Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye son 5 yıldır kendi geliştirdiği savunma sanayi ürünlerini sahada deneyip, geliştiren ender ülkelerden birisi. Daha önemlisi yıllardır Türkiye içinde asker ve sivil bürokratların yabancı ürün hayranlığı ve ithalat lobisinin de sesi bu sebeple ciddi azaldı. Ama bitmedi.

        Milli, özgün ve yerli savunma ürünleri konusunda Türkiye’de halen daha bir hedef ve amaç birliği maalesef yok. Bu nedenle dezenformasyon da çok oluyor. Resmî, yarı resmî ve sivil kurum ve kuruluşlar birbirlerinin önünü kesmeye çalışıyor. Kimi yerli ürünler ise gereksiz şekilde abartılıyor. İfrat ve tefrit arasında gidip gelmek zorunda mıyız?

        Baykar Savunma, Türkiye’yi ilk defa insansız hava araçlarıyla (İHA) tanıştırmaya çalışırken kamunun yaşattığı sorunlar karşısından kılını kıpırdatmayanlar şimdi nasıl eğilip bükülüyorlar şaşırmamak elde değil. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine ilk Bayraktar İHA girdiğinde de sevinmek yerine epeyce üzülenler olmuştu. Bu zihniyette olanlar halen daha var. Nasıl bir ruh hali yaşıyorlar, anlamak mümkün değil!

        Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmadan önce Türkiye’yi ilk milli ve yerli İHA ile tanıştıran Baykar Savunma’nın beyni, teknik müdürüydü. Bugün de değişen bir şey yok. Bu sebeple Baykar Savunma’nın siyasetle, iktidarla değil, ülkemizin bugünü ve geleceğiyle, Türkiye’nin terör belasını defeden İHA’larıyla anılması için o kadar çok sebep var ki, diğer tali mevzulara girmek ancak art niyetle olabilir.

        Gelişmiş ülkelerin savunma sanayi ürünlerini sahada test edip, geliştirdikleri bilinmeyen bir şey değil. Amerika dünyanın dört bir yanında günün şartlarına göre geliştirdiği çeşitli ürünlerini deneyerek, geliştirdi. Aynı zamanda reklamını da yapıp pazarını genişletirken, birçok ülkenin de gözünü korkutup daha fazla ürün sattı.

        Suudi Arabistan’da Aramco petrol tesisleri insansız hava araçları ve füzelerle vurulduğunda ABD savunma sisteminin zayıflığına dikkat çekilmişti. Ama akabinde Amerika günün şartlarına uygun savunma sistemleri kurmak için kolları sıvadı ve Suudiler de kesenin ağzını açtılar.

        Türkiye’nin Bahar Kalkanı Harekâtı ile İdlib’de Rusya’nın savunma sistemlerini devre dışı bırakarak operasyonlar yapması küresel ölçekte ciddi bir yankılanmaya sebep oldu. Bu gelişme üzerine şimdi Rusya da en son geliştirdiği sistemleri Suriye’de kullanıp, test etmeye hazırlanıyor.

        Türkiye, ilk defa dünya literatürüne giren sürü halinde hareket eden silahlı İHA’larla (SİHA) yaptığı operasyon geleneksel savaş yöntemlerini de alt üst etmiş durumda. Sadece sürü halinde saldıran SİHA’lar değil, beraberinde sahada elektronik harbin, siber önlemlerin de devrede olduğu yeni nesil bir savaş yaşandı.

        Beşar Esad rejimine kısa sürede ve anlık bir baskınla, Rusya’nın her türlü önlemine, donanımlı hava üssüne rağmen ağır darbe vuruldu.

        Dünyada ilk kez sürü halinde operasyona çıkan SİHA’lar çeşitli komuta merkezlerinden çok yönlü olarak yönetildi. İdlib’de böylesine bir operasyon yapabilmek için de ciddi bir tecrübe ve yeni nesil harp için hazırlık aşaması gerekirdi. Türkiye son 5 yılda bu kabiliyeti de kazandı.

        Şöyle düşünün: 20 adet Bayraktar TB2 SİHA, Türkiye’nin hava sahasını kullanamadığı İdlib’e çok düşük radar iziyle, sesinin duyulamayacağı yükseklikte giriyor. Elektronik koruma, sinyal kesme, radar körleştirme sistemleriyle de desteklenerek Suriye ve Rusya’nın hava savunma sistemleri körleştiriliyor. Görev bölümleri yapılarak tespit edilen hedefler, aynı anda ve kısa sürede vuruluyor.

        Böyle bir uygulamayı ne daha önce başka bir ülke yaptı, ne de Türkiye. İlk defa yaşanan bu konuma ise Türkiye yoğun bir şekilde Bayraktar TB2’leri kullanarak geldi. Yurt içinde ve dışında PKK ile mücadelede, Doğu Akdeniz ve Suriye’deki operasyonlar Türkiye’ye müthiş kabiliyetler kazandırdı.

        İdlib’de taktik sınıftaki Bayraktar TB2’lere Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’nin (TUSAŞ) operatif sınıftaki ANKA’ları da eşlik etti. Diğer bir ifadeyle Türkiye çeşitli sınıftaki milli İHA’larını bir operasyonda entegre ederek kullandı. Bu şekilde yeni bir kabiliyet daha kazandı.

        Ancak TSK envanterine ilk giren Bayraktar TB2’lerin 104 adetlik devasa bir filoya ulaşması beraberinde yer istasyonlarında İHA kullanan personelin, keşif, gözlem yapan ekibin ve operasyonlara imza atanların melekelerini de geliştirdiğini unutmamak lazım. Şu ana kadar Türkiye’nin gerçekleştirdiği İHA operasyonlarında yaklaşık yüzde 95 oranla TB2’lerin kullanılmış olması sebebiyle son sürü SİHA operasyonuna imza atıldığı unutulmamalı.

        Önümüzdeki günlerde Baykar Akıncı ile daha hızlı, daha farklı özellikleriyle savaş uçağı özelliklerine yaklaşan taarruz İHA (TİHA) ile tanışacağız. Bu ayın ortasına doğru TUSAŞ Aksungur’un da göreve hazır olacağı belirtiliyor.

        Özetle, İHA, SİHA ve TİHA derken kısa sürede savunma sanayinin bu alanında çok önemli mesafeler kat ettik. Fakat diğer alanlardaki durumumuza bakıp daha çok çalışmamız gerektiğini, savunma sanayini güçlendirmek için doğru modeli bulmamız icap ettiği aklımızın bir kenarında bulunmalı…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar