Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünlerde siyasetin temel gündem maddelerinden biri, ittifaklar ve sistem tartışmaları… Hal böyle olunca erken seçim tartışmaları da eksik olmuyor. Her ne kadar 2023’e kadar görev süresi bulunsa da AK Parti dahil meclisteki tüm partilerin olası bir seçime yönelik kendi ittifak alanlarını genişletme çabasında olduğu görülüyor. Bu çaba aynı zamanda- sistemin doğası gereği- karşı ittifak alanını zayıflatabilmek şeklinde de süregeliyor.

        Geçen hafta liderlerin yaptığı açıklamalara bakılırsa Cumhur İttifakı’nda MHP’nin, Millet İttifakı’nda ise İyi Parti’nin ittifaklar sisteminde önemli bir rol aldığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tartışmaya katılmasıyla birlikte “sistem tartışmaları” farklı bir boyut kazanıyor. İyi Parti “güçlendirilmiş parlamenter sistemi” TBMM’de bir işbirliği açısından ön koşul olarak ileri sürüyor.

        Öte yandan Millet İttifakı’nın da temel vaadi “güçlendirilmiş parlamenter sistem”. Hatta mevcut ekonomik sorunları bununla ilişkilendirmeleri yakın gelecekte bu tartışmanın hem ittifakları hem de Türkiye’nin siyasi atmosferini etkileyeceğini işaret ediyor. 2017 referandumunda %51.4 “evet” tercihi ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde görülen problemlerin ya da eksikliklerin farklı kesimlerce seslendiriliyor olması tartışmaları daha da derinleştiriyor.

        REKLAM

        Bir taraf sistem içerisinde tadilat önerirken diğer taraf tamamen parlamenter sisteme geçerek bunun güçlendirilmesini vaat ediyor. Vatandaş açısından da temel değerlendirme süreci bu noktada başlıyor. Çünkü 2017 referandumu öncesinde geçerli olan sistemin kusurlu/eksik yanları ile bugünkü sisteme yönelik eleştiriler benzer bir alanda sıkışıyor.

        Peki bu sistemin ana hatları nedir? Gerçekten parlamenter sistem ya da parlamenter demokrasiye dönebilmek mümkün mü? Güçlendirmek denirken ne kast ediliyor?

        Aslında muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi Cumhurbaşkanlığı sistemi dışında dünyada uygulanan tipik parlamenter sistemin de Türkiye’nin yönetim sorununu gidermeyeceği tezi üzerine kurulu. Bu yüzden “güçlendirilmiş” denilerek tamamen eski sistemin aynısı olmayacağı anlatılmak isteniyor.

        İşte bu noktada eski sistemi güçlendirmek hedefi ile yeni sistemin hatalarını gidermek arasında nasıl bir farklılık olduğu sorusu tartışmanın düğümlendiği yer oluyor. Burayı netleştirmek gerekiyor.

        Ve bu düğümü her iki sistemde de açabilecek sihirli bir formül yok! Elbette eski sistem her açıdan daha iyidir veya yeni sistem her şeyi ile kötüdür demek doğru değil. Zaten bir siyasal sistem yüzde yüz başarılı da değildir. Önemli olan sistemin daha iyi işlemesi için tıkanan noktaları değiştirmek ve çözümler üretebilmektir. Zira sistemler toplumun ihtiyaçları üzerine inşa edilir. Bir tür ortak akıl programları şeklinde düşünülmelidir.

        Bugün kuvvetler ayrılığını sağlamak, denge ve denetim mekanizmasını işler hale getirmek, anılan bu sistemlerin kendi içerisindeki değişikliklerin dışında siyasi partiler yasası, seçim barajı ve seçim kanunlarında uygun değişiklikler yaparak mümkün olabilir. Bunun dışındaki yönelişler her sistem için yeni sorun alanları yaratacaktır.

        İmdi başlığa geri dönecek olursak parlamenter sistemin güçlendirilmesi nasıl sağlanabilir?

        Bu konuya yarın devam edeceğim…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar