CHP'nin liberal 'dizaynır'ları
CHP’nin ne yapmaya çalıştığını, CHP liderinin kimlerin etkisi altında olduğunu, partinin hangi yöne doğru bir yolculuk içinde bulunduğunu ve hepsinin sonucu ama hepsinden de önemli olarak Cumhurbaşkanlığı adaylığında kimi öne çıkarmak isteyeceğini görmek artık kolay hale geldi.
CHP’nin yeni heykeltraşları artık kendilerini saklama ihtiyacı hissetmeden, partiye bir hiza vermeye çalışıyorlar.
Aslında tablo ya da perde arkasındaki “Yeni CHP” kendini hissettiriyordu ama net bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun İngiltere gezisinde yaptığı bir görüşme ve verdiği bir fotoğraf ile ortaya çıktı.
Amberin Zaman fotoğrafı.
Yanlış anlamayın, Amberin Zaman’ı severim, iyi bir gazeteci olduğunu düşünürüm.
O ayrı.
Ama o fotoğraf, Kılıçdaroğlu’nun bindiği trenin hangi tren olduğunu gösterdi.
O tren “Libo-Tren” Türkiye’nin ünlü liberalleri, şu anda CHP’ye el atmış ve hem CHP’yi, hem de CHP üzerinden Türkiye’yi dizayn etmeye çalışıyorlar.
Bunu da ayrı yerlerde konumlanmış, eski AK Partili liberaller üzerinden yürütüyorlar.
Bir süre önce hep birlikte eski AK Partilisi, şimdinin ise Gelecek Partisi kurucusu, ünlü “Liberal-Oportunist” Etyen Mahçupyan’i tartıştık.
Gelecek Partisi Genel Başkanı, eski AK Parti Genel Başkanı, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Danışmanı” sıfatıyla bir açıklama yaparak “Eğer altılı masanın adayı Mansur Yavaş olursa ben oyumu Erdoğan’a veririm. Putin ile Mansur Yavaş’ı aynı masada düşünemiyorum” buyurdu.
İnce bir çizgiden, AK Parti’nin elinde kalan tek koz gibi görünen uluslararası ilişkiler noktasından popüler aday adayını vuruyordu.
Niyet belli idi.
AK Parti’den atılan bir liberal olarak CHP’nin Mansur Yavaş’ı öne çıkarmasını istemiyordu.
Siyasi mühendisliğe soyunmuştu.
İki gün önce dikkatleri Mahpçupyan kadar çekmeyen ama onun kadar önemli bir başka açıklama, bir dönem AK Parti’ye büyük destek veren eski Yeni Şafak, şimdinin Karar yazarı Ali Bayramoğlu’ndan geldi.
Bayramoğlu, “Ben kişilere dayalı bir siyasete karşıyım. Bu yüzden İmamoğlu’na da karşıyım. Toplum kişiye dayalı siyaset anlayışından çok çekti” diyerek Erdoğan örneğini verdi ve “İmamoğlu, Erdoğan 2,0’dır” şeklinde bir süredir oluşan algıyı kullanıp güçlendirerek, Mahçupyan benzeri bir siyaset mühendisliğinin 2. ayağını başlattı.
Bu ayaklar üzerine nasıl bir yol inşa etmeye çalıştıkları ise sır değil.
Çok açık ki, Yeni Demokrasi Hareketi’nden beri Türkiye’de bir siyasi mühendislik çabası içinde olan bu liberal taife, AK Parti’den sonra şimdi de CHP içinde bir çaba içindeler.
Ve anlaşılan o ki, öncelikle Yavaş ve İmamoğlu’nun önünü kesmek, sonrasında mümkünse Abdullah Gül’ü, olmadı bir başka ismi, o da olmadı Kılıçdaroğlu’nu aday yapmak istiyorlar.
Kılıçdaroğlu ise geçmişten zerre ders almamış görünüyor ve bu “Libo-Tren” yolculuğuna çıkmaya çok müsaitmiş gibi bir izlenim veriyor.
Dün MHP’nin, bugün ise AK Parti eskisi liberallerin ve muhafazakarların peşinden gidiyor.
Yazık ediyor.