Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Seçim havasına girilmişken, ekonomik çöküntü içinde yaşayan ülkenin iktidarı, 20 yıllık iktidarının 20. yılında bir “sosyal konut hamlesi” başlattı.

20 yılın sonunda sosyal devletin düşük gelirli vatandaşlarının barınmasını sağlamak ve bunu da merkezi ya da yerel yönetimler eliyle yapmak zorunda olduğunun anlaşılmış olması komik.

Üstelik de hala bunun belirsiz taksitler ve korkutucu artılarla yapılıyor olması aslında durumun tam olarak da idrak edilemediğini gösteriyor.

Yapılacağı söylenen sosyal konutların taksitleri memur maaşlarına endeksli olarak arttırılacak.

Bunun anlamı şu.

Aç kalmak pahasına ev sahibi olmak.

Bu aslında sosyal devlet anlayışında olmayan bir şey. Yapılması gereken, bu konutların önce bitirilip, sonra düşük gelirlilere kira öder gibi satılması.

Bu işi müteahhit zengin etmek için yapmayan gerçek sosyal devletler, sosyal konut sorununu böyle hallediyor.

Diyeceksiniz ki, mümkün mü!

Bence çok ama çok mümkün.

Yeter ki, niyet iyi olsun, niyet halisane olsun.

Nasıl mı mümkün…

Küçükten başlayalım.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve çevre yollarının işletme süresi, sözleşmede yapılan bir değişiklikle değiştirildi.

Buradan oluşan kamu zararı 647 milyon dolar.

TOKİ’nin sosyal konut projesinde fiyatlar ortalama 50 bin dolar.

Yani bu 647 milyon dolarlık “kayıpla” aslında 13 bin sosyal konut yapıp, fakir fukaraya bedava vermek mümkündü.

Hadi bu ufak iş.

O zaman şöyle yapalım.

Biliyorsunuz KOİ adı altında yollar, köprüler, havalimanları yapıldı.

Bu işler için devletin cebinden beş kuruş çıkmadığı söylendi ama öyle olmadığı da anlaşıldı.

Verilen garantiler tutmadığı için bu projelerden sadece köprü ve otoyol projeleri için Hazine her yıl yaklaşık 300 milyon dolar civarında bir fark ödüyor. Buna havaalanları ve diğer KOİ projeleri de eklendiği zaman Hazine’den ödenen miktar 500 milyon doları buluyor.

Bu da yılda 10 bin, 10 yılda 100 bin konutun bedavaya fakir fukaraya verilebilmesi demek.

Devam edelim.

İstanbul’un yeni havalimanı için işletmeci yılda 1 milyar euro kira ödeyecekti.

Ancak türlü bahanelerle bu kira alınmıyor. Erteleniyor.

Havalimanı açıldığından bu yana henüz 1 milyar euro'luk yıllık kiranın ödendiği yok.

Bu 1 milyar euro ile 20 bin sosyal konut yapmak mümkündü.

Eğer İstanbul Havalimanı’nın kiracıları kirayı ödeseydi, şu ana kadar 3 yılda 60 bin konut fakir fukaraya bedavaya teslim edilmiş olurdu.

Ve gelelim turpun büyüğüne.

Biliyorsunuz, Kanal İstanbul diye tarihin en manasız, en gereksiz projesi yapılacak.

Bu projenin maliyeti iktidarımız tarafından 15 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Ancak bu maliyet birkaç gün önce 20 milyar dolara çekildi.

Yani bir Kanal İstanbul ile 400 bin fakir fukara aileye bedava sosyal konut yapmak mümkün.

Yani anlayacağınız sosyal devlet olmak, halkın yoksulluğunu azaltmak çok da zor bir şey değil.

Yeter ki niyet olsun.

Bu ülkenin yeterli kaynağı var.

Sadece kime aktardığına bağlı.

Ya 5 müteahhide verirsiniz.

Ya da 400 bin fakir fukaraya.

Tercih dağıtımda.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar