Bütün ezberlerimizi bozuyoruz
Bir virüs düşünün ki ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal, ulusal ya da toplumsal köken, statü gibi herhangi bir ayrım gözetmiyor.
Tüm dünyayı ortak dil konuşur hale getiriyor.
Kimi ülkeler tedbir amaçlı öyle kararlar alıyor ki, düne kadar bu nedir kardeşim, düpedüz sıkı yönetim diye topa tutulabilecekken, şimdi alkışlanıyorlar.
Mesela Çin. Virüsün çıkış noktası Wuhan kentinde korona bulaşan vatandaşların evi mühürlendi. Üstelik hane halkı içerideyken. Farklı şehirlerde ise fişleme yöntemi vardı. Bazı evlerin kapısına “Bu hane Wuhan’dan geldi, temas etmeyin” yazılı afişler asıldı. Neresinden bakarsanız insan hakları ve özgürlük ihlali. Koronadan önceki dünya düzeninde tabii. Şimdi ise sıkı yönetim bile serbest, hatta bazı yönleriyle olması gereken…
Yine daha düne kadar telefonlarımıza indirdiğimiz uygulamalar bilgilerimizi ele geçiriyor, sokaklardaki güvenlik kameraları özel hayatın gizliliğini ihlal ediyor diye kıyameti koparanlar vardı. Güney Kore ne yaptı biliyor musunuz? Koronavirüs testi pozitif çıkan herkese bir GPS cihazı takılarak konumları takip edildi, internet üzerinden kimlikleri belli olmayacak şekilde bir harita ile yayımlandı.
Dedim ya bu virüs bir başka. İslamafobi’ye bile kafa tuttu. İslam karşıtlığının her geçen gün arttığı Avrupa’da pek çok camide ezan sesleri yükseliyor artık. Başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Müslümanlara moral olsun diye belirli camilerde ve bazı vakitlerde hoparlörlerden ezan okunmasına izin çıktı. Keza İspanya’da da Müslüman cemiyetleri cuma günleri balkon ve pencerelere çıkıp ezan okumaya başladı. Görüntüleri de sosyal medyada paylaştılar. İlgilenenler açıp bakabilir.
Aynı İspanya koronavirüsle mücadelede havlu atınca bağlı bulunduğu NATO’dan yardım istedi. NATO'ya bağlı Avrupa-Atlantik Afet Yanıt Koordinasyon Merkezi ‘nden solunum cihazı, maske, önlük, hızlı test kiti talep etti. Malumunuz dünya çoğu kriz dönemlerinde NATO üyesi olan ve olmayan ülkeler olarak ikiye ayrılır. Dolayısıyla İspanya’nın NATO’ya “Yetişin” demesi doğal.
Şaşırtan ise şu; Birbirlerini tehdit olarak algılayan ülkeler de korona krizi vesilesiyle kötü gün dostu oldu. NATO üyesi olmadığı için normal şartlarda hiçbir NATO ülkesi için kılını kıpırdatmayacak olan Rusya, askeri araçlarının içini tıbbi malzemelerle doldurdu. NATO ülkesi İtalya’ya gönderdi.
İsrail ablukası altındaki Gazze, bir anda dünyanın neredeyse en güvenli şehri oluverdi.
Özetle o virüs ki bildiğimiz pek çok ezberin üzerinden dozerle geçti.
Evlatlarımızı TV, telefon ve tabletlerden uzaklaştırıp sokaklara çıkarmaya çalıştığımız günlerden, eve tıkmak için binbir takla attığımız zamanlara geldik kısacık bir sürede.
Hani bir süredir koronadan sonra hayat neye evrilecek diye tartışıp duruyoruz ya; gelişini böyle karşıladı dünya. Gittiğinde nasıl uğurlar, hangi alışkanlıklarımızdan koparız, neleri değiştirir hepsini konuşacağız. Sağlıkla atlatabilirsek elbette.