Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DİYARBAKIR İkinci Hava Kuvveti Komutanlığı’ndaki bayrağın indirilmesiyle dışa vuran bayrak alerjisi Antalya’dan sonra İstanbul’a da sıçradı. Son olarak bir hastane ve karakolun önündeki bayrağın indirilmeye çalışılması bu alerjinin yaygınlaşmaya başladığını gösteriyor.

        Burada akla “Bir ülkenin bayrağı nasıl olur da bizzat o ülkenin vatandaşları tarafından indirilir?” sorusu geliyor.

        Üstelik bayrağın Türkler açısından oldukça duygusal, manevi bir anlam ifade etmesine rağmen devam eden bu saldırılar normalin ötesinde bir kısım mesajlar içeriyor olmalı.

        Bayrağı indirenler açık şekilde biliyorlar ki bu toprağın insanları en fazla buna tepki gösterirler.

        Dolayısıyla bayrak indirme cüretinin içerdiği anlam, bayrağa saldırmanın oluşturacağı toplumsal tepkiyle birlikte analiz edilmeli.

        “Bayrağı indirme teşebbüsünde bulunanlar bu cesareti nereden alıyorlar?” sorusu uzun tartışmaları gerektiriyor. Ancak şu kadarını açıkça söyleyelim; ülkenin içine düşürüldüğü ruh hali, bayrağı indirebilme cesaretini ve fikrini bir kısım kişilerin aklına düşürebiliyor.

        Bayrak olayındaki ikinci önemli konu ise toplumun can damarından yakalanıp sinir uçlarının test edilmesidir.

        Bayrak milletin ruhudur ve o milletin bedenine can verir. Suyun toprakla buluşması gibidir.

        Onun indirilmesi dil ucuyla ve sıradan bir karşılık buluyorsa artık o toplumun ruhu ölmek üzeredir. Eğer bayrağa yapılan saygısızlığa tepki sınırlı kalıyorsa, o toplumun kendini savunma refleksi ve ayağa kalkma heyecanı bitmiş demektir.

        Toplumun reflekslerini iyice hissizleştirmek için hücrelerini yok etme pahasına her türlü laf cambazlığı ve propaganda kampanyası da hız kesmeden devam ediyor.

        Bu çerçevede sıklıkla tekrarlanan sinsi soru şu: “Bayrak mı yoksa insan canı mı daha önemli?”

        Bu bir soru değil apaçık yanıltmaca ve pespaye bir yaklaşımdır.

        Bayrak milletin ruhudur, onun için sayısız şehitler verilmiştir.

        Bayrak bir bez parçası değildir.

        Bir zahmet Arif Nihat Asya’nın şiirini tekrar okuyalım.

        Eğer bayrağımız düşerse onun altındaki insanlara ne olacağı Ukrayna’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya kadar sayısız örnekte açıkça görülür.

        Eğer olay bir provokasyondan ibaret görülüyorsa açıkça bilinmelidir ki provokasyon, yetenek ve deneyimlerini kullanamayan, bilgisi sınırlı, her defasında oyuna gelen ülkelerde meydana gelir.

        Gerçek provokasyonu ve bağlantılarını teşhis etmek yerine olayla hiç ilgisi olmayacak kişileri ve grupları hiçbir delil olmadan suçlayarak sonuç elde etmek olanaksızdır.

        Bilerek veya bilmeyerek hedef saptırmanın sonucu belli.

        Provokasyonlar işe yarıyor ve tarih tekerrür ediyor.

        Bu toprağın insanları bayrağını dahi savunma konusunda tereddüde düşürülüyorsa, asker güç kullanmakta, polis yasa uygulamakta zorlanıyorsa sinsi bayrak oyunu hepimiz için alarm verici bir kısım sonuçlar ortaya koyuyor demektir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar