Cumhurbaşkanı'nın konuşması ve yeni liste... Bir şeyler değişecek mesajı mı?
Çarşamba günü yoğun kar yağışı altında Ankara Esenboğa Havaalanı'na inerken geriye dönüp baktım da… Ak Parti’nin ilki hariç neredeyse tüm kongrelerini takip etmişim.
12 Ekim 2003 ilk kongrede fazla tıfıl bir gazeteciydim, henüz bir yıl olmuştu mesleğe başlayalı, AKŞAM'da dış politika muhabiriydim, kongreye gidecekler arasında yoktum ama 2006, 2009, 2012, 2015, aradaki olağanüstü iki kongre, 2014’te, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçildiğinde yapılan olağanüstü kongre… Hepsini çok net hatırlıyorum.
Aşağı yukarı aynı düzen, aynı heyecan dozu, aynı minvalde bir organizasyon vardı.
Ancak bu kez farklı olabilir düşüncesiyle havaalanından kongreye doğru yola çıktım. Çıktım ama varmam pek kolay olmadı…
Binlerce partili ve Ankaralı vatandaşın yanı sıra uçaklarla ve otobüslerle gelen yüzlerce partili de akın akın kongreye gidiyordu. Yolların çoğu tutulmuştu ve feci kar yağıyordu.
Hayatımda bir ilk yaşadım ve Ankara havaalanından kongre merkezine tam 2 saatte, yolun bir kısmını da kar altında yürüyerek ulaştım.
Salondaki hava önceki yıllara çok benziyordu. Kalabalık, coşkulu, afişlerle donatılmış, heyecan düzeyi yerinde, bayraklar iniyor kalkıyor…
Şunu kabul etmek gerekir, AK Parti organizasyon konusunda çok başarılı. Örgütleri çok iyi çalıştırıyor, senkronizasyonu iyi sağlıyor.
Ancak pandemi dönemi için bu kalabalık fazlaydı.
Parti yönetimi, delegeler ve basın bölümünde maske ve mesafe kuralına uyum iyiydi. Sandalyeler aralıklı yerleştirilmişti. Fakat tribünler için bunu söylemek mümkün değildi. Maske vardı ama slogan atarken gençler çoğu zaman maskeleri çene altı yaptılar. Mesafe zaten hak getire…
19 yıl sonra ilk kongredeki gibi bir heyecan yaratıp, organizasyonu da daha profesyonel hale getirmek elbette AK Parti açısından başarı ama iktidar partisi son dönemde kendi koyduğu pandemi kurallarına riayet etmeyen bir görüntü veriyor. Bunun faturası hepimize çıkacak.
Gelelim Cumhurbaşkanı'nın konuşması ve yeni parti yönetimine…
Konuşmayı dinlediniz, yeni MKYK listesini de gördünüz. Detaya girmeye gerek yok.
Konuşma ile ilgili şunları söyleyebilirim:
Selamlama bölümünü oldukça detaylı tutmuş Cumhurbaşkanı. Saatime baktım teker teker illeri sayıp, her biri için birkaç cümle söyleyerek selamlama yapması 35 dakikadan fazla sürdü.
Bu, salonda Türkiye’nin dört bir yerinden gelen partililer açısından hoş olabilir ama dışarıdan izleyen için fazla uzundu, takip etmesi zor ve yorucuydu ve konuşmanın temposunu düşürüyordu. Bence günümüzün hızlı ritmine ayak uyduran, gençlere daha çok hitap eden daha farklı bir selamlama metodu seçilebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ana omurgasını yeni anayasa çağrısı oluşturuyordu. En uzun bu konuda konuştu, net bir şekilde toplumun tüm kesimlerine ve tüm siyasi çevrelere hitap ettiğinin altını çizdi.
Bu çok önemli ve kıymetli.
ORTAK BİR MASA KURULABİLİR Mİ?
Tayyip Erdoğan ve AK parti 2023’e yeni anayasa vaadi ile yürümek istiyorlar. Anayasa her kesimin, her siyasi görüşün anayasası olmalı. Yıllardır tüm partiler tarafından konuşulan bu vaadin gerçekleşmesi için tüm partilerin kırmızı çizgileri olmadan masaya oturmaları gerekiyor.
Bence hem iktidar hem muhalefet sistem üzerine inatlaşmadan ve sistem mevzusunu bir kenara koyarak bir masanın etrafında buluşabilmeli… Bu bile mevcut kutuplaşmaya merhem olur.
Konuşmada dikkatimi çeken diğer bir unsur Cumhurbaşkanı'nın aile ve kültürel değerler vurgusuydu. Bu konuyu daha sonra Habertürk TV yayınımıza konuk olan AK Parti’nin önemli isimlerine de sorduk.
Hepsi aynı şeyi söylediler. "Biz iktidarımız boyunca yollar, köprüler, hastaneler, altgeçitler yaptık. Altyapıyı güçlendirdik. Şimdi sıra üst yapıda. Artık aileye, değerlere, kültüre daha çok odaklanmak istiyoruz."
DEVLETÇİ VE MUHAFAZAKAR
Aslında bu, Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında da ilginç bir dengeye işaret ediyor. Hem uzun uzun ve rakamlarla yapılanları anlattı yani altyapı yatırımlarını hatırlattı hem de kadın, aile ve değerler üzerine odaklandı.
Hem devletçi hem de muhafazakar tonu yüksek bir konuşma yaptı Tayyip Erdoğan. Cumhur İttifakı’na çok güçlü bir destek ve selam göndererek…
Yeni parti yönetimine gelince… Birçok isim konuşuldu, tartışıldı. Eski bakanları, partinin akillerini zaten biliyorsunuz.
Ben daha az tanınan ve dikkatimi çeken birkaç isim üzerinde durmak isterim.
Biliyorsunuz Bülent Arınç kongreye geldi. Habertürk TV’de benim de katıldığım yayında yaptığı açıklamalardan sonra ciddi bir kopuş yaşanmış, YİK üyeliğinden istifa etmişti Bülent Bey ama kongreye katılarak partisine olan bağlılığının devam ettiği mesajı verdi.
Bülent Arınç’ın oğlu Ahmet Mücahit Arınç da Yüksek Disiplin Kurulu’na girdi.
MEHMET ALİ ŞAHİN’İN OĞLU DA MKYK’DA
Parti yönetimine başka önemli bir ismin oğlu daha girdi. Pek kimsenin dikkatini çekmedi ama Meclis Başkanlığı olmak üzere pek çok önemli görevde bulunmuş olan AK Parti’nin akil isimlerinden YİK üyesi Mehmet Ali Şahin’in avukat oğlu Cem Şahin de 75 kişilik MKYK listesinde bulunuyor.
Bu arada Berat Albayrak’ın kendisi yok ama ona yakın isimler var. Başta eski İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak. Daha sonra Berat Bey’in avukatı İsa Sinan Göktaş. Kongrede de Sadık Albayrak Cumhurbaşkanının hemen yakınında oturuyordu.
PARLAK CV’LER
MKYK’da dikkatimi çeken üç nokta var. Birincisi gençlik kollarından partiye emek vermiş isimlerin ağırlığı. Emre Cemil Ayvalı var mesela yedek listede, 33 yaşında, İzmir İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısıydı ve partinin medya tanıtımında görev yapmıştı. Ya da Ahmet Büyükgümüş var, 31 yaşında.
İkinci nokta da yurt dışında iyi eğitim almış kişiler gözüme çarptı. CV’ler özellikle de gençlerin CV'leri göz doldurucu.
Mesela yukarıda bahsettiğim Ahmet Büyükgümüş, Galatasaray Üniversitesi’nde siyaset bilimi okuduktan sonra SOAS Londra Üniversitesi'nde yüksek lisans, GS’de doktora yapmış.
Cüneyt Yüksel ise çok iyi bir akademik kariyeri olan Mardinli hukukçu. Harvard’da lisans, yüksek lisans, Stanford’da doktora yapmış, ABD’nin seçkin üniversitelerinde dersler vermiş ve AK Parti’de daha önce de görevler almış bir isim.
Emre Ete, Cleveland State Üniversitesi'nde lisans ve yüksek lisans yapmış Siirtli bir siyasetçi. Fatma Aksal ise Virginia Polytech’ten doktoralı.
Dikkatimi çeken üçüncü nokta hukukçu üyelerin çokluğu. Listenin önemli bir bölümü hukukçulardan oluşuyor. MKYK asil listede tam 25 hukukçu var. Yedek listede 4, Merkez Disiplin Kurulu'nda 12, Etik Kurulunda 2 ve Hakem Kurulunda 1 olmak üzere toplam 44 hukukçu yer alıyor listede.
Umarım bu, hukuk reformu konusundaki kararlılıkla ilgili bir işarettir. Zira Türkiye olarak en çok buna ihtiyacımız var.
Güneydoğu'nun ağırlığı da önemli zira son dönemde Kürt seçmenin AK Parti’den uzaklaştığı yorum ve tespitleri demek ki not alınmış. Abdurrahman Kurt, Burhan Kayatürk, Orhan Miroğlu, Şaziye Gündüz, Halil İbrahim Yıldız, Abdürrahim Fırat gözüme çarpanlar.
Parti yönetimi listesi önemli. Bence bu liste bize partide genç ve tecrübeli arasında bir denge bulma gayreti, "Hukuku önemsiyoruz" mesajı, "Bizde küsme olmaz, bir yerden alınır, başka yere verilir" alt metni, kadınların ağırlığının artması çabası, Güneydoğu'ya sahip çıkıyoruz sinyali içeriyor.
Ama tabii tek başına parti vitrinini değiştirmek yetmez. AK Parti, parti içi disiplini çok iyi sağlayan, kavgasız, kakafonisiz bir şekilde kongrelerini gerçekleştiren bir parti. Fakat yeni güçlü ve bireysel çıkışlar yapabilen isimlere ihtiyacı var. Partiye zıt çıkışlardan bahsetmiyorum. Konuşmak için her daim Cumhurbaşkanı'nı beklememekten, inisiyatif alabilmekten bahsediyorum.
CV’ler harika ama bakalım bu CV’lerle birey olarak siyaset sahnesinde varlık gösterebilecek isimler olacak mı?
