Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Havacılık sektörü için gelecek yıl tam anlamıyla eskiye dönüş için büyük önem arz ediyor. Şayet yeni sorunlar, beklenmedik sıkıntılar yaşanmazsa… Eğer her şey normal seyrinde giderse dünya genelinde daha yoğun seyahat planlamalarıyla karşılaşacağız. Dijital seyahat platformu booking.com’un bugüne kadarki en kapsamlı yıllık seyahat tahminleri araştırmasına göre insanlar halihazırda seyahat seçimlerinde çelişkili davranıyor ve kaos içinde karar vermeye çalışıyorlar.

        Fakat 2023’te seyahatin nasıl yeniden tasarlanacağını anlamak için 32 ülke ve bölgede 24 binden fazla gezginle yapılan kapsamlı araştırma ümit vaat ediyor. Yapılan ankette, dünyanın dört bir yanındaki insanlar kendilerini 2023’te 2022’ye kıyasla seyahat konusunda ezici bir şekilde daha iyimser hissedeceğini belirtmiş. Seyahat severlerin, küresel olarak mevcut istikrarsızlığa rağmen yüzde 72’si seyahatin her zaman buna değeceğini düşünüyor. Anketin genelinde ise insanların ruh halinin, umutlu bir belirsizlikten cesur bir uyum yeteneğine dönüştüğü ön plana çıkıyor.

        Bu kapsamlı anket gelecek yılın hareketli geçeceğini gösteriyor. Ama yeni normallerle seyahat alışkanlıkları ve trendleri de değişecek. Seyahat tecrübelerim, gözlemlerim ve bu araştırma neticesinde 2023’te seyahat severleri ne tarz bir tatil ve yolculukların beklediğini kısaca 6 başlıkta toparladım.

        REKLAM
        • 1- Sıra dışı tatiller öne çıkacak

        Dünya genelinde yaşanan doğal afetler, siyasi huzursuzluk, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve küresel salgının etkisiyle geçen sıkıntılı iki yılın ardından insanların daha çok sıra dışı tatil ve seyahatlere yöneleceğini söylemek mümkün. İki yıllık kaos döneminde sürekli evde oturan, dünya gündemindeki sürekli olumsuz haberleri dinleyen seyahat severlerin gelecek yıl yapacakları tatillerinde bu tarz ortamlardan kendilerini arındırma ve hayattan daha fazla tat alma planı yapacaklar. Çünkü booking.com’un anketinde gezginlerin yüzde 44’ü seyahat deneyimlerinin daha temele dönüş hissine sahip olmasını talep ettiği görülüyor. Ayrıca yüzde 55 oranında ise gerçeklikten kaçmak ve hayatı deneyimlemek için “şebeke dışı” yani mevcut tatil sistemi ağları dışında, yaşam şartlarını daha yakından tanıyabilmek için tatil ve geziler isteniyor. Ayrıca gezginlerin yüzde 53’ü tatilde nasıl temiz su temin edebileceğini, yüzde 42’si sıfırdan ateş yakmayı öğrenmesi gerektiğini, yüzde 39’u vahşi doğada yiyecek aramayı içeren, hayatta kalma becerilerini öğrenecekleri tatil planı yapıyor. Gezginler, seyahat süresi boyunca kendi yemeklerini tedarik etmek ve hazırlamak, bir felaket anında vahşi doğada hayatta kalabilmeyi öğrenmek istiyor.

        • 2- Sanal gerçeklik seyahatleri popüler olacak

        Gezginlerin yüzde 43’ü tatil seçimlerine ilham vermek için gelecek yıl sanal gerçeklikte seyahatleri deneyimleyecekler. Seyahat planlarında sanal gerçekliklerin ciddi payı olacak. Metaverse sistemi ile seyahat eğilimi yükselecek. Facebook, Microsoft, Roblox ve Epic gibi şirketlerin milyarlarca dolarlık yatırım planıyla gündeme gelen Metaverse konsepti, internetin gelişimindeki bir sonraki aşama olarak görülüyor. VR seyahat deneyimine başlamak isteyen gezginlerin yüzde 35’i, Metaverse sistemiyle seyahat yapacak. Böylece insanlar Metaverse sayesinde ilk kez tecrübe edebilecekleri rotaları ziyaret ederek, gerçek hayattaki seyahat seçimlerinde daha cesur hale gelecekler. Bu sistem özellikle yeni bir yer denemek konusunda endişe duyanlar için kullanışlı olacak.

        • 3- Kültür turları önem kazanacak

        Salgın ve uzun süre evde kapanmanın ardından değişen seyahat kültürü daha çok yeni keşifleri odağında topluyor. Seyahat severlerin yüzde 50’si gelecek yıl kültür turlarına katılmak istiyor. Özellikle diğer kültürleri keşfedip yeni deneyimlere sahip olma talebi dikkat çekiyor. Gezginlerin yüzde 47’si egzotik lezzetler tatmak isterken yüzde 38’i uzay gözlem turlarına katılmak istiyor. Ayrıca 2023’te tek yön biletle içgüdülerinin peşinden gitmek isteyenlerin sayısında da artış var.

        • 4- Tarihi rotalara rağbet artacak

        Seyahat severler küresel istikrarsızlık, savaşlar ve salgının ağır yükünden sonra eski güzel günlere dönme çabasında. Bu sebeple daha çok eski dönemi hatırlatan tarihi turlar ön plana çıkacak. Mesela ankete katılanların yüzde 88’i daha basit zamanları anımsatan seyahat deneyimleri planlıyor. Y ve Z kuşağı dijital öncesi çağın romantizminde kaybolmak ve geçmiş günlerin duygularına kapılmayı arzuluyor. Özellikle Y kuşağının artık ebeveyn olmasıyla kendi çocukluğundaki popüler mekanlara seyahat planlamaları dikkat çekiyor. Tarihi mekanları bulunduran şehir ve ülkelere 2023’te ilgi artacak.

        • 5- Sağlık seyahatleri yükselecek

        Yoga tatili adı üzerinde içinde yoga ve meditasyon pratikleri de olan bir tatil. Bu tür tatillerde sabah akşam birer saat yoga ve meditasyon dersi olur ama günün geri kalanında katılımcılar tatil yaparlar. Denize girerler, istediklerini yer, içerler, sosyalleşirler. Pratikler kısa ve yumuşaktır. Hem bedeniniz güçlenir hem ruhunuz dinlenir hem de düzenli bir pratiğin ilk adımları atılmış olur. 2023'te “zihin, beden ve ruh” sağlığı için seyahatler artacak. Seyahat planı yapanların yüzde 44’ünün sessiz bir ortamda huzur bulmayı amaçlıyor olması ve bu tarz bir tatil planları sağlık odaklı yolculukların artacağının işareti.

        • 6- İş seyahatleri tatile dönüşecek

        Salgın sürecinde evden çalışma zorunluğu seyahatlere de yansıdı. Bazı şirketler evden çalışma yöntemini halen daha devam ettiriyor. İş amaçlı seyahat edenler ise gittikleri yerlerde yeni bir alışkanlık olarak kalma süresini uzatarak tatil yapmayı tercih ediyor. İşte bu yeni trend 2023’te yükselecek. Zaten ankete katılanların yüzde 66’sı seyahat masrafları yüksek olduğu için iş gezileriyle tatillerini beraber planlamayı düşündüğünü söylüyor. İş gezilerine ailelerini de beraberinde götürüp, tatil yapmayı planlayanların sayısı az değil. Şirketlerin de bu akımı desteklemesi bekleniyor. Çünkü yapılan çalışmalar bu tarz aktivitelerin verimliliği artırdığı gözlemlenmiş.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Orta koltuk yolcusuna piyango vuracak!

        Uçakta orta koltukta seyahat etmek yolcular için en sıkıcı, istenmeyen bir durumdur. Pencere ve koridor koltukları arasında sıkışmışlık yaşayan yolcular en konforsuz uçan yolcular olarak bilinir. Cam ve koridor koltuklarının birçok avantajı varken orta koltuk tam bir mahkûmiyet alanıdır.

        Havayolları da şimdiye kadar aynı bilet parasını ödeyen ve orta koltukta seyahat eden yolcular için onları mutlu edecek bir imkân sunmadı. Bilakis cam kenarı ve acil çıkış kapılarını daha yüksek fiyatlara pazarlamak için projeler geliştirdiler. İşte bu yaklaşımı kıran ve orta koltukta oturanları da düşünen artık bir havayolu var. Umarım bu yaklaşım başta Türk Hava Yolları olmak üzere bizim diğer havayollarına da bir ilham olur.

        COVİD-19 sürecinde bazı havayolları orta koltukları boş tutmuş, yolcu uçurmamıştı. Bazı bölgesel uçak üreticileri mesela Embraer, E195 model uçakları 2+2 oturma düzeninde olduğu için orta koltuk bulunmuyor ve bunu büyük bir keyifle çok iyi pazarlama aracı olarak kullanıyor. Haklılar ve ilgi de görüyorlar.

        THY’nin bölgesel uçak alacağını açıklaması üzerine kısa süre önce İstanbul fuarına getirilen Embraer E-195-E2 ve Airbus A220 modellerini gezdiğimde karşıma ilk çıkan konu orta koltuk mevzusu oldu. Bu durum uçağı tercih eden havayolu için de orta koltuk sorununu ortadan kaldırıyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili ilginç bir anket yapıldı. Avustralya merkezli havayolu Virgin Australia’nın sosyal medya hesabından yaptığı ankete 7 bin 500 kişi katıldı. Bu kişilerden sadece yüzde 0,6’sı orta koltuğu tercih ettiğini, bu kişilerin de yanlış oy kullanma ihtimalinin yüksek olduğu açıklandı.

        REKLAM

        “Middle Seat Lottery”

        Sözün özü hiçbir yolcu orta koltukta uçmak istemiyor. Virgin Airlines’da bu durumun önüne geçebilmek için bir kampanya başlattı. Orta koltukta uçan gönüllülere 240 bin Avustralya Doları yani yaklaşık 2,5 milyon TL değerindeki hediye çekilişine katılma hakkı tanıdı.

        “Middle Seat Lottery” adı altındaki piyango, sadece orta koltukta gönüllü oturanlara ve orta koltuğa havayolu tarafından oturtturulan yolculara açık olarak düzenlenecek. 23 Nisan 2023’e kadar sürecek çekiliş her hafta yapılacak. Bu kapsamda yolculara her hafta helikopter gezisi hediyesi, ücretsiz uçuşlar, konaklama, iki gecelik tatil, futbol maçı bileti ve bungee jumping atlayışı gibi hediyeler de verilecek. Ayrıca yolcular bir yıl boyunca Virgin’in “Platinum Velocity” sık uçan yolcu statüsünden bir milyon ekstra puan kazanacak.

        Havayolu bu duyurusunu 24 Ekim’de sosyal medya kanallarından yaptıktan sonra “harika bir plan” şeklinde çok sayıda olumlu tepkiler aldı. Bakalım orta koltuk ile ilgili daha ne gibi ilginç projelerle karşılaşacağız.

        Havada ve karada koltuk mevzusu önemli…

        Havada ve karada koltuk mevzusu önemli…
        0:00 / 0:00

        Habertürk Tv’de her hafta Airport programımın stüdyosunda gördüğünüz yerli ve milli ekonomi sınıfı uçak koltuklarında Kibar Holding imzası var. Türk Hava Yolları ve Kibar Holding’in eşit hisseyle sahip olduğu Turkish Seats Industries (TSI) / Uçak Koltuk Üretimi San. ve Tic. AŞ üretimiyle gökyüzüne çıkan koltukların arkasında ise önemli birikim ve neredeyse tüm ulaşım araçlarına koltuk tarafından temas eden tecrübe söz konusu.

        Ülkemizde otobüs, kamyon gibi ticari araçlar ve otomobil koltuğu üretimine araştırma ve geliştirme faaliyetleriyle nitelikler kazandıran ise Güney Koreli Seoyon E-Hwa’nın ortak olduğu Assan Hanil. Türkiye’nin ihracatına katkı veren şirketlerimizden de birisi. Türkiye yerli ve milli uçak üretimiyle Kibar Holding çatısı altındaki Assan Hanil kanalıyla tanıştı. Airport’un stüdyosuna da o koltuklar bu şirketin vizyonuyla geldi. Yakında da sürprizleri olacak.

        Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner ile geçen ay Almanya’da fuarda koltuklar üzerine epeyce sohbetim oldu. Ama baktım iş çoktan koltuk boyutunu geçmiş. Çünkü Güner, grubun gıda şirketinin atıklarını nasıl endüstriyel ürüne dönüştürdüklerini anlatınca hammadde olarak plastiğin çıktığı yeni yolculuk ilgimi çekti. Ar-Ge ekipleri domates küspesini üretimde kullanabilecekleri formül geliştirmiş. Domatesin dış kabuğunda, yani küspesinde bulunan bileşenleri plastiğin hammaddesiyle biraya getirip daha güçlü plastik elde etmişler. Ortaya farklı ve daha güçlü bir ürün çıkmış.

        REKLAM

        Atacan Güner ve ekip arkadaşları Mustafa Demir Özaçar ve Talip Usta’dan yeni model koltuklar, yeni pazarlar gibi haberler beklerken onlar bambaşka bir hikâye ile karşıma çıktılar. Ticari araçların ve otomobillerin sürücü, yolcu koltukları, kapı panelleri, ön ve arka tamponlar, enstrüman panel, konsol, radyatör taşıyıcı, şişirme parçalar, torpido gibi ürünlerinin üretimini tek tek dinledim, ama aklımda domates küspesinin plastiğe dönüşmesi kaldı.

        Kibar Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’ın önerisiyle Ar-Ge ekibinin domates küspesiyle güçlendirildiği plastiğin granül hali halen daha gözümün önünde. Çünkü bu malzemenin sonraki yolculuğu daha ilginç. Otomotiv sektörü için üretilen bazı parçalarda kullanılıyor. Ayrıca “Biyoplastik Hammadde Projesi” kapsamında plastiği güçlendirici malzeme olarak zeytin çekirdeği posası ve ayçiçeği posasını da kullanmaya hazırlanıyorlar. Domates küspesi böyle bir yol açmış.

        Ayrıca araç hafifletme faaliyetleri kapsamında cam elyaf katkılı kompozit malzeme üretmişler. Seri üretimine başlamak için hazırlanıyorlar. Bu ürün için yeni fabrika kurulacak. Ve hiç olmadıkları bir alana kompozit ile girecekler. Böylece Mayıs 2023’te kompozit tampon sistemleri üretimine başlayacaklar. Akabinde Hyundai i10, i20 ve Bayon modelleri için üretim yapacaklar.

        Dikkatimi çeken bir başka husus ise Ar-Ge merkezlerinde bugüne kadar 66 adet tescillenmiş fikri mülkiyet hakkı elde etmiş olmaları. Ar-Ge’siz gelişme olmayacağına çok güzel örnek. Böyle bir şirket 2021 yılı cirosunun 180 milyon Euro ve bu sene sonunda 200 milyona ulaşacaklar.

        Bu vizyonla Avrupa’da üretim tesisi kurmak için çalışmaları devam ediyor. Koltuk üretiminden çok daha geniş alanlara açılmayı hedefine koyan Assan Hanil, Türkiye’deki 25’inci yılında ortakları Seoyon E-Hwa’dan teknoloji transferi yapıp Ar-Ge merkezinde geliştirdiği malzeme ve ürünlerle otomotiv sektöründeki konumunu ve kulvarını genişletiyor. Domates küspesi de bunlardan birisi…

        Gelelim koltuk mevzusunun detaylarına…

        REKLAM

        Otobüs ve kamyonlarda, ticari araçlarda kullanılan hava süspansiyonlu sürücü ve yolcu koltuğunu (ASD) 4 yılda seri üretime hazır hale getirmişler. Bu sebeple koltuk diyerek geçmeyin. Zor bir konu. Hem talepleri karşılayacaksanız hem de rekabetçi ve kaliteli olacaksanız, kolay değil. Neticede ASD ile dünyada bu koltuğu geliştiren 5 firma arasına girmişler.

        Geliştirilip üretilen bu koltuklar çeşitli araçlar üzerinde dünyaya pazarlandığından, Assan Hanil de dolaylı ihracat yapmış oluyor. Dolayısıyla Türkiye’de üretilen koltukların yaklaşık yüzde 85’i ihraç ediliyor. Sürücü koltuklarının kilo başına ihracat değeri ise yaklaşık 15-20 Euro.

        TOGG’un da parçalarını üretiyorlar

        Dün seri üretime başlanan TOGG’un SUV modelinin ön ve arka tampon, radyatör taşıyıcı ve havalandırma kanalı parçalarını da Assan Hanil sağlıyor. TOGG için özel çalışmalar yapılıyor. Mesela ön-arka tampon kalıplanmasıyla ilgili yenilikçi ve çevreci bir yaklaşım olan kendinden renkli malzeme teknolojisi için çalışmalar yapılıyor.

        Türkiye’de artık küresel ölçekte fark yaratacak ürünlere ihtiyaç var. Kibar Holding ve bünyesindeki Assan Hanil gibi şirketler de tamda bu işlerde varlar. TOGG gibi milli platform araçlarına, entegratör şirketlere asıl değer kazandıracak gelişmeler ise ayrıntılarda, bileşenlerde olacak.

        Diğer Yazılar