'Şarkılarımı bilsinler, beni bilmesinler'
Eğer çocuğum olsaydı, zavallıyı benim kart sesime mahkûm etmez; sevdiğim insanların şarkılarıyla uyuturdum. Daha da güzeli, insanlığını sevdiklerimin sesiyle ninniler kaydederdim. Neyse ki biri bunu benden önce yapmış, Aptamil’in güzel projesiyle Aylin Aslım’ın sesinden ninniler albümü oluşmuş. Aylin, dinlemeye doyamadığımız şarkıların kadını. Seçilen ninnilerse asırlardır dinlenilen ninniler. Hepsi farklı kültürlerin mirası. İçinde “Uyusun da büyüsün” de var, “Twinkle twinkle little star” da. Minik Adımlar albümü 5 ninni ve 5 çocuk şarkısından oluşuyor.
Albüm, ilk1000adim. com web sitesi ile IOS ve Android cihazlara indirilebilen Adım Adım Uyku mobil uygulaması üzerinden dinlenebiliyor. Uygulamayı mobil aplikasyon üzerinden dinleyecekleri bir de sürpriz bekliyor. 500 sık kullanılan bebek ismi için Aylin Aslım’ın yaptığı özel seslendirme sayesinde şarkılar, isme özel hitapla dinlenebiliyor; anneler tüm şarkıları bebeklerinin isimlerine özel olarak çalabiliyor. Adınız benimki gibi zor anlaşılan ve hep yanlış yazılan bir isim değilse, çocuğunuz olsa da olmasa da yaşınız kaç olursa olsun bu aplikasyonu indirin. Sakinleşmek istediğinizde, uykunuz kaçtığında dinleyin. Hani deniz sesi, yağmur sesi gibi sakinleştirici sesler sunan uyku aplikasyonları var ya... Hepsinden çok çok daha fazla işe yarıyor, teyitli bilgi.
■ Nasıl çıktı bu bir fikir ortaya?
Birkaç senedir aklımdaydı çocuk şarkıları yapmak. Üzerine çok düşünmedim. Sadece çocuk şarkılarıyla bir şey yapmak istedim. Sonra böyle bir teklif geldi. Demek ki yapmam gerekiyormuş.
■ Senin en sevdiğin çocuk şarkısı hangisi?
Bilmiyorum, hepsi o kadar çocuklukta kalmış ki. Ama “Söylerken en çok eğlendiğin” dersen “Arı vız vız” ve “Kurbağa”. Yetişkin gözüyle çocuk şarkılarına bakınca enteresan bir perspektif oluyor. Mesela “Kırmızı Balık” ne kadar hüzünlü bir şarkıymış! Ninniler güzeldi. Huzur amaçlı oldukları için o sakinlik, çocuğu uyutacak huzura eriştirme hedefi hoşuma gitti. Kendi şarkılarımı yazarken ya da söylerken böyle bir şey gözetmediğim için benim adıma da ilginç bir deneyim oldu. “Ay lu lu” ninnisi benim için ilginç oldu. Başka bir dilde söyleyeceksem bunu layığıyla yapmam lazım. Victoria isimli bir arkadaşımız, yardımcı oldu bana, kelime kelime, hece hece öğretti nasıl söyleyeceğimi. Düzgün olsun istedim. Hayatta elime böyle bir şans bir kez geçecek. Bir daha Eski Ukrayna dilinde bir şarkı söyleyeceğimi sanmıyorum. Zevkli bir işti benim için.
■ Anne olmak istiyor musun?
Başına gelene kadar ne olduğunu bilmediğin kapalı bir kutu o. Hâlâ isteyip istemediğimi ya da yapıp yapamayacağımı bilmiyorum. “Düşünmeden yaptım” diyen cesur arkadaşlarım var. Ben henüz o kadar büyük hareketleri düşünmeden yapabilme rahatlığında değilim. Belki de öyle bir rahatlık lazımdır. Gençken belki büyük kararlar alabiliyor insan ama zaman geçtikçe zorlaşıyor karar almak. Çok planlı bir hayatın yoksa... Müzik kariyeri de çok planlı gidebilecek bir şey değil. En azından ben hiç planlamadım.
■ Peki şu an okul çağında bir çocuğun olsaydı?
İşi o noktaya getiremiyorum. Hiç bilmiyorum tabii ama arkadaşlarımdan ne kadar zor bir konu olduğunu görüyorum. Maddi ve manevi. Ben devlet okullarında okudum. Devlet okullarında başarılı bir birey olmak için şans yakalaması epey zor görünüyor çocukların. Bu da insanları deli gibi para harcayacakları özel okullara sevk ediyor. O da insanların bütün hayatını sarsıyor. “Oraya gelince” bakarım diye düşünüyorum, daha çocuk bile yapmadığım için. Kolaylık diliyorum çocuğu olanlara...
'BUNUN ADI NARSİSİZM ÇAĞI'
■■ Bundan sonra kendi şarkılarından oluşan yeni bir albüm var mı?
Bir süre albüm yapacağımı düşünmüyorum. Belki üç-beş şarkılık EP tarzında bir şeyler yapabilirim. Albümü alıp baştan sona dinleyen çok az insan var. Kuşakla ilgili bir şey bu. Albüm yapım aşamasındansa, parça parça hazırlamayı ruhen de bana daha uygun buluyorum. O süreci artık pek yaşamak istemiyorum. Bazı şeyleri daha hafif yaşamam gereken zamanlardayım.
■■ Tanınıyor olmak seni çok mu yordu?
İnsanlar şarkılarımı bilsinler ama beni hiç bilmesinler isterdim aslında. Ama işler böyle dönmüyor. Ya da sen bunu anlayana kadar endüstrinin gerektirdiği şeyleri hiç bilmeden sana söylenen şeyleri yapıyorsun. Bilenlerin gerçekten bildiğine inanıp onların tavsiyelerine uyuyorsun. Aslında bunların sana uymadığını anladığında biraz yorulmuş oluyorsun. 90’larda bizim dalga geçtiğimiz popstarların söylemleri, şimdi kendimize yakın sandığımız, dünyaya yakın müzik yaptığını düşündüğümüz insanlar tarafından söyleniyor... Birkaç kuşaktır var kendini övme, övdürtme. Narsisizm çağı bu zaten. Öyle bir iş yapıyor ol ki “kendisi iğrenç ama şarkıları güzel” diyelim. Ama o da yok. İşin kötüsü, bunun artık normal olması. İnsanların narsisizimden rahatsız olmaması.