Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hangi köşe yazarları "tekne arkadaşı"yken şimdi "düşman" olmuş...

        Birine laf edildiğinde savunmasını ötekinin yaptığı iki "kanka" nasıl birbirine düşmüş...

        Kim "aynı fikirde olmadığı için ayağını kaydırdığı" köşe yazarıyla şimdi aynı safta yer almış...

        Bunların dökümünü yapıverse biri...

        Ha, okurun umurunda mıdır... Fakat önüne liste halinde gelince ilgisini çeker gibime geliyor.

        Tamam, "köprünün altından çok sular akar" zaman içerisinde, bu doğaldır. Hele Türkiye'de... Fakat basındaki kadar "hızlı"sı hiçbir yerde görülmemiştir. Ya da annemin ifadesiyle "Görmek için 40 yıl beklemek gerekmiyor, 40 gün yetiyor artık".

        Onların uzmanı az

        YAŞAMI uzun olan ülkeler arasında Türkiye yok!

        Japonya, Yunanistan, Pakistan, Çin, İtalya, ABD, Ekvador, Kosta Rika, Andorra, Makao, Gürcistan var, Türkiye yok!

        Beslenmelerine baktım... Bildiğimiz şeyler. Bol sebze, tahıl, lifli gıda, az yağ falan...

        Peki neden bizim ömrümüz onlardan kısa?

        Çünkü bizde "istikrar" yok!

        Uzmanlarımız "sayesinde" bir gün yumurtaya saldırıyoruz, bir gün nara... Yağı bir yiyoruz, bir yemiyoruz... Et bir iyi, bir kötü...

        Bünyeler "şaşkın", bünyeler "sersem"...

        Belli ki onların "uzman"ı az, kafaları "salim".

        Türkler ölüsünü seviyor

        BAŞLIK şöyleydi: "Türkler canlıdan çok ölüsüne sahip çıkıyor" (Habertürk/22 Şubat).

        A, ben de ne zamandır bunu diyecektim!

        Gerçi haber organ bağışıyla ilgili; benimse diyeceğim başka.

        Hayır hayır, sağlığında adını ağzımıza almadığımız adamın arkasından methiyeler düzmemizden söz etmeyeceğim, o çok yazıldı, çizildi.

        "Yılmaz Güney ile Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret yarışı" da değil...

        Birkaç soru soracağım sadece.

        1- Bir bayram sabahında "hayattaki büyüklerin evi" mi, yoksa "ölmüş olanların mezarının başı" mı daha kalabalıktır?

        2- "İki eli kanda olsa" bile koşma şartı, dostun sağlığında mı, cenazesinde mi geçerlidir?

        3- "Cami avlusu kalabalıkları"ndan kaç kişi rahmetliyi sağlığında, kaç defa arayıp sormuştur?

        4- Gelen gidenden kapısı kapanmayan ev "diri evi" midir, "ölü evi" mi?

        5- Ölümünden önce hakkınızı helal ettiğiniz bir yakınınız, arkadaşınız oldu mu?

        6- Arkasından "hayırla" andığınız birini sağlığında "sevgiyle" andığınız olmuş muydu?

        7- Evine börek tepsileriyle koşturduğunuz rahmetliye sağlığında kaç defa çay ısmarlamıştınız?

        *

        Evet, Türkler ölüsünü seviyor. Bu iyi bir şey mi?..

        Dirisi gibi ölüsünü de sevmese daha mı iyi olacak? Hayır.

        Demek iyi bir şey yapıyoruz.

        MIŞ/MUŞ

        * Nar kabuğu her derde devaymış.

        Bir dert hariç; uzmanları susturamıyor!

        * Orhan Pamuk, "Ailenin aptalıydım, sonra Nobel aldım" demiş.

        Aziz Nesin'in savı hayırlara vesile olacak!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar