Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anayasa Profesörü Serap Yazıcı, başlama düdüğünü çalar çalmaz “Türban sorunu” duayeni Nazlı Ilıcak’ın zaten hararetle desteklediği “Başörtülü Kadınları Aday Gösterme” kampanyası , büyük bir hızla devreye girdi.

        Prof. Dr.Yazıcı, “Cumhuriyet’in kuruluşundan beri yürütülen dayatmacı lâiklik anlayışından vazgeçilmelidir.. Türkiye’deki demokrasi probleminin önemli süjelerinden biri de türbanlı kadınlardır.. Yeni Anayasayı yapacak olan Meclis’te bu güne kadar çok zulüm görmüş olan bu hanımefendilere de yer vermek gerekir” çağrısını yaptıktan sonra ekliyor:

        “Yeni bir Merve Kavakçı olayının yaşanacağını sanmıyorum.” Yazıcı’ya göre, CHP’nin de değiştiğini kanıtlayabilmesi için, başörtülü kadınları milletvekili yapması gerekiyormuş.

        Bu çağrıya güç katan bir girişim ise, öncülüğünü Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin (KA-DER) yaptığı ve türbanlı köşe yazarlarının her nedense “lâik bir koalisyon” diye niteledikleri “Haklı Kadın Platformu”. Bu platformda Ka-Der, Kamer,

        Kagider, TÜSİAD, Uçan Süpürge,Başkent Kadın Platformu, Türk Kadınlar Birliği, ÇYDD, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu vbg. bazı kuruluşlar yer alıyor. Kimi bireysel katılımcılar ile medya desteği de dikkati çekiyor. Platformun amaçları arasında öncelik ise, eşit- temsile veriliyor.

        Aynı günlerde güçlü bir destek de bir Taraf gazetesi yazarından geliyor. Köşe yazısına “Mecliste 137 Başörtülü Milletvekili” başlığını veren yazar, eşit-temsil talebinin başörtülülerin Milletvekili olmalarının önündeki engelleri kaldıracağını sevinçle vurguladıktan sonra 275 kadın milletvekili talebinde bulunanlara “bu 275 milletvekilinin 137’ si başörtülü olmalı mı?” sorusunu soruyor. Kendi yanıtı ise, mutlak bir “evet”.

        Platforma çok anlamlı bir diğer destek de Milliyet yazarı, Taha Akyol’dan geliyor. O,

        CHP ile halk arasındaki “kültürel duvarın” yıkılması için, “Başörtülü,türbanlı CHP’li hanımlardan bir kaçının, kazanacakları yerlerden aday yapılmasını” öneriyor. Akyol’a göre, bu çok etkili bir dönüşüm mesajı olacakmış.

        Benzer bir görüşü Radikal yazarı Cüneyt Özdemir de dile getiriyor. Yazısına “Ka-Der,

        Mecliste 275 kadın Milletvekili istiyor. Kadınların % 60’ı örtülü . Talep edilen 275 kadının kaçı bu %60’ı temsil ediyor?” sorusu ile başlayan Özdemir, Ka-Der Başkanı Çiğdem Aydın’ın “Kadınların her şartta Mecliste temsil edilmelerini istediklerini ve bu konuda yönetimde görüş birliği olduğunu” söylediğini aktardıktan sonra Nazlı Ilıcak’tan alıntılayarak başörtülü kadın Milletvekillerinin Meclis çatısına girmesine yasal bir engel bulunmadığını öne sürüyor. Ve siyasetçilere şöyle sesleniyor: “Başı örtülü kadınların önünü açın. Kadınların % 60’ının başının kapalı olduğu bir ülkede

        Bu iki yüzlü erkek düzenine son verin.” Ne var ki Cüneyt Özdemir, kadınların başlarını kapatanın da bu iki yüzlü eril düzen olduğunu görmezlikten geliyor.

        Bu değerlendirmelerle zamandaş bazı önemli eylemleri ise, medya bir iki satırla geçiştiriyor. Örneğin,Trakya Üniversitesinde öğrenciler,bazı sivil toplum kuruluşlarının desteği ile “Başörtüsüne özgürlük” eylemi düzenliyor ve “Başörtüsü, Allah’ın bir emri olup Müslüman bir bayan için ,namaz,oruç gibi dini bir vecibedir” diyorlar. Öte yandan, İstanbul Tıp Fakültesinde de derslere çarşafla giren bazı öğrenciler yüzünden çarşaf gerginliği yaşanıyor.

        Bütün bunlar olurken HaberTürk’de Balçiçek İlter, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “tarihe geçirecek” yöntemi öneriyor: “Aynen bedelli askerlik konusundaki gibi rol çalsın. Bir başörtülü aday gösterse ne olur? Bu açılım,çarşafa rozet takma komedisinden çok daha farklı mecralara gider..Ezberler, tepe taklak olur”diyor.

        Bu arada, lâik “Haklı Kadın Platformu”na belki de nazire olarak kurulan

        “Buluşan Kadınlar Platformu”, başörtülü kadınların da Meclise girmesi için bir basın açıklaması yapıyor ve “Başörtülü Aday yoksa Oy da Yok!” mesajını özellikle Başbakana iletiyor. “Buluşan Kadınlar Platformu”nun ünlü türbanlı sözcülerine yine Ka-Der yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra Mazlum-Der ve bazı bireysel katılımcılar destek veriyor.

        Türbanlı sözcüler, “kadınların % 60’ının Meclis dışında kaldığı bir tabloda milli iradenin nasıl olabileceğini sorduktan sonra, “Başörtülü Müslüman kadınların çok geniş bir birikime sahip olduklarını ; Cumhuriyet’in kadın kipinin kırılması gerektiğini;hukuki bir engel ve mevzuat olmamasına rağmen seçilme haklarının bulunmadığını” vurguluyorlar.

        “Başörtülü Aday yoksa Oy da Yok!” kampanyasına en güçlü destek ise, Vatan gazetesinde Ruşen Çakır’dan geliyor. Çakır :”Başörtülü Milletvekili için geç bile kaldık.. Türkiye Büyük millet Meclisi’ne başörtülü milletvekillerinin girmesi, olmazsa olmaz bir şarttır. Başörtülü Milletvekilleri ,Türkiye’nin normalleşmesi ve demokratikleşmesinin zorunlu ve daha fazla ertelenemez bir aşamasıdır” diyor.

        (Not: Bu yazı, Cumhuriyet tarihimize not düşmek için yazılmıştır.Devam edecektir.)

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar