Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlkini çok sevdiğiniz bir filmin ikincisine giderken hayal kırıklığına uğrama ihtimaliniz yüksektir. Ama “İnanılmaz Aile 2”de hayal kırıklığı yaşayacağınızı sanmıyorum. İlkinden hiç aşağı kalmayan bir film bekliyor sizi.

        2004 yapımı ilk filmi öncelikle animasyon tekniği ve anlatım açısından önemsemiştim. 14 yılın ardından yeni film, sinema teknolojisindeki gelişmelerin desteğiyle çıtayı daha da yukarı çıkarıyor. İlk film, gerçekçi ve çok ayrıntılı tasarlanmış bir arka fonun önünde karakterleri eski usul karikatürize çizimlerle karşımıza getiriyordu. Yeni filmde de aynı grafik ilke korunuyor ama karakterlerin yüz ifadelerinde çok daha ayrıntılı bir çalışma görüyoruz. Sözgelimi, Violet'in yüzü, nerdeyse bir oyuncu gibi yaşadığı farklı duyguları yansıtabiliyor. Süper güçleriyle filmin gizli yıldızı olan bebek Jack-Jack de ilk filme oranla çok daha şirin.

        “Güçlü ifadelere sahip yüzler, karikatürize bedenler ve gerçekçi bir arka fon” formülüne yaslanan “İnanılmaz Aile tarzı”nın bir başka vazgeçilmez unsuru da yönetmen Brad Bird'ün sahneleri, gerçek film çekimleri gibi tasarlaması... Kamera hareketleri bir yana, kadrajlarda da güçlü bir sinema duygusu var. Birçok sahne geniş açılı lenslerle çekilmiş hissi veriyor.

        İlk filmde Brad Bird, “1950'li yılları temel alan retro bir gelecek”ten yola çıktıklarını söylemişti. Bunun beyazperdeye yansıması renkli, dinlendirici, göze hoş gelen ve içinde bulunmak istediğiniz ferah bir görsel dünyaydı. Yeni film daha aydınlık ama aynı estetik anlayışı sürdürüyor. Özellikle büyükşehirde geçen aksiyon sahnelerinde çok özenli bir işçilik var.

        “İnanılmaz Aile 2” hikâyesi ve alt metinleri itibarıyla da yabana atılamayacak bir film. Her iki filmi de “süper kahramanlık, toplum, devlet ilişkileri” üzerinden okumanız mümkün. Süper kahramanların dünyayı kurtarmak isterken sivillere ve çevreye verdikleri zarar konusunun “Batman v Superman” ve “Kaptan Amerika: İç Savaş”tan çok önce 2004 yapımı “İnanılmaz Aile”de işlendiğini unutmamak gerek...

        İlk filmde, süper güçlere sahip kadınla erkeğin aile kurup çoluk çocuğa karışması, harika bir fikre dönüşüyordu. “Süper aile” olmanın ötesinde öncelikle gerçek bir aileydiler. Her aile gibi normal sorunları vardı ve kendimizi onlara yakın hissediyorduk... İkinci filmde de hiç kuşkusuz akıp giden sürükleyici bir bilimkurgu ve aksiyon öyküsü var. Parr ailesi, dijital ekranlar üzerinden herkesi hipnotize edebilen gizemli birinin peşinden koşuyor. Öykü, hayatımızı kaplayan dijital ekranlarla olan tehlikeli ilişkilerimize dikkat çekiyor. Ama asıl mesele, yine “aile halleri”yle ilgili...

        İlk filmde Parr ailesi, süper kahramanlığın yasaklanmasıyla orta sınıf Amerikan hayatına uyum sağlamaya çalışıyordu... Yeni filmin çıkış noktası da farklı değil. Devlet, onları yine görünmez kılmak, sıradanlaştırmak istiyor. Evleri yıkıldığı için motele yerleşiyorlar. Baba Bay İnanılmaz/Bob ve anne Lastikkız/Helen nasıl geçineceğiz, faturaları nasıl ödeyeceğiz, diye düşünürlerken imdatlarına Winston ve Evelyn Deavor kardeşler yetişiyor. İleri teknoloji ürünler satan bir şirketin sahibi olan kardeşler, onları ultra lüks bir eve yerleştiriyor ve halkın daha çok sevdiği Lastikkız'a iş teklif ediyorlar. Bob, bozuluyor ama Deaver kardeşlerin süper kahramanları yasal hale getirme projesine destek vermek için evde çocuklara bakmaya başlıyor.

        Lastikkız Helen, Deaver kardeşlerin teknolojik desteğiyle, dışarıda süper kahramanlığın gereklerini yerine getiriyor. Bob ise evde Violet'in ergenlik bunalımları, Flash'in matematik ödevleri ve bebek Jack-Jack'le uğraşmanın dünyayı kurtarmaktan daha zor olduğunu anlıyor. “İnanılmaz Aile 2”nin en hoş yanlarından biri, Bob'un “ev erkekliği” deneyimi herhalde...

        İlk filmin bittiği yerden başlayan açılış sahnesinde Bob'un Kazıcı'ya karşı savaşırken ortalığı yine yıkıp dağıttığını unutmamak gerek. Bob süper kahramanlığı erkeğe has bir hoyratlık ve güç gösterisiyle özdeşleştiriyor. Çevreye verdiği tahribatı da işinin parçası olarak görüyor. Lastikkız ise bir kadın olarak çok yönlü düşünebiliyor. Çevreye en az zararı vermek için elinden geleni yapıyor. Uzayarak, kıvrılarak ve bükülerek istenilen her şekle girebiliyor. Bob'la Helen'in süper kahramanlık tarzları üzerinden filmin feminist alt metne sahip olduğu söylenebilir. Erkek fiziksel gücü; kadın ise esnekliği, uyumu temsil ediyor. Ayrıca Violet ile Flash arasındaki fark da anlamlı. Violet duyarlı bir genç kız. Süper gücü görünmez olmak ve güç alanları oluşturmak. Güçlerini genellikle savunma amaçlı kullanıyor. Gösteriş derdi yok. Süper gücü hız olan Flash ise gösterişi çok seviyor.

        Brad Bird ilk “İnanılmaz Aile”yi 60'lı yılların ajan filmleri gibi tasarlamıştı... Yeni filmse çağdaş aksiyon sinemasına daha yakın. Her ikisinin de ortak özelliği, Marvel'ın ya da DC'nin süper kahramanlar filmlerinden farklı bir vizyona sahip olmaları. Ama dipten dibe X-Men serisine yakın oldukları söylenebilir. X-Men serisinde devlet, süper güçlere sahip mutantları kontrol altına almak ister. Burada da durum farklı değil. Süper güçlere sahip insanların yeteneklerini bastırmaları ve kendilerini saklamaları gerekiyor...

        “İnanılmaz Aile 2”, seyri çok keyifli, eğlenceli bir film ve üstüne düşündükçe derinleşiyor... Bence şimdiden 2018'in en iyilerinden biri olmaya aday...

        Filmin notu: 8

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar