KALBiMi Hollywood'a gömün
Ünlü bir oyuncu ve çevresindeki erkek arkadaşlarının Hollywood maceralarını anlatan “Entourage” dizisi, sinema filmi olarak karşımızda. Birçok Hollywood yıldızının da kısa rollerde göründüğü film, “başarısızlık korkusu” üzerine bir öykü anlatıyor
2004-2011 tarihleri arasında 8 sezon yayınlanan “Entourage” adlı TV dizisinin, Mark Wahlberg’in Hollywood macerasından esinlendiği söylenir. Dizi, Hollywood’da yükselmekte olan genç yıldız Vince (Adrian Grenier) ile onun yakın çevresi üzerinedir. Mahalleden iki eski arkadaş Eric (Kevin Connolly) ve Turtle (Jerry Ferrara); 3. sınıf filmlerde oynayan kardeş Johnny (Kevin Dillon) ile nevrotik, hırslı menajer Ari Gold’dan (Jeremy Piven) meydana gelen bu “yakın çevre” (entourage), bir yandan Hollywood’da tutunmaya bir yandan da “ortam”ın keyfini çıkarmaya çalışır. Kimileri onları Vince’in çevresindeki asalaklar olarak görür, Vince ise durumu “Asıl onlar bana bakıyor” diye açıklar. Şöhret olur olmaz eski çevresinden uzaklaşanların aksine kendisi olarak kalmayı biraz da onlar sayesinde becerir. “Entourage”ı asıl çekici kılan fikir ise bir grup büyümemiş, problemli erkeğin gözünden seyirciye “Hollywood’u röntgenleme” fırsatı vermesidir. Dizi, “Sex and the City”nin erkek versiyonu olmanın ötesinde, Hollywood sakinlerinin anlattığı “birinci elden Hollywood öyküleri” vaat eder.
CİNSELLİK, UYUŞTURUCU VE EĞLENCE
Dizinin yaratıcısı Doug Ellin tarafından yazılan ve yönetilen filmi de öncelikle Hollywood’un kendine baktığı öykülerden biri olarak değerlendirmek gerekiyor. Film, 5-6 günlük evliliğini bitiren Vince’in büyük bir teknede verdiği partiyle açılıyor. Doug Ellin, parti sahnesini bikinili kadınların vücuduna yaptığı ağır çekim ve yakın planlarla, Johnny, Eric ve Turtle’ın erkek bakış açısıyla çekmiş. Cinsellik, uyuşturucu, eğlence üçgeninden oluşan Hollywood usulü bu tatlı hayat, ilk bakışta kahramanlarımız için bir zirve gibi duruyor. Ancak Ari ile Vince arasında geçen telefon konuşması öykünün yönünü değiştiriyor. İkisi de egolarını tatmin etmek için oyunu daha da büyütüyorlar. Ari bir stüdyo yöneticisi, Vince ise yönetmen olarak kendisini kanıtlamak istiyor. Böylece biz de Hollywood ve başarı üzerine bir öykü seyretmeye başlıyoruz.
HOLLYWOOD, TEKSAS’A KARŞI
Artık bir mega star olan Vince’in yönettiği ilk proje, sadece kendisi için değil, Ari ve filmde “hayatının rolünü” oynayan Johnny için de hayati önem taşıyor. Dolayısıyla, parasından başka bir şey düşünmeyen Teksaslı yatırımcı McCredle (Billy Bob Thornton) ile şımarık, problemli oğlu Travis’in (Haley Joel Osment) çıkardığı sorunlar, üçü için de hayatı kısa sürede kâbusa çeviriyor. Hatta bir ara Vince, Johnny’ye “En kötü ihtimal Queens’e annemizin yanına döneriz” bile diyor. Hollywood’da kalmak isteyen Johnny’nin ağlamaklı, çocuksu hali ise her şeyi özetliyor. Üçü için de bir var olma mücadelesi bu; çünkü Hollywood’da insan her zaman son yaptığıyla anılıyor. Başarısızlık, önceki başarıların ışıltısını yok ediyor. Film erkek egolarının savaştığı, özgüvensizliklerin açığa çıktığı bazı anları çok iyi yakalıyor. İki yan öykü, yani Eric ile Turtle’ın kadınlarla yaşadığı maceralar da özünde başarısızlık korkusu üzerine. Filmde kısa rollerde birçok Hollywood sakininin oynadığını da belirtelim. Özellikle stüdyoda geçen sahnelerde ünlü yıldızlar adeta figürasyon yapıyor. “Entourage” özünde “tatlı hayat”ı kaybetmek ve Hollywood’da gözden düşme korkusu üzerine bir film ama yeni ya da ilgiye değer bir şey söylediğini, Hollywood’a eleştirel bir bakış açısı getirdiğini söylemem mümkün değil. Tam aksine, Teksaslı para babalarına karşı “Hollywood’un ihtiraslı çocuklarını” kutsadığını dahi söyleyebilirim. Kesin olan, “Entourage”ın rahat seyredilen, eğlenceli bir komedi olduğu.
Filmin notu: 6.5