Bayram sevincimizi paylaşalım
Onbir ayın sultanı bereketli “Ramazan ayı”nı idrak ederek bugün, bayram sevincini hoşgörüye, dayanışmaya dönüştürerek güzellikleri birlikte paylaşıyoruz.
Ancak İsrail’in, Gazze’de uyguladığı insanlık dışı, vahşi katliam ve “soykırım” sonucu yüzlerce Filistinli çocuk, kadın, genç, yaşlı kardeşimizin “şehit” olması, binlercesinin de yaralanması, Gazze’nin yerle bir edilmesi bayram sevincimizi acıya çevirmiştir.
Bu şekildeki bir hunharca katliamın ve “yok etme” hareketinin hiçbir dinde yeri yoktur.
Şanlıurfa’da PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen ve biri de İzmirli olan 3 askerimiz yüreğimizi dağlamış, bayram sevincimizi de acıya dönüştürmüştür.
Bayramlar sevginin, hoşgörünün, dayanışmanın ve paylaşma duygusunun yoğunlaştığı, kırgınlıkların, küskünlüklerin ortadan kalktığı ve barışın müjdelendiği günlerdir.
Dinimizin en belirgin özelliği sevgi, dayanışma, paylaşma, yardımlaşma, uzlaşma, barış, hoşgörü, kardeşlik ve birlikte yaşama duygusunu bir toplumsal “öğreti” olarak ön planda tutması ve diğer dinlere karşı da hoşgörü ve diyalog anlayışı içinde olmasıdır.
Bu arada Ortadoğu’da, İslam coğrafyası’nda yaşanan “acı” olaylar ve akan kardeş kanı, dinimizin “hoşgörü” sınırları içinde değildir.
Ramazan bayramının sevgi ve barış ortamında dileğim akan kanın durması, kinin, nefretin, intikam duygusunun, savaşın yerini sevginin, barışın birlikte yaşama duygusunun almasıdır.
Dini bayramlar bir bakıma, bizi birbirimize daha çok yaklaştıran, kardeşlik duygusuyla birlik-beraberlik içinde yaşama sevinci veren çok önemli günlerdir.
Dini bayramlarımızla ulusal bayramlarımızın “ortak payda”sı; birlik-beraberliğimizin pekişmesine, “zıtlaşma” ve “uzaklaşma” yerine “hoşgörü” ve “uzlaşma”nın egemen olmasına “katkı” sağlamalarıdır.
İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ
Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan “Laiklik” prensibi, bazı kesimlerin iddia ettikleri gibi “din karşıtlığı” değil tam tersine, din ve ibadet özgürlüğünün “sigorta”sıdır.
Laiklik anlayışı dinimizin barış içinde kardeşçe yaşamak, kederde, kıvançta bir ve beraber olmak felsefesine de içerik kazandırarak daha da kapsamlı olmasına katkı sağlamaktadır.
Bu nedenle; dinimizin yüce değerleriyle, barışçı anlayışla Laik Cumhuriyetimizin özünü aynı yaklaşım içinde birleştirerek, iyiye ve güzele doğru koşmak, mutluluğu birlikte aramak, dini ve ulusal bayramlarımızı daha anlamlı kılacak, hepimizi güven içinde geleceğe taşımanın zeminini hazırlayacaktır.
Unutmayalım ki yaşadığımız coğrafyada etrafımız “ateş çemberi”yle çevrilidir. Buna karşılık Türkiye; bir “güven” ve “istikrar” adasıdır.
Bunun değerini bilelim, bilmeyenlere anlatalım, birbirimize sarılarak, kucaklaşarak geleceğimizi birlikte planlayalım.
Enerjimizi ayrışmada, çatışmada değil refah içinde insanları mutlu, güçlü ve müreffeh Türkiye’nin inşası için harcayalım.
Sonuç olarak: Bayram ayrılığa, dargınlığa, küskünlüğe değil barışa, hoşgörüye, kardeşliğe ve birlikte yaşama sevincine neden olsun.
İzmirli ve Egeli hemşehrilerimizin, ulusumuzun bayramını sağlık, mutluluk, huzur ve başarı dileklerimle kutluyorum.
- Muharrem İnce gerçeği5 yıl önce
- Seçimin galibi kim olacak?5 yıl önce
- Rekabetin güzelliği5 yıl önce
- Konuşan Türkiye5 yıl önce
- Parlamenter sisteme dönüş5 yıl önce
- Ekonomide mucize olmaz5 yıl önce
- İnce rüzgarı5 yıl önce
- Koruncuk Vakfı5 yıl önce
- Sorumluluk yüklenmeli5 yıl önce
- Yaşanacak kent İzmir...5 yıl önce