Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mevlana’nın çok güzel bir sözü var: Yüz ayak merdivenin iki basamağı noksan olsa dama çıkmak istemeyen çıkamaz!

        Mevlana’nın bu sözünü; Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın “Spor tarihinin en büyük yatırımı yapıldı, 13 yılda devrim yaptık” manşetiyle Sabah Gazetesi’nde yayınlanan röportajı üzerine hatırladım. Bakan Kılıç’ın sözlerinden devrimin tesis konusunda olduğunu anlıyoruz. Çünkü Kılıç’ın Türk sporunun kurtuluşu olarak gördüğüm THOM projesinden bahsederken “Sadece Rio’yu değil, 2020 Tokyo ve 2024 Olimpiyatlarını hedefliyoruz” sözünü; ben, “Tesis tamam ama madalyaya ulaşma konusunda eksiklerimiz” var şeklinde anlıyorum... Gerçek şu ki; Türk sporu da dama (Olimpiyatlar da başarı) çıkmak istiyor ama bir türlü çıkamıyor.

        Türkiye Olimpiyat Hazırlama Merkezleri projesine ben aslında “tohum” projesi olarak bakıyorum. Çünkü TOHM 21 ilde ve 17 branşta 556 erkek 301 bayan olmak üzere 857 sporcunun katılımı gerçekleşen geleceğe yatırım yapan bir projedir. Ben de bu projeye “tohum” ismini koyuyorum. Tohumlar ekilecek, hasat zamanında da (Olimpiyatlar, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları) ürünler toplanacak. Geçen hafta belirttiğim gibi dikkat etmemiz gereken konu tohumları doğru kullanmaktır. Bir düşünürün dediği gibi; “Tohumlar yola düşerse, kuşlar onları yer. Tohumlar iyi toprağa düşerse ürün verirler. Tohumlar sadece iyi topraklarda verimlidir.”

        Yıllardır bilim ve teknolojiyi iyi kullanan Amerika, Rusya, Çin, İngiltere’nin üst düzey sporcuları karşısında çocuklarımızın yem olmasını istemeyiz sanırım. Bir tohum iyi bir ürün vermek için iyi toprağa ihtiyaç duyarken üst düzey olmaya aday sporcular daha fazlasına ihtiyaç duyarlar.

        Bakan Kılıç’ın dediği gibi tesisler, TOHM tamam ama yine de dama çıkmak için daha fazlasına ihtiyaç var... 100 ayak merdivenin 2 basamağı hala eksik. Bunun için ölçme ve performansı arttırmak kelimelerini sisteme katmalıyız... Her zaman kullandığım bir söz var: Ölçemediğini yönetemezsin!..

        Peki, sporcuların kapasitelerini nasıl ölçüp ve performanslarını nasıl geliştireceğiz? Bu sorunun cevabı için kafa yoranlar da var. Prof. Dr. İbrahim Yanmış ve Voleybol Federasyonu eski Genel Sekreteri Dr. Sinem Mavili... 800 metrekare alan üzerine Sportofit Performas Akademisi’ni kurmuşlar. 3 saate yakın burayı inceleme fırsatı buldum. Olimpiyatta kimin madalya alacağı az çok tahmin edilebiliyor.

        Sportofit Perfromans Akademisi’nde; ‘Spor’, ‘Ortopedi’ ve ‘Fitness’ kavramlarını ve farklı disiplinleri bir araya getirmişler. Günümüzün spor yapısında başarı için artık ‘Fiziksel Yüksek Performans’ vazgeçilmez bir unsurdur. Kuvvet, dayanıklılık, çabukluk ve sportif beceriler performansın geliştirilebilir bileşenleridir. Nasıl ki bir yarış arabasının gücü artırılır, motor, vites, şanzuman gibi parçalar dayanıklı hale getirilir. Sporcunun performans bileşenlerinin geliştirilmesi de sportif başarıyı artırır. Fark sadece sporcunun genetik sınırları içinde erişeceği maksimum bir sınırının olmasıdır. Performans sporcularında amaç bu maksimum zirveye istendik zamanda sağlıklı bir şekilde ulaşılmasıdır.

        Sportofit Performans Akademisinde; Vücut analizi, genel ve spora özgü tüm performans testleri (Kuvvet, Dayanıklılık, Sürat, Aerobik ve Aneorobik kapasite vs.), metabolik durum, psikolojik değerlendirme testleri ve bunlara ait ayrıntılı raporlama hizmetler de veriliyor. Hazırlanan performans raporlarına dayanılarak bireysel antrenman programı hazırlama ve uzman antrenörler eşliğinde bireysel antrenman programları da uygulanıyor. Sportofit; elit sporcular, gelecek vadeden genç, yetenekli sporculara hizmet vermekte, performansını geliştirmek isteyen sporculara branş ve hedeflerine uygun antrenman programları yapılmakta. Böylece sporcunun maksimum performansa istendik zamanda ve sakatlıklardan korunarak ulaşması hedeflenmektedir.

        Yanmış ve Mavili’yi dinleyince bilim ve teknolojiden yararlanarak dama çıkmak için noksan 2 basamağın birisini tamamlayabiliriz. Kalan tek basamak için de sporcularımıza İstiklal Marşımız’ın ilk mısrasındaki ilk kelimeyi hatırlatmak isterim: KORKMA!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar