Feyzioğlu'nun sorumluluğu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ceza Hukuku Profesörü Avukat Metin Feyzioğlu; “16 Nisan Anayasa Referandumu” sürecinde, yürüttüğü özgürlük, demokrasi ve hukuk mücadelesiyle dikkat çekiyor.

Feyzioğlu; duyarlı bilim adamı, sorumlu yurttaş ve hukukçuları bünyesinde toplayan etkili bir sivil toplum örgütünün “kararlı” lideri profilini çiziyor. Kişilik haklarına saygı gösteren, demokratik nezaketten uzaklaşmayan, günlük politikanın gürültüsüne kapılmayan Feyzioğlu; Anadolu’yu karış karış gezerek ve adeta toplumun hücrelerine nüfuz ederek getirilmek istenen “sistem değişikliği”ne ilişkin endişelerini dile getiriyor. Son 15 günde, arkadaşı Anayasa Hukuku Profesörü Süheyl Batum’la birlikte Denizli, Muğla, Aydın, Tekirdağ, Kırıkkale, Yalova, Çanakkale, Zonguldak ve Konya’da “Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz” konulu söyleşilere katılan Feyzioğlu; geleceğe dönük “tehlike”leri, endişelerini ve öngörülerini dillendiriyor.

FEYZİOĞLU-BATUM İKİLİSİ

Feyzioğlu; konuşmalarında, lafını eğip bükmeden demokrasinin (olmazsa olmazı) yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, denge denetim konularındaki düşüncelerini bilim adamı titizliği ve hukukçu sorumluluğuyla dile getiriyor ve halkın onayına sunulan anayasa değişikliğinin “kabul” edilmesi halinde oluşabilecek “tehlike”ye karşı şimdiden, iş işten geçmeden uyarı görevini yapıyor.

Bir hukukçu olarak tarihi sorumluluğumu yerine getiriyorum diyerek Türkiye’yi adım adım dolaşan Feyzioğlu “Anayasa değişikliği kabul edilirse; Cumhurbaşkanı hem parti genel başkanı olacak, hem partisinin milletvekillerini kendisi belirleyecek, yargıyı kendisi düzenleyecek, yürütmenin tüm gücünü kendi elinde toplayacak. Bu; bir siyasi parti yarışı değil, milli meselidir. Doğacak torunlarımız 30 yıl sonra nasıl yaşayacak onu konuşuyoruz.”

Daha önce CHP’de Eskişehir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı olarak başarılı görevler yapan ve CHP’den ihraç edilerek Mahkeme kararıyla geri dönen Prof.Dr.Süheyl Batum, şimdi anayasa hukukçusu olarak, Anadolu’yu dolaşarak “Türkiye korku devletine dönüştürüldü, tüm özgürlüklerin temelinde hukuk devleti ve korkudan muaf olmak vardır.”diyor. Sonuç olarak: Çocuklarımıza, torunlarımıza demokratik, özgürlükçü; güçlü ve modern Türkiye emanet edelim.