Süs için mi yapıldı?
Türkiye, sporun dış temasında neredeyse tamamen kabuğuna çekildi... İyi ki milli müsabakalar var da birazcık heyecan yaşıyoruz... Ancak ülkemizde artık herhangi bir organizasyon yok, yenisini almak için bir planlama da yok, böyle bir hedef yok ve de duyduğumuz bir adaylık başvurusu veya hazırlığı da yok... Erzurum için ‘Kış Olimpiyatları’ konusunda bir çalışma olduğu söylendi ama hangi aşamada, onu da bilmiyoruz.
Tabii ki adaylığın düşüncesi bile güzel. Erzurum’a da, Türkiye’ye de çok yakışır ancak bunu hayata geçirecek bir canlılığa ve kararlılığa kavuşmamız lazım.
OLİMPİYAT ADAYLIĞI
Asıl devamı gereken adaylık Yaz Olimpiyat Oyunları başvurusu olmalı ama onunla ilgili galiba pes edildi. Ne ses çıkıyor, ne de soluk... Uluslararası Olimpiyat Komitesi ise teamüllere aykırı olarak 2024’ü Paris’e ve 2028’i de Los Angeles’a vermiş oldu.
2020’yi Japonya’ya karşı finalde kaybeden Türkiye, ancak 2032’ye aday olabilir... Ne yazık ki orda da 100. yıl kaygısı olmazsa... Eğer 2036’yı yine 100. yılı kutlayacak Berlin’e kaptırmazsak... Yani artık uluslararası komitelerde de bir farklılık ortaya çıktı ve eğer ezber üzerinden gidilirse, çark dönüp dolaşacak ve hep bir tarafa yontmaya devam edecek.
İnşallah IOC, makul ve mantıklı düşünür, ‘fair-play’e uygun davranır ve başka başka ülkelerde de olimpizm ruhunun şahlanmasını teşvik eder, o büyük potansiyelleri, sporun hizmetine sunmaya vesile olur. Yoksa özellikle de süper güçler arasındaki kısır döngü sürer gider.
Biz Türkiye olarak bir taraftan başta Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı ısrarla kovalarken, diğer yanda da diğer organizasyonlara talip olmalıyız... Nasıl ki 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na bir kez daha adaysak ve pes etmemişsek, olimpiyat adaylığında da asla havlu atmamalıyız... Herkesten çok hak ediyoruz, bileğimizin hakkıyla söküp almalıyız...
Basketboldan voleybola, güreşten haltere, tekvandoya, boksa, bisiklete, bütün branşlarda, yaz ve kış oyunlarında, engelli engelsiz bütün organizasyonlarda Türkiye yeniden atağa kalkmalıdır...
TESİSLER HAZIR
Samsun’daki İşitme Engelliler Olimpiyatları’nın, ne kadar büyük bir şenlik olduğu unutulmamalı... Ülkemizin, halkımızın, gençliğimizin bu coşkuya ihtiyacı var... Spor kültürümüzün gelişmesi ve tabana yayılması için çok elzem. 2003-2013 arası, bütün dünyayı hayran bırakan ve ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayan uluslararası organizasyon, şampiyona ve oyunlar, Türkiye’yi zirveye taşıyan ve baştan başa spor ülkesi olmasının en büyük adımıydı... Başarı ve ilerleme öyle sağlanır... Kaldı ki, eskiden aldığımız her organizasyon için tesisleri de yenilemeliydik, bunun için de devasa bütçeler gerekiyordu. Şimdi ise eksiği olan illere şampiyona alırsak, sadece takviye gerekiyor... Bu da çok büyük bütçe değil.
Şimdi ise tesislerimiz hazır, büyük yatırımlar yapıldı bitti. Üstelik de kullanmazsak paslanacak, çürüyecek... O devasa stadyumları, salonları, yüzme havuzlarını, buz hokeyi salonlarını, kayak merkezlerini, çürüsün diye yapmadık herhalde...
MİLLİ TAKIM’IN YENİ FORMASI
Gelişmelerin önüne engel çıkarmamak ve fikirlerin önünü kesmemek, emeğe saygı için yeni olan her şeye sıcak bakarız. Milli Takımımız için hazırlanan formaları da doğrusu beğendik... Elbette ki klasik formamızın yeri ayrı ve o her zaman bizimdir, istediğimizde de dönüş hakkımız var. Ancak farklılıkları da kabullenebilmeliyiz.