Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhuriyetin ilan edilişinden bu yana 97 yıl, yani neredeyse bir asır geride kaldı.

        Atatürk’ün ifade ettiği gibi Türk milletinin kendi ismini taşıyan ve öz kimliğini, dilini, tarihi özelliklerini öne çıkaran Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu dünya medeniyet tarihi açısından da bir devrimdi. Zira 6.yüzyılda ilk kez dünya yönetim sahnesine çıkan Göktürklerden bu tarafa bir tarihsel süreklilik ve inşa anlayışı kendisini gösteriyordu. Bu yönüyle Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değil aynı zamanda her alanda yeniden değerlendirmenin ve ilerlemenin de teminatıydı.

        Şüphesiz bu güne kolay gelinmemişti. Prof.Dr.Halil İnalcık’ın sıralamasıyla milli direnç örgütlenmiş, TBMM açılmış, Sakarya Zaferi, Büyük Taarruz ile Lozan Antlaşmasına giden süreç yaşanmış ve nihayet Türk devletinin tüm dünyaca resmen tanınması sağlanmıştı. Haliyle Cumhuriyete düşmanlık duyanların aslında bu varoluş mücadelesine de karşı durduğunu unutmamak gerekir!

        O halde Cumhuriyet bir isimden mi ibarettir?

        * Cumhuriyet demokrasiyi en iyi temin eden yönetim şeklidir.Bilimsel zeminde yükselen hukuk devletidir.

        * Seçim esasına dayanan ve seçme/seçilme hakkını tüm millete ait kılan bir rejimdir.

        * Cumhuriyet bir kişi, sınıf ya da zümre yararına değil, gücünü milletten alan ve onun yararına işleten bir sistemdir. Bu sistemde herhangi bir cemaate, paralel ya da başka bir ad altında yapılanmaya yer yoktur. Hele ki alçak darbe girişimi ve ülkemize yaşattıklarından sonra da başka bazı yapıların devlette liyakat ilkesini aşındırdıklarını duymak akıl alır gibi değil!

        REKLAM

        * Cumhuriyet bir yönüyle adalettir, kanun önünde eşitliktir.

        * Cumhuriyet aynı zamanda insan odaklıdır; temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı bir sosyal iklimi hedefler.

        * Ve Atatürk dediği gibi “Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.” Yani insan onuruna yaraşan bir yaşam…

        Peki gerçekten bugün Cumhuriyet hak ettiği yerde midir?

        Bu soruya cevap verirken 29 Ekim 1924’te, Cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümü kutlamalarında Ahenk Gazetesinde (İzmir) çıkan şu haberi bilginize sunmak isterim. Manşetten verilen haberde Cumhuriyetin ilanının önemi anlatıldıktan sonra şu kısma yer alıyordu:

        “...Lakin bu iş bu kadarla bitmiş olmuyor. Millet bugün cumhuriyetin efendiliğine layık olduğunu ispat etmeye hem mecbur hem de muhtaçtır. Aksi takdirde hükümetin isminden başka hiçbir şey değişmiş olmayacaktır. Cumhuriyet kelimesinin ifade ettiği hareket ve zihniyetten nasibimizi yalnız cumhuriyet isminden beklersek çok yanılırız. Cumhuriyet bize terakki yolunu gösteren bir meşaledir. Gözlerimizde onun ışığından istifade edecek bir idrak, bacaklarımızda onun çetin yolculuğuna takat getirecek bir kudret yoksa eyvah bize...”

        Gerçekten bugünü anlamak ve yarınları inşa etmek adına çarpıcı ifadeler…

        Kim ne derse desin azınlık bir kitlenin husumeti ve düşmanlığına karşın bu ülkede yaşayan insanların ezici çoğunluğunun Cumhuriyetten yana olduğuna inanıyorum. Bu bakımdan Cumhuriyete ve onun değerlerine sahip çıkmaktan başka yol yoktur.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar