gelinen noktada bu hedefe ulaşılmasının mümkün olmadığı belirtiliyor. Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Direktörü Yamini Mishra “Ülkeler daha önce vaat ettikleri insani yardımları henüz ihtiyaç sahiplerine ulaştırmadılar.” diyor. Özbekistan Cumhurbaşkanı Sevkat Mirziyoyev de Ekonomik İşbirliği Örgütü zirvesinde, “Afganistan her geçen gün ciddi bir insani krizin eşiğine yaklaşıyor” açıklamasında bulundu.

        Eylül ayındaki BM Cenevre zirvesinde, insani yardım ve kalkınma yardımı için 1,2 milyar dolar, G-20 Zirvesi'nde de yaklaşık 1,2 milyar dolarlık bir yardım sağlanacağı açıklanmıştı.

        Taliban’ın kontrolü almasıyla dış yardımların kesilmesi, önemli varlıklarının dondurulması ve birtakım uluslararası yaptırımların devreye girmesiyle zaten yoksulluk düzeyi had safhada olan ülkede yeni bir iç savaş tehlikesi beliriyor!

        2022’de yoksulluk oranının %97 olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

        Taliban’dan önce Afganistan'ın GSYİH'nın %43'ü ve kamu harcamalarının da yaklaşık %75'i dış yardımlardan oluşuyordu. Bu yardımların en büyüğü ABD tarafından dondurulan 10 milyar dolarlık kısım ile AB’nin 2021-2024 arası için hazırladığı yaklaşık 1.5 milyar dolarlık yardım. İrili ufaklı binlerce sağlık tesisi kullanılamaz durumda.

        Bu sıkıntılar artarken bir yandan da DEAŞ’a karşı mücadele adı altında ciddi sayıda Taliban gücü Celalabad bölgesine kaydırılıyor.

        Böyle bir tablo karşısında hiç beklemeden, bugünden yarına, insani yardımın olabildiğince ülke geneline ulaştırılmasını sağlayacak bir kriz yönetiminin başlatılması gerekiyor.

        Türk Devletler Teşkilatı bölge ülkelerinin dışişleri bakanları bir araya gelmişti. Bu kez durum o kadar vahim ki belki devlet başkanlarının çevrimiçi toplantı ile Afganistan konusunu masaya yatırarak, dünyaya çağrı yapmaları çok yerinde olacaktır. Hatta Rusya ve Çin ile farklı bir platformda mesele gündeme getirilebilir.

        Zira süreç böyle devam ederse ülkedeki insani yıkım, ilk olarak Orta Asya’daki sınırdaş ülkeleri ve elbette Türkiye’yi vuracaktır.

        Sanıyorum tek bir sığınmacıyı bile kabul etme lüksümüzün olmadığını herkes görüyordur...

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar