Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç gün önce, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile görüşüp, kendisine “Aday olduğunu söyle. Biz de destekleyelim” dediği iddia edildi.

        Ben de iki gün önce “Meral Akşener, Mansur Yavaş’a aday olduğunu açıklaması halinde masada adının gündeme gelebileceği mesajını iletti" diye yazdım.

        Bu yazım üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Basın Koordinatörü Memduh Gültekin bir mesaj yolladı.

        “Üstadım, bugünkü yazınıza istinaden, İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ile ABB Başkanı Sayın Mansur Yavaş arasında iddia edildiği gibi bir görüşme gerçekleştirilmemiştir. Sayın Yavaş bu süreç hakkında altılı masanın vereceği tüm kararların yanında olacak, altılı masanın iradesi dışında hiçbir şekilde kendi başına hareket etmeyecektir. Şu anda gündemimiz Ankara halkına daha iyi hizmet etmekten oluşmaktadır.”

        Yanıt olarak ben de “Görüşmediklerini biliyorum. Dikkat ederseniz 'Mesaj iletildi' diyorum" dedim.

        Gültekin “İletilen bir mesaj da bulunmamaktadır. Kesin olan durum budur” dedi.

        Oysa ben mesajı ileten kişiyi de biliyorum ama kendi arzusu olmadan adını yazamıyorum.

        Belli ki, Mansur Bey kendisine gösterilen tüm teveccühe rağmen, aday olarak kendisini ortaya atmayacak.

        Bir yandan da doğru bir tavır, Ankara seçmenine karşı nezaketli bir tavır.

        ABB Başkanı Mansur Yavaş ile Eylül ayı ortalarında bir Teke Tek yapacaktık.

        Adının güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olarak gündeme getirilmesi ve Ümit Özdağ’ın açıklamaları sonrası Mansur Yavaş programı yapmaktan vazgeçti.

        Çünkü programda ister istemez Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelecek, onun da toplumu tatmin edecek bir yanıt vermesi gerekecekti.

        Yanıt vermesi de, vermemesi de önemli olacaktı.

        Üzerindeki tartışmalar büyüyecekti.

        Çok belli ki, Mansur Bey bu tartışmanın içinde olmak istemiyor.

        Bence altılı masanın cumhurbaşkanı adayı meselesinde gözden kaçırılan bir şey var.

        Cumhurbaşkanı adayı olacak kişi, açıklanan ilkeler gereği çıktığı partiye genel başkan olamayacak.

        O zaman şuna bakmak lazım.

        Mansur Yavaş aday olursa CHP’nin bir sonraki genel başkanı Ekrem İmamoğlu’dur.

        Ekrem İmamoğlu aday olursa CHP’nin bir sonraki genel başkanı Mansur Yavaş değildir.

        Bu durumda CHP’liler kimin aday olmasını ister?

        Sizce Meral Akşener bir sonraki seçimde başbakanlık için kiminle yarışmak ister?

        Sanki adayın ismi biraz da burada gizli, büyük resimde değil küçük resimde.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Memleket mi, takım mı!

        Memleket mi, takım mı!
        0:00 / 0:00

        Gündem arsızı bir toplum olduk.

        En önemli, en ciddi meseleyi tartışma ve gündemde tutma süremiz iki, bilemedin üç gün.

        Mesela ülkeyi sallayan, sarsan bir adam vardı, adı Sedat Peker’di.

        Hatırlayan var mı!

        Milyonlar peşinde idi. Her lafı büyük olay oluyordu. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı diyen de vardı, Temiz Eller Savcısı diyen de…

        Aylardır sessiz.

        Unutuldu gitti.

        “Yahu birader ne oluyor” diye soran yok.

        Hadi adamı unuttunuz.

        Ortaya attığı iddialar.

        185 milyon dolar rüşvet toplandığını söyledi.

        Kıyamet koptu.

        Üç gün geçti unutuldu.

        Bu olayla ilgili videolar yayınladı.

        4.5 milyon avroluk yatlar ortaya çıktı.

        Unutuldu gitti.

        Herkes kaldığı ya da ara verdiği yerden devam ediyor.

        Demirören’in birkaç milyon dolara aldığı araziler, iktidar eliyle rant kapısı haline çevrildi. İmar rantı ile iktidara destek devşirildiği açıkça ortaya koyuldu. Sistemin 20 yıldır nasıl işletildiği, laboratuvar ortamı gibi herkese açıkça gösterildi.

        İki günde unutuldu gitti. Hatta “Golf sahası imiş zaten. Bize ne” noktasına dündü iş. Oysa mesele iktidara desteğin nasıl ranta çevrildiği idi ve sadece golf sahası değil orman arazileri de vardı işin içinde.

        Umursamamız üç gün sürdü.

        Ormanada sitesinde Sırp mafya babası yakalandı. 8 yıldır aramızda imiş meğer. Bahçesi günlerce kazıldı. Komşulara göre bahçede ceset çıktı, Emniyet’e göre ise öyle bir şey olmadı.

        Sonuçta İstanbul enternasyonal mafyanın buluşma yeri, başkenti olmuş.

        İki gün gürültü. Sonra unutuldu gitti.

        Hiçbir şeyin peşinden koşmuyoruz.

        Hiçbir şeyi gündemde tutmuyoruz.

        Hiçbir şeyi uzun süreli umursamıyoruz.

        Bunu bilen iktidar ve hatta iktidarlar da canlarının çektiği gibi at oynatıyorlar.

        Biliyorlar ki, Pazar günü verilen bir penaltı, verilmeyen bir penaltı, yanlışı bir hakem kararı hepsinden daha önemli.

        Taraftarı olduğumuz takımın son 10 yıllık yanlış hakem kararlarını ezbere biliyor ve unutmuyoruz.

        Ama memleketle ilgili dün yapılan yanlışı bugün unutuyoruz.

        Ne zaman adam oluruz biliyor musunuz!

        Ülkemizi takımımız kadar sevdiğimiz zaman.

        Memleketin hakkını tuttuğumuz takımın hakkı kadar koruduğumuz zaman.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Nisyan ile maluliyetin bu kadarına fazla dediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar