Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Nüfusumuzun yarısı kadın, ancak; yetişkin, hayatının başındaki her iki kadından biri işsiz ve eğitimsiz.

Eğitimde istihdamda, fırsat eşitliğinde kadının adı yok. Ne var ki; cinsel istismarda, tecavüzde, şiddet, töre ve namus cinayetlerinde kadın önde.

Cinsiyet eşitsizliğinde toplumun gündemini kadına ilişkin haberler oluşturuyor.

Oysa; Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını Avrupa’dan önce tanıyan Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; “kadınları önde gitmeyen toplumlar, geri kalmaya mahkumdur.”

Günümüzde, ailede, kamu hayatında ve özel kesimde eğitimli, nitelikli kadın elinin deydiği her işte başarı, bereket ve verimlilik olduğu görülüyor.

Kadın; aynı zamanda aile yaşamının da belirleyici düzenleyici unsurudur.

Kadının bu özelliği “yuvayı dişi kuş yapar” sözü çok güzel; anlamlı ve öğretici bir biçimde tanımlamakta, kadının toplumdaki yerini ve önceliğini anlatmaktadır.

MUTLULUK OLUR

Eğer bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa o ülkede huzur ve mutluluk vardır.

Kadını eğitimsiz, işsiz, üretimin ve eşit bölümün dışında bırakarak eve kapatan, cinsel obje olarak gören bir toplumsal ve siyasal anlayışla ne milli gelirimizi artırabiliriz, ne de uygar toplumlar içinde saygın ve seçkin bir yer bulabiliriz, kadının doğurganlık özelliğini öne çıkarmak, bunun yanında eğitimin, istihdamın ve üretimin dışında tutmak; ufkumuzun karartılmasından, geri kalmamızdan başka bir sonuç vermez.

Kadınsız bir toplum “tek kanatlı bir kuş” gibidir, uçamaz.

Kadını cahil, işsiz bırakarak dört duvar arasına hapseden feodal sosyal yapılar; sadece adaletsizliği, eşitsizliği, ilkelliği, toplamda; yoksulluğu ve geri kalmışlığı temsil ederler.

Türkiye; Ekonomik İşbirliği ve Geliştirme Örgütü (OECD) ülkeleri arasında 20-24 yaş gurubunda hem işsiz, hem de eğitim görmeyen kadınların oranı açısından “en kötü” durumda olan ülke.

Bu yaş gurubunda eğitimsiz ve işsiz kadınların oranı yüzde 47’nin üzerinde.

Yani; yetişkin ve hayatın başındaki iki kadından biri işsiz ve eğitimsiz.

Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nün “Bir Bakışta 2016” raporundaki verilere göre; OECD’ye üye 35 ülkede 20-24 yaş arasını kapsayan nüfusta eğitime devam etme oranı yüzde 44.8 iken bu oran Türkiye’de 34.7’dir.

Ülkemizde 20-24 yaş gurubunda ki her üç gençten biri eğitim dışında kaldığı gibi çalışabileceği bir iş de bulunamıyor.

Bu oran; aynı yaş gurubundaki kadınlarda yüzde 47.6’yı buluyor.

KALKINMA İÇİN ŞART

Oysa; bu yaş gurubundakiler arasında hem eğitim sistemi, hem de çalışma yaşamı dışında kalanların oranı OECD ülkeleri arasında yüzde 17 dolayında.

Bu arada; Ekonomik işbirliği ve Gelişme Örgütü’nün raporunda Türkiye’de çalışma yaşamı ve eğitim dışında kalan kadınların oranının erkeklere kıyasla yüksek olmasına dikkat çekilerek “cinsiyete dayalı bu fark kısmen erkek ailenin geçimini sağlarken kadının evin ve çocukların bakımını üstlendiği geleneksel kadın-erkek rol paylaşımı ile açıklanabilir” deniliyor.

Türkiye’nin kalkınması, çağdaşlaşması, gelir paylaşımının adil hale gelmesi, demokrasinin kalitesini yükseltmesi ancak; eğitimde, çalışma yaşamında her alanda kadın-erkek eşitliğini sağlamasıyla mümkün olabilir.

Sonuç olarak: Kadın; berekttir, sevgidir, kalitedir, başarıdır, üretkendir, verimliliktir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar