Söndürün 'Güneş'leri!
2009-10 sezonu; Diyarbakırspor- F.Bahçe maçı oynanıyor. Ziya Doğan yönetimindeki Diyarbakır, 1-0 galipken tribünlere sızan terör örgütü, maçı sabote ediyor. Futbol teröre yeniliyor, Diyarbakırspor için kabus dönemi başlıyor... Doğu ve Güneydoğu’da milyonları eğlendiren, halkı peşinden sürükleyen futbol, PKK’nın en büyük düşmanı... Bunu sabote etmenin yolu da Diyarbakırspor’u yok etmek... Senaryo, en çok ses getireceği F.Bahçe maçında uygulanıyor ve koca Diyarbakırspor’un sonu hazırlanırken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümetin barış çabalarına da büyük darbe indiriyor... Biz kanal kanal yayına katıldık ve “Evet, 5149 Sayılı Şiddetle Mücadele Yasası’nda, ev sahibi takımın büyük sorumluluğu var ama bu başka, taraftar değil, futbolu sabote eden terör örgütü... Kulübü cezalandırmayın, en fazla hükmen yenilgiyle kalsın, bari sahasını kapatmayın” demiştik, dinletemedik... Mahmut Özgener yönetimindeki TFF, adet PKK’nın amacına hizmet eden bir kararla, Diyarbakır’ı bitirdi ve bugün amatör kümelere indirildi... O gün de F.Bahçe’nin Başkanı Aziz Yıldırım’dı ve üstelik de Diyarbakırlı’ydı... Aynı zamanda Kulüpler Birliği’nin Başkanı’ydı... Memleketi tarumar edilirken ‘gıkı’ çıkmadı, sabotajdan bahsetmedi ve sonuç takımı lehine olunca hükmen galibiyeti alıp cebine koydu...
7 Mayıs 2011’de Bursa-Beşiktaş maçı öncesinde olaylar çıktı ve bir önceki sezonun şampiyonu, ‘5. büyük’ Bursaspor, hükmen yenilgiyle kalmadı, sahası 6 maç kapatıldı... Halbuki, şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı, çok samimi şekilde, kan davasını bitirmek için büyük riske de girerek Beşiktaş’a jest yapmıştı ve evinde ağırlamak istiyordu... Biz de Bursa’da bulunduğumuz bir gün Vali Bey, Yazıcı ve ben, yeni bir sayfa açılmasını tavsiye etmiştik... Yasak kalktı ve Beşiktaşlı taraftarlar şehre gelince olaylar çıktı...
Ancak onu devirmek isteyen karşı gruplar, provokasyon yaparak, olay çıkardı ve kan akıttı... Anadolu’nun yükselen yıldızı Bursaspor’un beli büküldü... TFF seçimleri yakındı ve İbrahim Yazıcı, mevcut yönetimi desteklemiyordu...
Bursalı hukukçu Yunus Egemenoğlu’nun da aralarında bulunduğu Özgener yönetimi, 6 maç saha kapatma cezası verdi... Biz yine uyardık, “Burada iyi niyet var, şiddeti önlemek için bir adım var, bunu görüp linç etmeyin” dediğimiz halde... O zaman Beşiktaş’ın başkanı Yıldırım Demirören’di, yani bugünkü Futbol Federasyonu Başkanı... Ağzını açmadı, “Bursaspor’a komplo var, gönlüm cezaya razı değil” demedi... Bereket, haziranda gelen Aydınlar yönetimi bu cezayı azalttı... Allah’ın hikmeti, şimdi iki Yıldırım bugün, F.Bahçe’nin komploya kurban gittiğini söyledi. Beşiktaş’ı hükmen galip ilan etmedikleri gibi, maçın tekrarına karar verdi. Belki, hükmenle kalmak ve saha kapama cezası vermeden sorunu çözmek, en akılcısı olurdu ama olmadı... Orada Beşiktaş Başkanı’yken farklı, burada TFF Başkanı’yken farklı... Çifte standardın böylesi...
Ancak olan hep Şenol Güneş’e oluyor... 2011 şike süreci, şimdi de 2018, şiddetin meşrulaşması... Bunların hepsinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratacak şekilde servis edilmesi... En çok da buna üzülüyoruz...
Haksızlığa uğrayan da, haksızlık yapan da dahil, biz hiç kimsenin yok edilmesini istemiyoruz, sadece, hepsinin adalete teslim olmasını, haklı puanlar, kupalar, şampiyonluklar kazanmasını istiyoruz... Devlet herkesi korumak zorunda, hele bunlar, ülkeye mal olmuş isimlerse... UEFA şampiyonu Fatih Terim’i, son Avrupa Şampiyonası’nda, Barcelona’daki gururumuz Arda’yla kapıştırarak fena hırpaladık... O, küllerinden doğdu ve G.Saray’da toparlandı ama gözünüz aydın, Arda, artık Barcelona’da oynamıyor...
Türkiye’yi Dünya 3.’sü yapan, Beşiktaş’la Şampiyonlar Ligi’nde gururumuz olan Şenol Güneş’i yok edelim olsun bitsin!.. Olmaz, sadece haksızlar kaybeder... Güneş balçıkla sıvanmaz ve görüldüğü gibi ‘Güneş’ler söndürülemez!..