Türk Konseyi Liderler Zirvesi toplanıyor, işte detaylar…
Bundan yaklaşık 30 yıl önce dünya düzenini etkileyen çok önemli bir gelişme yaşandı ve SSCB’nin dağılmasının ardından Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını elde etti. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan…
Türkiye bu ülkeleri dünyada tanıyan ilk devletti. Diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla birlikte Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri başladı. “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne...” yaklaşımı bu dönemde kendisini gösterdi. Gümrüksüz, vizesiz dolaşım ve ortak pazar gibi uzun vadeli hedefler farklı platformlarda seslendirilmeye başlandı.
Kimi zaman durağan/yavaşlasa da geçen süreçte Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişkilerin ilerleme istikametinde olduğunu söylemek mümkün.
Bu temel üzerinde Türk Dünyası ilişkilerini kurumsal ve daha güçlü bir iradeye taşıyan karar 2009 Nahçıvan Zirvesinde alındı. Kurucu üye ülkeler Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye uluslararası bir örgüt olan Türk Konseyi'ni kurdular. Teklifi ilk seslendiren, bugün konseyin onursal başkanı olan Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev idi.
Ekim 2019'da Bakü'de gerçekleştirilen 7. Zirve sırasında Özbekistan, Konsey'e tam üye sıfatıyla katıldı. Macaristan, Eylül 2018'de Kırgızistan'daki 6. Zirve sırasında gözlemci statüsü kazandı. Türkmenistan ise zirvelerin aktif bir katılımcısı olsa da henüz resmi üye olmamıştır. Ama şimdilik!
Türk Konseyi mevcut konumuyla yaklaşık 170 milyon nüfusu, 5 milyon kilometrekarelik yüzölçümü ve 1,5 trilyon dolara yaklaşan milli geliri ile ciddi bir işbirliği alanını gün yüzüne çıkarmaktadır.
Ve Türk Konseyi Liderler Zirvesi yarın toplanıyor. Zirve, gerek zamanlaması gerekse uluslararası dengeler açısından ciddi bir potansiyeli ortaya koymaktadır.
Genel Sekreter Amreyev Habertürk’e konuştu: “Türk Konseyi Diplomaside Parlayan Bir Yıldız…”
Konseyin Genel Sekreteri Baghdad Amreyev ile İstanbul’daki merkez ofisinde bir araya geldik. Amreyev uzun yıllardır çeşitli diplomatik görevler bulunmuş çok tecrübeli bir isim. Daha önce Kazakistan’ın Ankara ve İran Büyükelçisi olarak görev yaptı. Ortadoğu’yu da yakından biliyor. 2018’den bu yana Türk Konseyi’nin Genel Sekreteri…
Geçen bu 3 yıllık dönemde pandemiye rağmen Konseyin çalışmaları hız kesmeden devam etti. Öncelikle İstanbul’da adına yakışır bir binaya taşındılar. Özbekistan ve Macaristan’ın katılımları da bu dönemde yaşandı. Konseyin uluslararası kuruluşlar nezdinde görünürlüğü arttı ve ulaştırmadan, enerjiye, eğitimden, turizme kadar birçok alt komisyonlarla kurumsallaşma çalışmaları sürdü.
Yarınki zirvede tüm üye devletler Cumhurbaşkanı düzeyinde temsil edilecek (Macaristan başbakan düzeyinde) ve saat 15.00’te başlayacak. Konseye resmî üye olmayan Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov da yer alacak. Liderlerin 10-15 dk konuşma yapması planlanıyor.
Amreyev, son dönemde Konseye dünyanın farklı ülkelerinden ciddi bir ilgi olduğunu vurguluyor. Belirttiğine göre şuan 15 civarında ülke resmi olarak Türk Konseyi ile temasa geçmek istiyor. Bu manada Konsey için “Dünya diplomasisinde parlayan bir yıldız” ifadesini kullanıyor. Ülkelerin isimlerini duyunca gerçekten heyecanlandım. Bu durum aslında Türk Dünyasının imkan ve kabiliyetinin bölgesini aşan şekilde ağırlığını hissettirdiğini de gösteriyor.
Amreyev yarınki liderler zirvesinin aslında Kazakistan’ın Türkistan şehrinde planlandığını ancak artan salgın koşulları sebebiyle dijital ortamda yapılmasının kararlaştırıldığını aktardı. Ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in buyruğu ile 2017’de bir bölge haline getirilen Türkistan, birkaç yılda benzeri görülmemiş bir çehreye kavuşuyor. 2 milyar doların üzerinde bir bütçenin kullanıldığı imar ve inşa çalışmalarıyla Orta Asya’nın gözde bir merkezi haline geliyor. Havalimanı, yollar, oteller, konutlar ile ciddi bir turizm kenti oluyor.
Genel Sekreter Amreyev, Türkistan’dan Semerkant ve oradan Buhara’ya uzanacak hızlı tren hattının tüm Türk Dünyası için büyük önem taşıdığının altını çiziyor.
İşte yarınki zirvede konuşmaların ardından ortak bir Türkistan Deklarasyonu açıklanacak. Bu deklarasyon kapsamında kadim Türkistan şehri “Türk dünyasının manevi başkenti” ilan edilecek. Bunu çok önemsiyorum. Zira devlet başkanları zirvesinde böyle bir ortaklığın seslendirilmesi her yıl diğer ülkelerin de buna eklemlenmesini sağlayacaktır.
Zirvenin bir başka önemli özelliği Karabağ zaferinden sonra liderlerin ilk kez bir araya geliyor olması. Yarınki konuşmalardan Azerbaycan’a hem tebrik hem de destek mesajı yükselmesi çok anlamlı olacak. Pek muhtemel ki işgalden kurtarılan şehirlerin restorasyonu için ortak çalışma vurgusu yansıyacak. Genel Sekreter Amreyev, Karabağ Savaşı sırasında bir heyetle bölgeye giderek açıktan destek vermişti. Füze saldırılarının olduğu bölgeden ilgili kuruluşlarla birlikte basın açıklaması yaparak Azerbaycan’ın yanında olmuşlardı.
Amreyev'in belirttiğine göre zirvede bir başka önemli tema, tüm üye ülkelerin bağımsızlıklarının 30. yılında bir araya geliyor olmaları... Bu çerçevede Türk Dünyasının önemli şahsiyetleri de liderlerin gündeminde olacaktır. Bakanlıklar düzeyinde farklı komisyonların oluşturulması da konseyin çalışma formatının bir parçası.
Türk Konseyi’nin resmi zirvesi ise İstanbul’da Kasım-Aralık aylarında gerçekleşecek. Dönem başkanlığı da Azerbaycan’dan Türkiye’ye geçecek. Burada da tarihi kararlarla alınması bekleniyor.
Bakalım yarın konuşmalarda başka sürprizler olacak mı?