7 seçim 2 referandum 1 kanal
Rahmetli Erol Olçok AK Parti’nin seçim kampanyasını hazırlıyordu.
Habertürk’te ziyaretime geldi. Çılgın Proje’nin ne olduğunu ilk o zaman, ondan öğrendim. Karadeniz ile Marmara’yı birbirine ikinci kez bağlayacak yapay bir kanaldı. Ve bence seçim için bulunmuş bir propaganda aracıydı.
Proje açıklanır açıklanmaz tartışmalar başladı. Çevreye olumsuz etkileri, Marmara’nın daha hızlı kirlenmesine neden olacak olması, bir depremde yaratacağı riskler, İstanbul’a göçü arttıracağı, Trakya’yı ikiye bölerek ulusal güvenlik zafiyeti yaratacağı gibi pek çok konu tartışıldı.
O günlerde konuştuğum dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, projenin maliyetinin 20 milyar dolar civarında olacağını söyledi.
Uzmanlar ise bunun 50 milyar dolardan aşağı bir maliyeti olmayacağını iddia ediyorlardı. Bu da o gün 1.5 TL olan dolar kuru ile yaklaşık 75 milyar TL ediyordu. Çıkacak olan 1 milyar metreküpe yakın hafriyat ile o zaman henüz proje halinde bile olmayan 3. havalimanının dolgusu yapılacak diyenler de vardı, Karadeniz kıyısında yapay bir ada inşa edilecek diyen de!
Murat Bardakçı ise böyle bir fikrin Osmanlı’dan beri var olduğunu ama Osmanlı’nın bunu Sakarya Nehri’ni Sapanca Gölü’ne, Sapanca Gölü’nü de İzmit Körfezi’ne bağlayarak yapmayı planladığını ama asla yapmadığını yazıyordu.
Aradan geçmiş 13 koca sene, o gün doğan çocuklar bugün lisede.
Bu arada 4 genel, 3 yerel seçim 2 de referandum görmüşüz.
Her birinde Kanal İstanbul projesi gündeme gelmiş, tartışılmış.
Şimdi 5. seçime gidiyoruz. Yine Kanal İstanbul hikayesi dinliyoruz.
O gün 50 milyar dolar olan maliyet bugün inşaat maliyetlerindeki artış ve dolar enflasyonunun da etkisi ile en az 75 milyar dolar.
Peki bu para ile neler yapılabilir?
Mesela bir büyük depremde yerle yeksan olacak olan ve muhtemelen Türkiye’nin bağımsızlığına mal olacak kadar yüksek etkileri olması muhtemel bir İstanbul’u depreme hazırlıklı hale getirebilir, yüzbinlerce insanımızın hayatını kurtarabiliriz.
Ekonomik maliyetinin yaklaşık 100 milyar doları bulacağı söylenen 6 Şubat depreminde yerle bir olan tüm kentleri baştan sona onarabilir, bu kentlerde yaşayan milyonlarca insanın derdine derman olabiliriz.
Milyonlarca insana ekmek kapısı olabilecek binlerce üretim tesisi kurabiliriz.
75 TOGG fabrikası, 375 tank fabrikası yapabiliriz.
Ya da Kanal İstanbul’u bir grup müteahhide ihale edip, 75 milyar doları bunların cebine koyar ve dış borç hanemize 75 milyar dolar daha ve bunun faizlerini de ekleyebiliriz.
Ya da 13 senedir yapılmamış bir işin aslında yapılmayacağını bilir ve bu konuda konuşmayı bile gereksiz bulabiliriz.
Karar sizin.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce