Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Japonya İmparatoru tarafından “Yükselen Güneş ve Büyük Kordonu” isimli devlet nişanıyla taltif edilecek. Aycı, aynı zamanda Japonya’nın yabancı devlet erkânı için taltif ettiği bu devlet nişanını alan en genç isim olacak.

        Geçen yıl taltif edilmesi kararlaştırılan devlet nişanının takdimi COVİD-19 sebebiyle gecikmiş, bu sebeple 12 Kasım’da Türkiye’de Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilecek bir törenle nişan İlker Aycı’ya takdim edilecek. Akabinde benzer bir tören de Japonya’da yapılacak. Çırağan’daki törene Japonya Başbakanı Başdanışmanı ve Büyükelçi Suzuki Kazuhiro iştirak ederek, nişanı İlker Aycı’ya takdim edecekler.

        Japonya İmparatoru adına verilen devlet nişanını alacak olan isimler önceden Japon titizliğiyle araştırılıp, takdim ediliyor. Japonya İmparatoru adına taltif edilen devlet nişanı daha önce de 2019’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na takdim edilmişti. Ancak Bakan Çavuşoğlu tam 61 yıl sonra Türkiye’den ‘Japon Devlet Nişanı’nı alan isim olmuştu.

        Çavuşoğlu’ndan 61 sene önce ise resmi konuk olarak Japonya’yı ziyaret eden dönemin başbakanı merhum Adnan Menderes ve beraberindeki Dışişleri Bakanı merhum Fatin Rüştü Zorlu bu nişanla taltif edilen ilk Türkler olmuşlardı. İş dünyasından da Ahmet Çalık, 2019’da Japonya Devlet Nişanı ödülü almıştı.

        REKLAM

        İki ülke arasında başta ekonomi ve kültürel konular olmak üzere her türlü ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sunan özel isimlere verilen bu devlet nişanı, İlker Aycı’nın son yıllarda Japonya ve Türkiye’yi çok daha fazla birbirine yakınlaştıran, dostluğu geliştiren çalışmaları sebebiyle takdim edilmesine karar verilmiş.

        Japonya İmparatoru tarafından “Yükselen Güneş Nişanı ve Büyük Kordonu (Grand Cordon of the Order of Rising Sun)” ile taltif edilen isimlerin 50 yaş üzerinde olmasına dikkat ediliyor. Geçen yıl bu devlet nişanı İlker Aycı taltif edildiğinde 49 yaşında olması sebebiyle de Japonya Devlet Nişanı alan en genç isim olarak kayıtlar geçmiş durumda.

        İlker Aycı, sadece THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı olarak görevde bulunduğu dönemde iki ülke ilişkilerine katkı veren bir isim değil. Daha önceki görevlerinde de Japonya – Türkiye ilişkilerine yaptığı katkılarla da Japon devlet erkânının aklında yer etmiş birisi. Son 10 yıllık süreçte katkıları sebebiyle geçen yıl da İlker Aycı’ya, Japonya hükümeti tarafından “Japonya Büyükelçisi Ödülü” verilmişti.

        İlker Aycı, 2011 yılında Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı olarak göreve başlamasının ardından Japonya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine aktif olarak katkı sağladı. 500'ün üzerinde Japon firmasını Türkiye’deki yatırım ortamı, teşvikler ve destekler konusunda bilgilendirdi. Japon şirketlerin ülkemizde rahat yatırım yapabilmeleri için de gerekli düzenlemelerin yapılması için çaba sarf etti.

        Aycı, THY’de görev üstlenmesiyle birlikte iki ülke ilişkilerini geliştirme konusunda daha aktif rol oynadı. 2019’da gerçekleşen Japonya’da “Türk Kültürü Yılı” etkinlikleri kapsamında “Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu’nda Lale Geleneği” sergisi eserlerinin taşınmasında da THY etkin görev aldı.

        Japon devlet adamları da iki ülke ilişkilerinde genellikle, ‘İki devlet tek yürek” ibaresini çok kullanıyorlar, Türkiye’ye ve THY yakın ilgi gösteriyorlar. Bu sebeple İlker Aycı döneminde milli havayolunun Japonya’ya daha fazla sefer yapma taleplerine de destek olmuşlar.

        THY, yaklaşık 33 yıldır Japonya’ya uçuşlar yapıyor. THY’nin COVİD-19 salgınından önce Osaka’ya uçuş başlatma, Tokyo’da ikinci bir havalimanına Haneda’ya sefer düzenleme yönündeki isteklerine de Japon yetkililer sıcak bakmışlar. Salgın olmasaydı Japonya’dan bir havayolu da İstanbul’a tarifeli uçuşlara başlayacaktı. Galiba ‘İki devlet tek yürek’ yakınlaşması şu sıkıntılı günleri geride bırakabilirsek daha da artacak…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Türkiye'de 5G ile uzaktan ameliyat!

        Türkiye'de 5G ile uzaktan ameliyat!
        0:00 / 0:00

        Ne olmuş yani Türkiye’de 5G ile uzaktan ameliyat yapılamaz mı? Elbette yapılabilir. Hatta uçtan uca 5G testleri bile yapıldı, ama netice elde var sıfır. Bu test haberlerinin şöyle bir yanlış etkisi oluyor. Bunları okuyan vatandaş 5G’ye geçtiğimizde yerli ve milli teknolojinin uçtan uca kullanılacağını sanıyor. Çünkü testleri yapanlar da maalesef işin bu tarafına dikkat etmeden kendi üstlerini tatmin peşine düşünce garip bir tablo ortaya çıkıyor. Bir GSM operatörü iki şehir arasında Türk cerrahları gerçek bir ameliyat ortamında buluşturmuş. Doktorlarımız 5G bağlantılı akıllı gözlük kullanılarak, Ankara’daki özel bir hastanede gerçekleştirilen çevrim içi ameliyat ile Türkiye’de bir ilke imza atmışlar. Konu sağlık dünyamız için önemli, ama telekomünikasyon sektörümüz için dikkatli olunması gereken bir husus.

        Doktorlarımızın 5G’nin anlık gecikmeleri ortadan kaldırması sebebiyle uzaktaki bir hastalarını ameliyat etmeleri güzel bir gelişme. Alanında uzman, tecrübeli doktorlarımızın uzaklardaki insanların derdine de çare olacağı, zaman ve mekan kavramının ortadan kalkacağına dair güzel bir haber. Amma velakin bu haberler acilen 5G ihalesine çıkalım algısı oluşturulmamalı. Çünkü kamu 5G ihalesini 2022’de yapıp, 2023’te 5G’ye geçmek istiyor, fakat içeride hiçbir şey 5G’ye hazır değil. Ne kadar erken 5G ihalesi olursa Türkiye’nin o kadar çok parası yurtdışına gider ve bu alanda yapılan yerli ve milli teknoloji geliştirme çabaları da ölü doğmuş olur.

        Daha önce uçtan uca yapılan 5G testleriyle de biz bu işe hazırız mesajı verildi, ama gerçek öyle değil. Test başka bir şey, test yapılan ürünlerin ticarileşmesi, ürüne dönmesi, seri üretime geçmesi, ölçek ekonomisini yakalaması bambaşka şey. Testi yapılan ürünlerin sahaya çıkması, kullanılabilmesi için bir yol haritası gerekir. En azından ülkemizde belli kriterlerle kullanılmasını sağlamak icap eder. Bunların hiçbirisi yok. Zaten bu yaklaşımla olmayacağını da 4,5G ihalesi ve neticelerine bakarak görebilirsiniz. Birileri yabancı şirketlerin öncülüğünü yapıp, nemalanma derdinde. İşin özeti budur.

        Türkiye 5G’ye geçtiğinde bu yatırıma verebileceğimiz teknolojik desteğin yerli ve milli oranı yüzde 10’u geçmeyeceğini GSM operatörlerinin teknikten sorumlu genel müdür yardımcıları söylüyor. Yani 5G’de Türkiye’nin kullanabileceği yeterli yerli ve milli ürün şimdilik yok. Ama bu alanda çalışma yapan önemli şirketimiz var. 5G ihalesi için acele edilirse bu şirketlerin kazanımları da yok olacaktır. Dikkatli olmak gerekir.

        Hatta operatörümüzün 5G ile yapılan uzaktan ameliyattaki rolünü de farklı açıdan ele almak icap ediyor. Yeni teknoloji 5G için eski anlayışla ihaleye çıkmak yerine kritik olan alanlar için düzenleme yapılabilir. Ama bu kritik yerler elbette havalimanları değil, olmamalı. Başta sağlık olmak üzere 4,5G ile belli mesafe kat etmiş ve ülkemiz ekonomisine katkı sunacak sektörler üzerinde durmak gerekir.

        Diğer Yazılar