Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Daha birkaç gün önce Türkiye’nin nasıl bir suçlu cennetine dönüştüğünü, Ortadoğu, Kafkas ve Balkan mafyalarının elemanlarının Türkiye’de fır döndüğünü, İstanbul’u hesaplaşma alanı yaptığı, bu mafyalardan birinin birbiriyle çatışmadığı, cinayet işlemediği tek bir gün bile geçirmediğimizi, bazı gettolaşmış bölgelerin bunların üssü haline geldiğini, bunların göçmen mafyalarına da yataklık edecek hale geldiğini, neredeyse her gün Türkiye’ye doğru yola çıkmış uyuşturucu yüklerinin bir yerlerde ele geçirildiğini, Türkiye’nin bölgenin yasaklı madde dağıtım üssü haline getirilmeye çalışıldığını tüm bunlara bakarak geleceğin çok daha kötü göründüğünü ve artık bizim gibi sıradan insanların sokaklarda gezmeye, sokağa çıkmaya korkar hale geldiğimizi, en azından benim korktuğumu yazdım.

Yazı sonrasındaki tepkilerden bu korkumun genel olduğunu, pek çok iyi ve dürüst vatandaşın aynı korkuyu yaşadığını da anladım.

Ama belli ki, bu durum iktidarımızı korkutmuyor.

Hatta galiba yeni bir “Yetmez ama evet” dönemi yaşıyoruz.

Bunu niye mi söylüyorum.

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın unsurlarından, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırma gerekçeleri arasında yer alan “Azov Timleri” Türkiye’ye getirildi.

Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelere aracılık eden Türkiye “Neo Nazi ilkelerini benimsemiş, işkenceleri ile ünlü, ırkçı katiller grubunu” Türkiye’de misafir etmeyi kabul etmiş.

Yarın öbür gün savaş suçlusu olarak yargılanması muhtemel bu Neo Naziler, artık Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak gezebilecekler, özgürce faaliyette bulanabilecekler.

Dünyanın dört bir yanındaki sorunlu bölgelerden, başkalarının katillerini Türkiye’ye kabul ediyoruz.

Afganistan’dan, Suriye’den, IŞİD’den, El Nusra’dan, Mısır’dan, Libya’dan nerede var ise oradan.

Tüm katillere *Buyursunlar gelsinler” diye davet çıkarıyoruz.

Bazen ABD, bazen Rusya istedi diye.

Kendi okumuş yazmış pırıl pırıl insanlarımıza ise “Giderlerse gitsinler” diyor, gidişlerini de bir telefon arzusuna bağlıyoruz.

Ama asıl garibime giden ise Türkiye’de sözde muhalefet yapanların tüm bunlara ağzını açıp tek kelime etmemesi.

Tam aksine onlar “Biz de en az AK Parti kadar muhafazakarız” mesajı vermekle meşgul.

Ülke dünyanın insan çöplüğüne dönüyor.

Kimsenin umurunda değil.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar