Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya'da düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası'nda 62 kiloda İspanyol rakibini 14-4 yenerek şampiyon olan İrem Yaman'la Ankara'da buluştuk. Karşımıza tekvandocudan çok, mankene benzeyen güzeller güzeli bir kız çıktı... İşte Yaman'ın hikâyesi...

        Bunca yıl şampiyonlarda madalya kazanan başarılı kadın sporcularımızla yüzlerce röportaj yapmışımdır, bu kadar güzel bir şampiyon hayatımda görmedim. Daha röportaj başlamadan ilk sorum “Nerelisin?” oldu. Boy desen, basketbolcu olduğuna emin olacak kadar uzun... Ama o bizim tekvando minderinde gururumuz; ne sahada, ne podyumda... Ankara 19 Mayıs Spor Salonu’nun içinde yer alan İsmet Iraz Tekvando Salonu’nda buluştuk. Tesadüf bu ya, geleceğin İrem’lerinin, İsmet Iraz’larının seçmesi vardı salonda. İçeri girdiğimizi görünce bir alkış koptu. Hayali günün birinde iyi bir tekvandocu olmak isteyen ufaklıkların İrem’e bakışını, elleri patlarcasına alkışlamasını görmeliydiniz. “İyi ki buradayım da bu anı okuyucuya aktarabiliyorum” dedim içimden. İyi ki tanıdım bu tatlı kızı... Daha nice şampiyonluklara...

        Nasıl başladın bu spora?

        Babam sayesinde... O da tekvandocuydu.

        Süpermiş... “Haydi gel” mi dedi, peşine mi takıldın?

        İkisi de değil. Annem “Kızı da götür, öğrensin” dedi. Daha 9 yaşımdaydım.

        Hep sevdin mi, sonradan dereceler gelmeye başladıkça mı arttı sevgi?

        Klişe olacak ama hep sevdim yoksa eminim başarılı olamazdım.

        Erkek sporu gibi bilinir...

        Öyle ama madalya sayılarımız neredeyse eşit hatta son yıllarda yaptığımız atakla erkekleri geçeceğiz. Tekvando sporunda madalya noktasından baktığınız zaman ciddi ilerleme kaydettik. Rusya’daki şampiyonanın en başarılı ülkesi olduk. Kadınlarda ciddi atak yaptık. En son altın madalyayı 14 yıl önce almışız, Kadriye Selim ile... Öncesinde Hamide Bıçkın var, daha da öncesinde Tennur Yerlisu... Topu topu beşinci dünya şampiyonluğumuz tarihte. Ben hemcinslerime tavsiye ediyorum. Tekvando dövüş sporu olarak bilinir ama öyle değil, savunma sporu ve kadınların işine çok yarayacak teknikler var. “Haydi kızlar tekvandoya” diyelim.

        Şampiyon olmanda en büyük etken ne?

        Önce çok sevmem... O olmadan hiçbir şey olmuyor. Hiç tecrübeli değildim ama hocamın benim üzerimde uyguladığı özel çalışmayla bu başarıyı yakaladım. “Daha güçlü olayım” diye erkeklerle de çalıştım. Ezber bozan bir teknikle, dünya standartlarından farklı antrenmanlar yaptık. Hocam Cihat Kutluca da dünya şampiyonu, aynı zamanda Milli Takımlar Teknik Direktörü. Ben Milli Takım dışında İlbank’ta oynuyorum, onların katkısını da göz ardı edemem.

        ‘3 KİŞİYE KARŞI KENDİMİ SAVUNURUM’

        Peki sana gerçek anlamda ne kattı tekvando?

        Düzenli bir hayat, sağlık, enerji, disiplin... Üstelik hiçbir şeyden de geri kalmadan...

        Kaç kişiye karşı kendini savunabilirsin?

        Dediğim gibi dövüş sporu değil tekvando ama fiziksel olarak çok iri olmayan 3 kişiye karşı savunabilirim kendimi sanırım. Öyle bir güce ve tekniğe sahibim.

        Senin vesilenle tekvandoya başlayan oldu mu?

        Oldu, birkaç arkadaşım amatör de olsa yapıyor.

        Morarma falan çok oluyor mu?

        Oluyor tabii. Neticede biriyle sürekli temas halindesin; kaskı çarpıyor, ayağı çarpıyor. Ama birkaç günde geçiyor.

        Maçlardan önce uğurun, inandığın bir şey var mı?

        Saç bandanam uğurum ve özellikle sadece maçlardan önce ettiğim dualarım var. Şampiyonluk maçına da dualarımı edip çok inançlı çıktım.

        ‘Şaşkın şaşkın bakıyorlar’

        Nerelisin?

        Babam Tokatlı, annem Amasyalı...

        Göçmenlik yok yani... Bunu çok soran oluyordur...

        Oluyor arada...

        Bu arada hayatımda gördüğüm en güzel sporculardan birisin... Kesin mankenlik teklifi de gelir ya da herkes öyle zannediyordur.

        Küçük yaşlardan beri tek hedefim iyi bir sporcu olmaktı; mankenlik, oyunculuk falan aklımın köşesinden geçmedi. “Manken misin?” diyorlar sürekli. Hatta “Mankensin herhalde” diyenler çok. “Hayır teyze, sporcuyum” diyorum. Bakmaya devam ediyor, tatmin olmuyor. “Allah Allah, manken gibisin” diyerek gidiyor.

        Çok ısrar edene bir-iki hareket göster oldu olacak... “Tekvandocuyum” deyince ne diyorlar?

        Sporcu olduğuma inandırmayı başarınca “Voleybolcu musun?” diyorlar. “Hayır tekvandocuyum” deyince şaşkın şaşkın bakmaya devam ediyorlar. Bayılıyorum o şaşkınlığa...

        İleride belki reklamlarda falan oynarsın manken olmasan bile. Milliler hep marka yüzü...

        Sporu bıraktıktan sonra belki ama şu an hiç cazip gelmiyor.

        ‘Amcalarım 2 metre, babaannem de uzun’

        Baban nasıl başlamış tekvandoya?

        O zamanlar Bruce Lee filmleri çok modaymış, onları izleye izleye başlamış. Tabii benim kadar şanslı değilmiş çünkü dedem sürekli karşı çıkmış. Tekvandoya o kadar âşıkmış ki evden kaçıp gidermiş antrenmanlara...

        Kim uzun böyle ailede?

        Amcalarım 2 metre, babaannem de bayağı uzun. Genetik yani...

        Boyuna bakıp basketbola da girebilirdin...

        Aynen öyle. Aslında onu da seviyorum ama tekvando hayatınıza girdiği anda bütün hayatınız oluyor, geriye dönüş aklının ucundan geçmiyor. Artık yolum sadece tekvando.

        Genç yaşta böyle bir başarı yakalanınca hedef ne olur ki?

        Sürekli bir şampiyona var ama en önemlisi önümüzdeki sene olimpiyatlar var ve orada da güzel bir derece hatta madalya fena olmaz.

        Okulda artısı oluyor mu madalyaların?

        Hacettepe Üniversitesi Spor Akademisi’ndeyim. Milliliğin avantajı var tabii, özellikle girerken. Müşavirlik kadrosuna girebiliyorsun şampiyon olunca. Maddi, manevi imkânları var. Şampiyon oldukta sonra bakalım okulda neler olacak?

        Antrenörün Cihat Kutluca senin için “Hayatımda gördüğüm en akıllı, pratik zekâya sahip ve antrenörünü en iyi dinleyen sporcu” diyor.

        Sağ olsun... Her şey onun sayesinde. Bazen eğlenceli, bazen ciddi geçiyor antrenmanlar. Onu bile dengeliyor. Dönem dönem eğlencesiz de olmaz ama ikisini karıştırırsanız da olmaz, dünya şampiyonluğu gelmez. Hocalarımıza baktığınız zaman hepsi şampiyon ya da bir şekilde madalya almış insanlar, bu detaylardan hepsi geçmiş. Bizim de o kervana katılmamız için ellerinden geleni yapıyorlar.

        Tekvandoda efsane olduk

        İrem Yaman, yarı finalde Belaruslu rakibini 9-0 gibi bir skorla yenerek adını finale yazdırdı. 18 yaşındaki Yaman, finalde İspanya’dan Marta Calvo Gomez ile eşleşti. Güçlü rakibi karşısında çok iyi bir mücadele sergileyen İrem Yaman bu karşılaşmadan da 14 - 4 galip ayrıldı ve dünya şampiyonu oldu. Türkiye, Dünya Tekvando Şampiyonası’nı 2’si altın, 1’i gümüş ve 1’i bronz olmak üzere 4 madalya ile tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı. Şampiyonada erkekler 68 kiloda Servet Tazegül ve kadınlarda 62 kiloda İrem Yaman altın madalya kazanırken, kadınlar 67 kiloda Nur Tatar gümüş, artı 73 kiloda Nafia Kuş ise bronz madalyanın sahibi oldu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar