Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün çok önemli bulduğum bir anektodu ilk kez sizlerle paylaşacağım. 6 Temmuz 1940 tarihi Kazakistan’ın Kurucu (Tonguç) Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in doğduğu gündür... Ve aynı zamanda 6 Temmuz, ülkenin yeni başkenti Nur-Sultan’ın (ilk adıyla Astana) kuruluş günüdür...

        Bugün 80 yaşına giren Nazarbayev, geçtiğimiz yıl kendi isteğiyle Cumhurbaşkanlığı görevini bırakma kararı almıştı. Dünyada çok konuşuldu; bu konuda çok sayıda makale yazıldı. Özellikle yönetim ve siyaset alanında çalışanlar ilgiliyle takip ettiler. Zira Nazarbayev sıradan bir lider değildi. Yönetime gelmesinin ardından yaklaşık 30 yıllık dönemde ülke ekonomisini 16 kat büyütmüş, 250 milyar dolar dış sermayeyi getirmiş, kuzeydeki bir küçük ilçeden (yerin adı Akmola) modern ve görkemli bir başkent inşa etmiştir.

        Peki nasıl olur da bu başarılara sahip bir lider, güçlü başkanlık koltuğunu kendi hür iradesiyle başka birine devredebiliyordu? Nitekim adım adım anayasa değişiklikleri gerçekleşiyor ve süper başkanlık modelinden uzaklaşılarak parlamento ve hükümetin yetkileri artırılıyordu.

        Ve görevi bırakmasının ardından Başkentteki yeni çalışma ofisinde uzun bir sohbet yapma fırsatımız oldu… Pek çok şey anlattı. Bunlardan biri de görevi bırakma kararı idi.

        Sohbetimiz sırasında kendisine “Türk dünyasının birliği ve geleceği için çok önemlisiniz, tecrübeleriniz çok kıymetli sizi bırakmayacağız!” dediğimde “Baurum (kardeşim) şunu bilmeni isterim ki bu kararın geri dönüşü yoktur. Artık ülkemin geleceğini inşa etmek için yeni Cumhurbaşkanının en büyük destekçisi olacağım, onun başarısı için çalışacağım.” cevabını verdi. Ardından devam etti ve kararında büyük etkisi olan daha önce yaşadığı bir olayı anlattı: “Vaktiyle dostum Süleyman Demirel’in daveti ile İstanbul’daydım. Davet programının bir parçası olarak birlikte Boğaz’da tur atma fırsatımız oldu. O günlerde Demirel Cumhurbaşkanlığının sona ereceği o yıl yeniden siyasete girme düşüncesini bana açmıştı. ‘Nasıl olur?’ diye sordu. Ben de ‘Artık en tepedesin buradan o alana yeniden girme, şimdi tam bırakma zamanıdır. Yeni nesillere yol açalım, onlara yol gösterelim’ cevabını vermiştim. İşte ben kesin bırakma kararı verdiğim 2017 yılında rahmetli dostum Demirel ile bu diyaloğumu da hatırladım.”

        REKLAM

        Nitekim Nazarbayev görevi bıraktığı gün şu cümleleri kullanıyordu: “Bağımsız Kazakistan’ın kurucusu olarak önümdeki görevim, yeni nesil liderlerin gelmesini sağlamaktır." Liderlik derslerine konu olabilecek bu ifadeler aynı zamanda Nazarbayev için Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu gösteren işaretlerden sadece biridir.

        YENİ BAŞKENTİN MİMARI

        Türkiye’den Kazakistan’ı ilk ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin eski başkent Almatı şehrindeki görüşmelerinde Nazarbayev’den yeni başkent fikrini duyar ve Nazarbayev’e dönerek “Bu güzel şehri bırakıp nereye gidiyorsunuz?” der. Nazarbayev de gülümseyerek “Siz İstanbul’u niye bıraktınız. Almatı Çin’e çok yakın ve ülkenin bir ucunda. Benim ülkemi tümüyle yönetebilmem için hem demografik yapıyı uygun hale getirmeliyim hem de ülkeni ortalarına gitmeliyim.” Öyle anlaşılıyor ki Ankara’nın başkent oluşu ile Kazakistan’ın yeni başkentinin öyküsü birbirine çok benziyor. Yıllar sonra bu şehrin en merkezi noktasında bizzat katılarak Atatürk Anıtını açan Nazarbayev bugün Türk Konseyi’nin Onursal Başkanı konumundadır… (“Büyük Bozkırın Yükselişi: Nazarbayev Liderliği” kitabımda detaylar bulabilirsiniz)

        Kazakistan’ın yeni başkentinin armasında bulundan “Şanırak”, ailenin ve toplumun çatısını temsil eder ve geleneksel Kazak çadırı olan Kiyüz evinin tepesinde bulunur. “Şanırağın sallanmasın!” derken birliğin daim olsun denilir. Bu vesileyle kardeş Kazakistan’a her daim birlik ve dirlik temenni ediyorum…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar