Kabalık, sabalık ve özür
Dün bir savcı ile ilgili bir yazı kaleme aldım.
İntiharını araştırdığı bir polisin eşiyle ilişki yaşamış, bu ilişkiyi kaydetmiş, şikayet üzerine inceleme başlamış ve savcının daha pek çok kadınla yaşadığı ilişkileri kaydedip, dağıttığı ve neredeyse bir porno sistemi kurduğunu anlatmıştım.
Eleştirim ise HSK’ya idi ve sisteme idi.
Bu savcı 3 ay süreyle açığa alınmıştı.
Oysa soruşturma ve yargılama tamamlanana kadar açığa alınması gerekirdi.
Dün bu yazımdan sonra, ender görülür “kabalıkta” bir tepki ile karşılaştım.
Odatv’nin başına gelen eski Hürriyet çalışanı bir meslektaşımız, bu haberin kendisine ait olduğunu yazdı ve “Haberimizi alıp kendi hezeyanlarını eklemiş. Bizden bahsetmemiş” diye manasız bir saldırganlık içine girdi.
Açıkçası haberin söz konusu internet sitesine ait olduğunu bilmiyordum.
Bana bir hukukçu dostum “Bunu duydun mu?” diye aktarmıştı.
Beni okuyan herkes bilir ki, habere saygım vardır. Bir yerden aldıysam mutlaka belirtirim.
Bilmiyordum.
Bilmeden de olsa haberlerini kullandığım ve onları referans göstermediğim için özür dilerim.
Sadece onlardan da değil.
Aynı haber belli ki aynı gün Sabah gazetesine de ulaşmış.
Onlar da bir gün sonra internette fotoğraflar ve bazı ek bilgilerle kullanmışlar haberi.
Yani dediği gibi onlara özel de değil haber.
Yok onlara özel olduğunda iddialılarsa Sabah gazetesine "hezeyan" diyememiş, niyeyse.
Hadi onu da bırakalım bir kenara.
Benim farkında olmadan kaynak belirtmemiş olmamın karşılığı “Haberimizi kullandı ve altına hezeyanlarını ekledi” diye kaba saba bir cümle eklemek değildir.
Toygun Atilla adlı bu arkadaşın “hezeyan” diye nitelediği şey benim HSK’ya yaptığım eleştiridir.
Bu arkadaş bir nebze nezaket sahibi olsa beni arar veya aratır “Bu haberin kaynağı biziz. Adımızı belirtmenizi rica ediyoruz” derdi. Ben de anında yazıya bunu eklerdim.
Patronu dahil Odatv’deki pek çok muhabirde benim numaram var.
Hadi bunu yapmadınız.
Yapmak zorunda değilsiniz elbet.
Sitenizde “Altaylı haberimizi kaynak belirtmeden kullandı” dersiniz.
Buna da gıkımı çıkarmam, çıkaramam.
Ama o “hezeyan” lafı ne demek arkadaş.
Bir durumu eleştirmek “hezeyan” mı oluyor.
Bu ne kabalık.
Bu ne zarafetsizlik.
Bu mudur Odatv!
Ülkeyi saran o nadanlığa, o nobranlığa Odatv de mi kendini kaptırdı?
Ama ben yine de özür dilerim.
Kullandığım haberin size ait olduğunu bilmediğim ve bu yüzden de sizin emeğinize saygısızlık yapmış olduğum için.