Şampiyon Türkiye
Anormal günler yaşıyoruz, bir an önce normale dönebilmek için, herkesin üzerine düşeni yapması lazım... Özellikle spor camiasının daha uyanık olması gerekir...
Birilerinin sporu istismar etmesine, hele de kullanmasına asla izin verilmemeli... Hele de sporcuları ve şampiyonları bir takım vaatlerle sömürmesine de reklam malzemesi olarak kullanmasına da...
Kulüpleri, başkan ile yöneticilerini, hocaları, ve spor elemanlarını şer güçlerin şerrinden korumalı...
Ama önce onların kendilerini koruması, oyunlara alet olmaması ve alın teriyle kazandıkları paraları cemaat adıyla faaliyet gösteren terör örgütlerine kaptırmamaları gerek...
Bu ülke hepimizin, hiç kimsenin “nemelazım” deme hakkı yok... Hele bir makam sahibinin sorumsuz davranma yetkisi hiç yok...
Bugün FETÖ, yarın bir başkası... Ad değiştirir ama özü hep insanlığın zararınaysa, ülkesinin bölünmesine, milletinin iç savaşa sürüklenmesine zemin hazırlıyorsa... Şer güçlerle birleşip devletinin yıkılması için taşeronluğa soyunuyorsa... Vatanını seven herkese düşen görev, devletinin, hükümetinin ve demokrasinin yanında olmaktır...
Türkiye üzerindeki planlar, hiç bitmeyecektir... Bir tehlikeyi savuştururken, başka ataklar yapacaklardır... “Futbol 90 dakika, bunu sakın unutma”yı, hiç akıldan çıkarmamak lazımdır... Bunun süresi de kıyamete kadardır...
***
Bugün, kenetlenme zamanı... Birlik ve beraberliği haykırma zamanı... Bütün ihtilafları, bir kenara bırakıp ortak değerleri ön plana çıkarma zamanı...
Özgürlüklere sahip çıkma, herkesin farklılıklara saygılı olma ve birbirlerine tahammül etme zamanı... Kimsenin kimseyi ayıplamadığı ve herkesin birbirinin yaşam biçimini, kılık kıyafetini, yeme içmesini hoş görme zamanı...
Bütün aykırı görüşleri, etnik ve mezhep farklılığını zenginlik kabul etmek sahiplenmek, savunmak zamanı... Bugüne kadar ihmal ettiklerimizi soruşturmadan, ama herkesin kendini sorgulayarak “Nerede hata yaptım”ın, özeleştirisini yaparak yarınlara yürümesi lazım...
Dünyanın en güzel yurdunu, doyasıya yaşamak, geçmiş medeniyetlerini kabul ederek, tarihi değerlerini sahiplenerek, coğrafi güzelliklerini benimseyerek, kültürel değerlerini, özümseyerek...
Bilime sımsıkı sarılarak, teknolojideki son gelişmeleri kullanarak, gençleri alabildiğine özgür bırakıp düşünen ve üreten kılarak, her türlü ortamı onlara hazırlayarak, hiçbirini dışlamayarak...
Ancak uyuşturucudan, zararlı alışkanlıklardan, beyinlerini yıkamak isteyen yıkıcı ve bölücü örgütlerin şerrinden de uzak tutarak... Vatanını, milletini sevdirecek, değerlerine sahip çıkmalarını sağlayacak adımları da atarak her türlü tedbirleri alarak...
Küçük menfaatlerle gençlerimizi zehirleyecek her çeşit şer odaklarına hareket alanı bırakmayarak... Tartışarak ama asla kırıp dökmeyerek...
***
Türkiye, büyük ülke... Büyük Atatürk’ün deyimiyle, “Dâhili ve harici bedhahlar”a rağmen dimdik ayakta... Birbirimizi sevdikçe, birlik beraberliğimizi bozmadıkça, her türlü tehlikede kenetlendikçe ilelebet payidar olacağız...
Sanayisini kurmuş, ekonomisini güçlendirmiş... Ordusu başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarıyla çağı yakalamış, hatta geçmiş... Bilgi ve teknoloji ihraç eden, malları kapışılan... Üniversiteleri, bilim adamlarıyla, dünyayı aydınlatan...
Yetiştirdiği şampiyonlarla Olimpiyatlar’da, Paralimpik Oyunları’nda, organizasyonlarda, dünya ve Avrupa şampiyonalarında, zirvedeki yerimizi alan bir Türkiye... Bu altyapı, bu zenginlikler fazlasıyla var, yeter ki helva yapmasını bilelim...
Bir haftadır meydanları şenlendiren her görüşten insan, yepyeni bir Türkiye’nin doğacağını müjdeliyor...
Tabii ki işimiz zor ama imkânsız değil... En sıkıntılı anlarda bile moralimizi bozmayacağız... Zorlukların üzerine üzerine gideceğiz... Yılmayacağız, bıkmayacağız, usanmayacağız...
Yolumuz uzun ama aydınlık... Ümitliyiz, güçlüyüz, ne mutlu ki hep birlikte Türkiye’yiz... Bu azim ve kararlılıkla da “Şampiyon Türkiye”yi inşa edeceğiz...