Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk yönetim kültüründe bilgi ve bilgelik iki vazgeçilmez kavramdır. Yaklaşık 1300 yıl önce bu kavramlar sadece kişiler için değil en çok da topluluklar için kullanılıyordu. Özellikle Bilgelik tüm devleti kuşatan bir arma görünümündeydi. Yazıtlara göre Çin “İyi bilge kişi yürütmez imiş.” Yani devlete güç katacak bilgeleri ortadan kaldırmak istermiş. Prof.Dr. Bahaeddin Ögel'e göre o dönem “Çin’de bilgi ile bilgelik sözü halk için çok uzak kavramlardı; anlamaz ve anlayamazlardı. Hakanın bilmesi yeterliydi. Göktürk yazıtları açısından herhangi bir kimsenin bilgi sahibi olarak bilge olabilmesi için bir engel yoktu.

        Orhun Yazıtları tarihte Türk adını taşıyan ilk Türk devleti olan Göktürk Devleti’nin ikinci döneminde meydana gelmiş eserlerdir. Anıt anlamına gelen bengü taş (ölümsüz taş) da denilmektedir. Bir mezar taşının ötesinde Türk medeniyetinin geçmişini ve ebediyetini temsil eden en önemli buluntular olarak kabul edilebilir. Yazıtlardaki harflerin sırrını çözen Danimarkalı dil bilimci Wilhelm Thomsen, ilk olarak “Tengri”, “Türk” ve “Kağan” kelimeleri okudu ve 25 Kasım 1893’te bu şaheserlerin Türkler’e ait olduğunu tüm dünyaya duyurdu.

        REKLAM

        Aslında bugünkü Moğolistan topraklarında birbiriyle ilişkili 3 yazıt vardır. Bu yazıtlardan biri, üç Türk kağanına vezirlik yapmış olan Vezir Tonyukuk’un kendisi tarafından dikilmiştir. Diğerleri Kül Tegin Yazıtı ve Bilge Kağan Yazıtı’dır.

        Bilge Tonyukuk Yazıtı, Ulan Batur’a yaklaşık 45 km mesafede bir arazide açıkta durmaktadır. Şehre giden yolun 11 km’lik kısmı Türkiye tarafından yapılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013’te başbakan olarak bu anıtı ziyaret etmiştir.

        Bugün ise anıtın iklim ve arazi koşulları sebebiyle zarar görebileceği belirtiliyor. Çok geçmeden tarım alanı ya da yerleşim bölgelerinin içinde kalabilir. Zira hala kazı yapılması muhtemel kısımlar var. Bazı uzmanlar Cengiz Han anıtına yakın oluşu sebebiyle ziyaretçilerin daha da artacağını ve insan temasının yoğunlaşacağını ekliyorlar. Örneğin Tonyukuk yazıtında “Türk” yazısı net bir şekilde görüldüğü için ben de ziyaret ettiğimde buraya dokunarak fotoğraf çektirmiştim.

        Son dönemde Uluslararası Türk Akademisi Moğolistan’da önemli çalışmalar yürütüyor. Moğolistan’ın Akademiye gözlemci olması da bilimsel çalışmalar için imkanları genişletiyor. Hatta UNESCO nezdindeki girişimlerle 2020 “Bilge Tonyukuk Anıtının 1300.Yılı” olarak kutlanma kararı alınmıştı. Salgın sürecinde faaliyetler aksayınca internet ortamında buluşmalar tercih ediliyor. Geçtiğimiz Cuma günü bu kez UNESCO Milli Komisyonu ev sahipliğinde geniş katılımlı bir görüşme gerçekleşti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, Türk Akademis Başkanı Darhan Hıdırali, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, TİKA Başkan Vekili Serkan Kayalar ve konusunda uzman değerli isimler katıldılar.

        Kül Tegin ve Bilge Kağan Yazıtlarının olduğu Orhun Vadisi daha önce UNESCO’nun dünya miras listesine eklenmişti. Türk Akademisi Başkanı Darhan bey şimdi de Tonyukuk Yazıtı’nın olduğu bu alanın listeye dahil edilmesini öneriyor. Bu öneriyi UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz’a sordum. “Resmi teklifin kendilerine yapılması durumunda mutluluk duyacaklarını” ifade etti. Ayrıca “1997 yılında buranın sit alanı ilanı konusunda bir mutabakat var ama arazi tarıma açılmış. Dolayısıyla dayanışma içerisinde bu kararı işler hale getirmek gerekiyor.” diyerek olumlu yaklaştıklarını vurguladı. Son dönemde çok aktif faaliyet gösteren Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın konuya sahip çıkacaklarını ifade etmesi de memnuniyet vericidir.

        Bununla birlikte Tonyukuk Yazıtı başkent Ulanbatur’a yakın bir yerde dururken, Kül Tegin ve Bilge Kağan Yazıtları Orhun Nehri kıyısındadır. Bu iki yazıt 2005 yılında Türk İşbirliği Kalkınma İdaresi (TİKA) tarafından açık alandan alınarak kapalı müze içerisine konulmuştur. Konuyla ilgili ciddi saha araştırmaları olan Prof.Dr. Ahmet Taşağıl hocayla konuştuğumda buradaki iklimlendirmenin mevcut haliyle yeterli olmadığını, yazıtların kapalı alanda bile zarar görebileceğini ifade etti. Örneğin Bilge Kağan için 735 yılında yaptırılan bengü taşta bir kısım yazılar çevre koşullarından dolayı silindiği için tüm yazıt okunamıyor.

        İşte durum böyle… Bilge Tonyukuk devlete ve hakana yön vermiş, danışma ve kolektif sorumluluğun tarihe geçmiş en etkili tutanakları arasındadır. 1300 yıl öncesinden insanlığa seslenen bu yazıta hep birlikte sahip çıkma zamanıdır.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar