Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ELEKTRİK dağıtımında kayıp-kaçak ve TRT payları yıllardır tartışıldı.

        Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen dosyalar usul yanlışı veya eksik evrak nedeniyle esasa girmeden reddedildi...

        İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin usule uygun açtığı davaya 5 ay içinde bakması gereken AYM ise üzerinden 1 yılı aşkın zaman geçmiş olmasına karşın esastan karar vermedi.

        Bütün bu gelişmeler, Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin hükmüne gerekçe olmuş...

        Mahkeme hâkimi, akademisyen titizliği içinde süreçleri incelemiş.

        Yargılama hukuku açısından eşine rastlanmayan karara imza atmış.

        AYM karar vermediği için davayı reddederken, mahkeme harcını da davalı olan elektrik dağıtım şirketinden alıp davayı açan küçük işletmeye vermiş.

        Üstelik elektrik şirketi için avukatlık bedeline yer olmadığına da hükmetmiş...

        AYM’DE BEKLİYOR

        Mahkemenin gerekçeli kararı bu açıdan dikkat çekici...

        Karara göre, bir küçük işletme, “Bin TL’lik elektrik faturasına yansıyan 450 TL kayıp-kaçak, 25 TL TRT, 25 TL sayaç okuma, 25 TL perakende satış hizmet bedelleri ile 25 TL KDV’yi haksız gelir” görüp iadesini talep ederek dava açmış.

        Trakya’daki davalı elektrik dağıtım şirketi ise bu bedellerin EPDK tarafından tayin edildiğini belirterek davanın reddini istemiş.

        Mahkeme, kayıp-kaçakla ilgili tüm süreçleri araştırmış.

        Geçen yıl çıkan 6717 sayılı yasanın, “elektrik kayıp-kaçak bedellerinin mahkemelerde açılmış veya görülmekte olan davalar için de yürütüleceğine ilişkin” hükmüne karşı Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin AYM’ye açtığı davayı incelemiş.

        Dosyanın noksansız gelişinden itibaren AYM’nin 5 ayda karar alması gerekirken, 1 yıldır davanın esastan kararını açıklamadığını belirtmiş.

        AYM 5 ayda karar vermezse mahkemelerin kanun gereği mevcut yasa üzerinden bir karara varması gerekirken, İstanbul mahkemesinin de davayı sonuçlandırmayıp AYM’yi beklemekte olduğunu da anımsatmış.

        OLAY ADALETİ

        Kayıp-kaçak miktarını EPDK’nın tayin ettiğini, ancak kanunun da “EPDK’ya sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi tanımadığını”; vatandaşın faturasına yansıyan bedelin nereden geldiğini bilmesinin şeffaf hukuk devletinin gereği olduğunu vurgulamış.

        Kanun yürürlüğe girdiğinde “kayıp-kaçak bedeline ilişkin bir hükmün bulunmadığına” da atıf yapmış.

        Kayıp-kaçak ile sayaç okuma gibi ek ücretlerin EPDK’nın tebliğiyle uygulamaya girdiğini, yasaya sonra eklendiğini belirtip uygulamayı eleştirmiş.

        AYM karar vermediği için, “hukuka aykırı olsa bile yürürlükte kaldığı müddetçe yasaya uymanın zorunlu olduğuna” vurgu yapmış; bu gerekçeyle davayı reddetmiş.

        Bunu yaparken yargılama hukuku açısından dikkat çeken önemli bir karara da imza atmış.

        Sanki davacı kazanmış gibi davranmış.

        Davacının yatırdığı 107.40 TL’lik yargılama giderinin elektrik dağıtım şirketinden alınarak davacı küçük şirkete ödenmesine; ret harcının davalının yatırdığı miktardan düşülüp gerisinin Hazine’ye irat aktarılmasına hükmederken, elektrik dağıtım şirketine resmi avukatlık ücreti ödenmesine de yer olmadığına karar vermiş.

        AYM’ye mesajı ve yarattığı “olgu; somut olay adaleti” açısından örnek, bir o kadar da önemli bir karar...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar