Bahçeli'nin kararı

Sözü uzatmaya gerek yok.

Seçimin kazananı AK Parti Lideri Ahmet Davutoğlu, kaybedeni de seçmenini ona kaptıran MHP Lideri Devlet Bahçeli’dir.

Hem de seçmeninin böyle büyük erozyona uğramakta olduğu araştırmalarda, teşkilatlarından gelen bilgi notlarında görülmesine karşın...

Onu durduracak politika üretemedi.

AK Parti’nin milliyetçi oylara dönük politikasını nötrleştirecek, hatta yükselen milliyetçi akımı kendisine döndürecek bir uğraş içine de giremedi, kendine yüklenenin doğru olmadığını anlatabilmek için patinaja düştü.

Bir de öteki partiye gideceklere vicdan köprüsü olacak Meral Akşener’in de arasında bulunduğu isimlere şefkat göstermedi, tam tersine öteledi, dışladı.

Seçmen 2002’deki gibi partisini terk etti.

Bu terk edişte MHP seçmeninin AK Parti’yi kendisine çok yakın görmesinin payının büyük olduğu kesin.

Çünkü MHP kadroları 13 yılın ardından “paralel” operasyonları sonrası AK Parti’de teveccüh görmeye başladı, boşalan kadrolarda önemli yerlere sahip oldu.

Bir anlamda AK Parti ile bütünleşti.

Bu süreçte partisini de yanında, yani koalisyon ortaklığında görmek istedi, hatta parti yönetimini bu konuda ikna etmek için de çaba gösterdi.

Gittikçe büyüyen, acil çözülmesi gereken sorunlarına çare bekledi, bazı konuları öteleyip koalisyon tartışmalarıyla vakit kaybetmeden asıl kendi sorununa çare üretmesini istedi.

Ancak MHP yönetiminin ısrarlı ret tutumu karşısında başarılı olamadı.

Bütün bunların sonucunda MHP tabanı da gitti, kendisine ikbal bulduğu partiye oy verdi.

MHP Lideri Bahçeli, bütün bunlara karşın dün geç saatte 2002’deki davranışını sergilemeyeceğini duyurdu.

Anımsanırsa 1999 seçiminde yüzde 17.98 oy alan Bahçeli, koalisyon ortağı olduğu hükümeti seçime götüren açıklamasıyla ön almıştı.

Seçmeni de 2002 seçiminde yine AK Parti’ye yönelmiş, MHP’yi yüzde 8.36 oyla baraj altında bırakmıştı.

Bahçeli bu sonucu görünce istifasını açıklamış, gittiği kongrede yeniden liderliğe gelmiş ve AK Parti’ye kaptırdığı seçmenini döndürmeyi başarmıştı.

Bahçeli, dün geç saatte aynı davranışı göstermeyeceğini açıkladı, seçmenin tavrını eleştirdi.

Ancak Bahçeli bu noktada durmayacak, 7 Haziran öncesinde kongreden aldığı güvenoyunu yinelemek için adım atacaktır.

Ancak öncesinde rastlanmadık bir mücadele içinde olacağını da açıklamasından yola çıkarak söyleyebilirim.