Dün sabaha karşı 4’te Habertürk stüdyoda yayına girerken ABD seçim sistemine göre henüz kafa kafaya olma ihtimali yüksek bir yarış vardı.
Kadınlar ve göçmenler açısından umutluydum.
ABD’de gelmiş geçmiş en cinsiyetçi kampanyayı yürüten, hedef gösteren, alenen iftira atan ve ajitasyonun kralını sergileyen Trump’ın kaybetme ihtimaline inanmak istiyordum.
Seçimin sonucunu belirleyecek olan ‘savaş sahası’ denen salıncak eyaletlerin rengi belli değildi ve ilk gelen veriler başta Pensilvanya olmak üzere Kamala Harris lehineydi.
Türkiye ve ABD seçim sistemleri birbirinden çok farklı ancak daha iyi anlaşılması için salıncak eyalet denen 7 eyaletin ne anlama geldiğini Türkiye üzerinden anlatayım…
ABD’nin 50 eyaletinin 43’ünün rengi büyük oranda belli. Bu sayı zaman içinde değişiklik gösterebiliyor, son yıllarda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında gidip gelen 7 eyalet vardı.
Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, Kuzey Carolina, Pensilvanya ve Wisconsin.
ABD’de vatandaş 538 kişiden oluşan seçiciler kurulu için oy kullanıyor başkanlık seçiminde. Başkanı o 538 kişi seçiyor, 270 oyu alan kazanıyor.
Her eyaletin nüfusu oranında temsilcisi var.
Buna göre bu salıncak eyaletlerin en belirleyicisi 19 temsilci ile Pensilvanya. Pensilvanya’yı 16’şar temsilci ile Georgia ve Kuzey Carolina takip ediyor.
2020 seçimlerinde Biden Pensilvanya’yı 82 bin oy farkı ile, Georgia’yı da 13 bin oy farkı ile alırken Trump Kuzey Carolina’da 74 bin fark atarak kazanmıştı.
Orada sistem ‘kazanan hepsini alır’ üzerine kurulu. Daha çok oy alan tüm temsilcileri alıyor.
İşte dün sabaha karşı açılan sandıklarla bu eyaletlerin tamamında Harris öndeydi.
Türkiye’nin de salıncak illeri var
Salıncak eyaletleri Türkiye’de politik tercihi değişebilen iller olarak düşünün. Onların salıncak eyaletleri bizim ise salıncak şehirlerimiz var.
Hatay mesela. Ya da Antalya. İstanbul ve Ankara da bu kategoride idi ama son iki seçim renklerinin sabitlendiği yönünde bir kanı oluşturuyor. ABD’de Florida böyle mesela.
Salıncak eyalet herhangi bir parti açısından cepte olmayan eyalet demek.
Ama mesela İzmir’in rengi belli. ABD’de New York ya da Kaliforniya nasıl net şekilde Demokrat ise İzmir de Türkiye’de en azından uzun yıllardır CHP’li ya da Konya AK Partili veya Diyarbakır DEM Parti çizgisinin kalesi.
Ancak bizde total oy oranı sonucu etkiliyor, ABD’de ise her eyalet kendi içinde fethedilmesi gereken bir kale ve bunların 43’ü zaten iki partiden biri tarafından fethedilmiş.
İşte Trump dünkü zaferini bu sistem üzerinden kırmızıya boyadığı ABD haritası ile aldı.
Öteki Amerika…
Peki bu ne demek?
Ben 2020 kasım seçimleri yapıldığında Trump kaybetti ama Trumpizm kazandı demiştim. 2024 seçimlerine muhakkak ya Trump’ın kendisi ya da ailesinden birinin aday olacağını söylemiştim zira Trump ‘ortalama Joe’ olarak tasvir edilen bizde bir ara Serdar Turgut’un kavramsallaştırdığı ‘öteki Türkiye’yi temsil ediyordu.
Trump bir yandan zenginlerin sesi, diğer yandan ise ‘politik doğruculuk’ adı altında kendini bastırılmış ve dışlanmış hisseden, taşralı erkek yığınlarının, kırsalın, ‘derin Amerika’nın.
Ekonomik piramidin en üstü ve en altına aynı anda hitap ediyor.
Korkulara oynayan kampanyası ve isyankarlığı ile gençler ve Hispanik ve siyah Amerikalılardan bile oy almayı başardı.
Trump’ın zaferi birçok kesimin ve değerin yenilgisi demek.
Kadınların yenilgisi
Ama her şeyden önce Trump’ın zaferi kadınların hezimeti demek.
Nobran erkek hegemonyasının kazanması demek.
Yıllarca idealize edilmiş ‘güçlü kadın’ imgesinin kaybetmesi demek.
Önce 2016’da Hillary Clinton’ı, şimdi de Kamala Harris’i yenerek kadın başkan ihtimalini yok etmesi bence tüm dünya kadınları açısından üzerine düşünülmesi gereken bir sonuç.
Melania Trump’ın temsil ettiği değerlere bakın…
‘Yaşlı ve zengin beyaz erkeğin genç ve güzel karısı.’
Michelle Obama’nın temsil ettiklerinin 180 derece zıttı.
Maalesef kadın hareketinin yenildiğini kabul etmemiz gerekiyor. ‘Yapay’ ‘edilgen’ ‘tepeden inme’ gibi yaklaşımların Harris’e büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Yenilen Kamala Harris değil.
Yenilen tek başına ayakta durabilen kadın.
Kedisi olan ama çocuğu olmayan kadın.
Yönetilen değil, yöneten kadın.
Michelle Obamalar kaybetti.
Melania Trumplar kazandı.
Başta kendi kızlarım olmak üzere tüm hemcinslerim adına çok üzgünüm...