Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İktidar ve iktidar yanlılarının son günlerdeki “moral motivasyon” arayışını izliyorum.

        Siyaseten son derece doğru bir şey yapmaya başladılar.

        “Cumhurbaşkanlığını zaten kazandık da, şimdi TBMM’de de çoğunluğu elde etmek için çalışıyoruz” diyorlar.

        Disiplini son derece yüksek iki partinin koalisyonu olduğu için de, bu söylem her iki parti tarafından güçlü bir sesle dile getiriliyor.

        “Biz kazandık bile” söylemi.

        Ankara’da Next Level adlı binada kurulan büyük ve modern seçim ofisinde çalışan AK Parti seçim çalışma grubu da bu söylemi güçlendirmek için her şeyi yapıyor.

        Ancak yapılanlar, durumun pek de öyle olmadığını gösteriyor.

        Popülizmin dibine vurulmuş durumda, Süleyman Demirel’e rahmet okutacak işler yapılıyor.

        Kurların yükselmesini engellemek için, her taraftan kredi desen kredi değil, yatırım desen yatırım değil niye geldiği belirsiz paralar getiriliyor…

        Asgari ücrete, ilgili Bakan’ın iddiasına göre sendikaların bile istediğinden daha yüksek zam yapılıyor…

        Yıllardır çözülmeyen Emeklilikte Yaşa Takılanlar meselesi, ülkeyi batıracağı bizzat iktidar tarafından söylenilen çözüm, hiçbir sınırlama olmaksızın bulunuveriyor…

        Yetmiyor, doğalgaza, en azından konutlarda indirim yapılıyor…

        REKLAM

        Beş müteahhidi üzme pahasına bile olsa, elektrik fiyatlarında indirim dahi yakında gelebilir…

        Müteahhitlerle nasıl olsa seçimden sonra hesaplaşılır:))

        Tüketici kredilerinde gaza basılmış olması, milletin harcamaya yönlendirilmiş olması da cabası…

        EYT’lilerin alacakları tazminatları ve tahminen Mayıs ayına doğru ellerine geçecek olan birikmiş maaşlarını alıp, piyasaya getirecekleri kısa süreli canlılık da ayrı bir seçim yatırımı.

        Bunun enflasyona yapacağı ise seçimden sonra düşünülecek konu.

        Peki sizce bunlar, yani yıllardır yapılmayan bunca popülist eylemin ardı ardına yapılması normal mi!

        Seçimi kazandığını, Altılı Masa’yı yerle bir ettiğine gerçekten inanan bir iktidar, seçimden sonra başına ciddi işler açacak bu adımları atar mı, bu tavizleri verir mi, “Batırır” dediği yasayı çıkarır mı!

        O yüzden siz bakmayın iktidarın “Biz bu işi bitirdik. Kazandık” naralarına.

        Sağdan saysan 42, soldan saysan 38 oluyor, gerisi olmuyor.

        Her şey gerisi için yapılıyor.

        İktidarın yaptığı her şey, HDP’ye yarıyor.

        Terazideki denge bozma gücünü arttırıyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Kaybettiler algısı

        Kaybettiler algısı
        0:00 / 0:00

        İktidarın yaratmaya çalıştığı kazandık algısı, muhalefette de farklı bir biçimde tezahür ediyor.

        20 yılın sonunda AK Parti'yi ters ayakta yakaladığını zanneden ana muhalefette de, "Kimi koysak kazanırız" havası hakim.

        "Kazanama olasılığı en güçlü aday" arayışının yerine CHP içinde "Bize en kişi aday olsun ki, yarın yerimiz sağlam olsun" havası gelmiş vaziyette.

        Bu yüzden de genel merkezde bir grup Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını istiyor ve "Nasılsa kazanacağız, siz olun" diyor.

        Bunların yarattığı hava ile Kemal Kılıçdaroğlu adı ön plana çıkıyor, Kemal Bey de bunlara dayanarak adaylığı gitgide daha çok istiyor.

        Kılıçdaroğlu ile görüşen herkesin ortak izlenimi "Aday olmak istiyor" şeklinde.

        Peki Kılıçdaroğlu kazanabilir mi! Muhalefetin çıkaracağı, adı geçen tüm adayların kazanma şansı var.

        Bunlardan ikisi muhtemelen ilk turda kazanabilecek gibi görünüyor.

        Kılıçdaroğlu ise yarışı ikinci tura taşıyabilir diyor pek çok anket.

        Kılıçdaroğlu'nun kalacağı ikinci turda ne olacağını tahmin etmek ise çok güç.

        Yani iktidarın "Kazandık" algısı nasıl ki mezarlıkta şarkı söylemek gibi ise, muhalefetin "Zaten kaybettiler" yargısı da eski bir Genelkurmay Başkanı'nın deyişiyle kasaptaki ete soğan doğramakla eşdeğer.

        10 milyonla 365'i çarpabilir misin Abidin!

        10 milyonla 365'i çarpabilir misin Abidin!
        0:00 / 0:00

        Gerçekçi, veriye dayalı, hesap kitap içeren ve iki ayrı kaynağa bağlı bir analiz yapıyorsun.

        Çifti taraflı hakarete maruz kalıyorsun.

        Gaz o kadar da çok değil, Türkiye’nin ihtiyacının onda birini bile karşılamaz diyorsun, Karadeniz’de bulunan doğalgazın Türkiye’nin talihini ve tarihi değiştireceğini zanneden iktidar yanlıları “Gaz gaz mı yaptı” diye saldırıyor, buradan çıkacak gazın çok daha fazla ve parasal olarak çok daha büyük olduğunu iddia ediyor…

        “Bu gazı çıkarmak yanlış değil. Az, Türkiye’nin ihtiyacının çok altında ve çıkarmak pahalı ama çıkarmak stratejik olarak avantajlı” dediğin için kendini muhalif zannedenlerin hedefi oluyorsun.

        Oysa hesap basit ve hesabı yapan ben değilim, bizatihi iktidarın ta kendisi.

        Şöyle ki, Filyos’ta yapımı süren Doğalgaz İşleme Tesisi’nin yani Karadeniz’den çıkarılacak olan doğalgazın kıyıya bağlanacağı noktanın günlük kapasitesi 10 milyon metreküp.

        Bu durumda yılda 3 milyar 650 milyon metreküp doğalgaz buradan alınacak.

        Bir karşılaştırma yapılabilmesi, gözünüzde bir fikir canlanabilmesi için şöyle bir örnek vereyim.

        Rusya’dan Türkiye’ye doğalgaz taşıyan Mavi Akım’ın yıllık kapasitesi 16 milyar metreküp.

        Yani Filyos’un 4 katı.

        Güney Akım’ın yerini alan Türk Akımı’ndaki planlanan iki hattın her birinin kapasitesi 15,7 milyar metreküp olmak üzere toplam 31,4 milyar metreküp.

        Anlayacağınız, sevinmesine sevinin ama ayaklarınız da yere bassın.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Severek yapılmayan işten hayır gelmediğini anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar