Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Mahalle bakkalı ve pazarcı esnafı, sadece bir ticari faaliyet içinde değiller, aynı zamanda çok önemli ekonomik ve sosyal işleve sahiptirler.

Hiper ve gros marketlerin yanında son yıllarda giderek sayıları artan ve mahalle aralarına apartman altlarına yerleşen ve arkasına “sermaye gücünü”de alan “ucuzcu marketler” ve perakende kesimindeki tüm marketler, mahalle bakkalı ve pazarcı esnafın aleyhine ciddi bir “haksız rekabet” ortamı oluşturmuşlardır.

Perakende kesimindeki marketlerin oluşturduğu “haksız rekabet” toplumun orta direği dediğimiz mahallemizin geleneksel “bakkal amca”sını soluksuz bırakmakta, ezilip yok olması sonucunu doğurmaktadır. Devlet bu “haksız rekabet”i ortadan kaldıracak, toplumun orta direği bakkal ve pazarcı esnafını yok olmaktan kurtaracak destekleyici ve düzenleyici önlemleri almalıdır.

Buradaki ikilem; devlet, bir yandan da “tüketici hakları”nı korumak bağlamında, tüketicinin tüketim mallarını kaliteli ve “ucuz fiyat”a almasını sağlayacak piyasa düzenini de korumak durumundadır.

İşleyen bir piyasa ekonomisi ve “tüketici bilinci”nin yükselme eğilimi göz önüne alınarak sosyal devletin yapması gereken “zayıf” kesimi güçlendirerek, “piyasa dengesi”ni sağlamaktır. Bunun gerçekçi ve akılcı yolu, bakkal ve pazarcı esnafın “yok olması”nı seyretmek değil tam tersine ucuz ve uzun vadeli krediler kullandırılarak, bakkalı ve pazarcı esnafı da birer “ucuzcu market”e dönüştürmektir.

Bu yolla hem tüketici hem de bakkal ve pazarcı esnafı korunmuş olur.

Kaldı ki sosyal devletin en etkin rolü üreticiyi, satıcıyı ve tüketiciyi bir adalet anlayışı içinde bir arada ve barış ortamında yaşatacak “düzenleyici” rolüdür.

BAKKAL ÇEKİLİYOR

Mahalle aralarına, apartman altlarına yerleşen “ucuzcu marketler”in mağazaları küçük, kiraları düşük, dekorasyonu basit, çalışanı az, dolayısıyla hem masrafları hem de donanım ve işletme giderleri fazla değil.

Ayrıca, bu marketler, çok çeşit bulundurmak yerine en fazla talep edilen malları satıyorlar, raf düzeni yerine tüketici istediği malı, üreticinin gönderdiği kutudan alıyor.

Tüm bu özellikler, tüketicileri kaliteyi ucuza alma tercihiyle “ucuzcu market”lere yönlendiriyor, bu süreç de mahalle bakkalının tasfiyesine yol açıyor.

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in verdiği bilgiye göre, 1999 yılında bakkalların ve pazarcı esnafın piyasa payı yüzde 85 iken 2014’de bu pay yüzde 35’e düşmüştür. Aynı şekilde 2000 yılında 2 bin 500 zincir market ve süpermarket piyasada faaliyet gösterirken 2014’de bu sayı 16 bin 775’e ulaşmıştır. Bu marketlerin 8 bin 509’u mahalle aralarındaki, apartman altlarındaki “ucuzcu marketler”dir.

Sonuç olarak: Böylesine güçlünün zayıfı ezdiği bir “piyasa düzeni”nde bakkal, devletin el uzatmasını bekliyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar