Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Depremin üzerinden birkaç gün geçmişti.

Biz de Teke Tek’te bir yardım kampanyası yapmak istedik. Ancak bir sonraki hafta bizim grubun televizyonlarının da dahil olacağı, tüm televizyonların birlikte ortak yardım yayını yapmaya karar vermeleri üzerine biz de yardım yayınında yer alacak Prof. İlber Ortaylı, Prof. Celal Şengör, Prof. Mustafa Erdik, Prof. Sinan Canan ve Murat Bardakçı’yla bir deprem programı yaptık.

Program sırasında konu bir ara deprem yardımlarına ve organizasyon bozukluğuna gelince Murat Bardakçı açtı ağzını yumdu gözünü.

Bardakçı, “Eski Kızılay kalmadı. Bu Kızılay bizim çocukluğumuzun, gençliğimizin Kızılay’ı değil. Ben bu Kızılay’a hiç güvenmiyorum. Ben bu Kızılay’a destek olmam. Ben bu Kızılay’a kan bile vermem” dedi.

Ben de Murat’a itiraz ederek, iyi niyetli kalmaya çalışarak “Ya tamam haklı olabilirsin. Kızılay’ın pek çok yanlışı var. Saymakla bitmez. Ama elimizde de bir tane Kızılay var. Kurumları korumamız lazım. Son yıllardaki siciline bakarak Kızılay’ı yok etmeyelim. Tamam yardım konusunda haklı olabilirsin ama kan bağışı konusunda elimizde başka kurum mu var? Yapma, zaten millet kan vermiyor. Hiç değilse kan bağışı konusunda Kızılay’ı karalama” dedim.

Aradan iki hafta geçti.

Zaman Murat Bardakçı’nın haklılığını ortaya çıkardı.

Kızılay da bitmiş.

Bir zamanlar, her doğal afet sonrası, hele hele depremlerin ardından afet bölgelerinde sıra sıra “kırmızı aylı” çadır kentlerini görmeye alıştığımız, hızla dispanserler, Sahra hastaneleri, mutfakları kuran Kızılay bu kez ortalıkta pek görülmediği gibi, bir de büyük ayıba imza atmış.

Elindeki, depolarındaki çadırları hızla deprem bölgesine ulaştırıp, depremzedeler için kurmak yerine, satmış.

Kime mi!

Depremzedelere yardım için canını dişine takmış koşturan ama birilerinin hedefi olmaktan kurtulamayan sivil toplum girişimi AHBAP’a.

AHBAP da Kızılay’dan satın aldığı çadırları götürüp deprem bölgesine kurmuş.

Okuyunca utandım.

Hala iyi niyetli olmaya çalıştığım için utandım.

“Bu Kızılay’a zerre güvenmiyorum” diyen Murat Bardakçı’yı “Kurumları koruyalım” dediğim için utandım.

Ortada kurum murum kalmamış.

Bardakçı çok haklı imiş.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar