Parlamenter sisteme dönüş
Seçimler adil ve eşit koşullarda yapılırsa, sandık ve oy kullanma güvenliği sağlanırsa, adayların düşünce ve ifade özgürlüğü kısıtlanmazsa sonuçları ne olursa olsun seçimler, demokrasiyi soluklandırır, halkın demokrasiye olan inancını ve bağlılığını güçlendirir.
24 Haziran seçimleri; bugüne kadar yapılan seçimlerden farklı olarak “köklü” bir “yönetim sistemi değişikliği”ne neden olacaktır. Buna “rejim değişikliği” de diyebiliriz.
24 Haziran seçimleri; parlamenter sistemin yerine adı konmamış Başkanlık sistemini getirecektir.
Yeni sistemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin “yürütme” üzerindeki “denetim”i ve “kontrol”ü fiilen sona erecektir.
Devlet ve toplum yaşamımızı yeniden şekillendirecek olan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nde Cumhurbaşkanı, Hükümeti Parlamento dışından oluşturacak, TBMM’ni “güven oyu” verme ve “gensoru”, yazılı-sözlü soru önergesi yoluyla “denetim” yetkisi olmayacak.
Bakanlar TBMM’ne gelerek hesap vermeyecek.
Bu arada; “bütçe”yi de TBMM değil; Cumhurbaşkanının doğrudan kendisi yapacak.
Ayrıca; yüksek yargı üyeleriyle Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerini, YÖK Başkan ve üyelerini, Üniversite Rektörlerini, düzenleyici ve denetleyici kurulların başkan ve üyelerini de doğrudan Cumhurbaşkanı atayacak.
Öte yandan; Cumhurbaşkanı, Partisi TBMM’de çoğunluğu sağlaması halinde de yasama üzerinde “etkili-yönlendirici” olacak.
Böylece; yürütme, yasama ve yargıyı Cumhurbaşkanı bizzat şekillendirip kontrol edecek.
MUHALEFET NE İSTİYOR
Bu bağlamda; Muhalefeti oluşturan “millet ittifakı”, “parlamenter sistemi, güçlü kuvvetler ayrılığı ilkesini, etkili denge-denetim mekanizması”nı vaad ediyor.
AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ise rejim değişikliğini ön gören “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ne tüm kurul ve kurallarıyla işlerlik kazandırmayı vaad ediyor.
Halkımız; 24 Haziran’da, birbirinden tamamen farklı bu iki “yönetim” sisteminden birini tercih edecek. Ya ülkenin yönetim ve kontrolünü tümüyle Cumhurbaşkanı’na veren “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne “onay” verecek, ya da “Millet İttifakı”na Anayasayı değiştirebilecek Parlamento çoğunluğunu vererek güçlü kuvvetler ayrılığını ve etkili denge ve denetim sistemini öngören parlamenter demokrasiye yeniden dönüş izni verecek.
Sonuç olarak: Ulusumuz bu seçimlerde sadece bir yönetimi seçmeyecek aynı zamanda kendi geleceğini de belirleyecektir.