Sağlık Bakanlığı'ndaki rüşvet rezaleti ne durumda!
Bu köşede sürekli gündemde tuttuğum Thodex vurguncusu Fatih Özer yakalandı.
Arnavutluk’ta.
Belli ki, başından beri oradaymış.
Kıpırdama ihtiyacı hissetmemiş.
Sonunda yakalandı.
Benim açımdan eğlenceli olan ise bir gün önce Habertürk Genel Yayın Yönetmeni değerli Yavuz Barlas ile sohbet ederken, “Şu Thodex’çi tosunu yazmadım epeydir. Yarın bir hatırlatayım” dedim.
Dün Barlas’ın “Gerek kalmadı, senin tosun yakalanmış, Çetiner yazıyor” mesajı geldi.
Madem bu mesele bir şekilde kapandı.
Kapanmayan başka bir konuyu hatırlatalım.
2020 yılında ABD’nin SPK’sı diyebileceğimiz SEC (Securites and Exchange Comission), bir açıklama yaparak ilaç şirketi Alexion’un 21 milyon dolar ödeyerek yurt dışındaki faaliyetlerindeki hatalı ve eksik kayıt tuttuğu ve yolsuzluk yaptığı iddiaları ile ilgili anlaşma yoluna gitti.
Peki ilaç şirketi Alexion yurt dışında ne yapmıştı?
Amerikan SPK’sının bulguları netti.
İlaç şirketi Türkiye, Kolombiya, Rusya ve Brezilya’da yetkililere rüşvet vermiş ancak bu rüşveti muhasebe kayıtlarından başka harcamalar arasına gizleyerek çifte suç işlemişti.
Sonuçta gangster Al Capone’u bile vergi suçundan içeri atan bir ülkeydi ABD.
Alexion’un Türkiye’de yaptığı ise çok açıkça anlatılmıştı raporda.
Olay, firmanın Soliris adlı ilacı ile ilgiliydi.
Soliris, 2009 yılında daha onay bile almadan Türkiye’de satılmaya başlanmış, firma daha fazla ilaç getirmek isteyince, bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi “Daha fazla ilaç getirmek istiyorsanız bizi görmeniz lazım” diyerek rüşvet çarkını harekete geçirmişti.
Bunun üzerine Alexion kendine Sağlık Bakanlığı'nda bağlantıları olan bir danışman tutar.
Danışmana toplamda 1,3 milyon dolar ödenir.
Danışman bu paraların bir kısmını kendine alır, bir kısmı ise rüşvet olarak dağıtılır.
Sağlık Bakanlığı’ndaki komisyonlarda görev yapan bazı kişilere 100’er bin dolar verilir.
Bunun dışında Alexion 3. şahıslar aracılığı ile de yine çeşitli “yetkililere” ciddi paralar dağıtır ancak bunlar kayıtlara bağış ya da ödül gibi kaydedilir. Bilgisayar kayıtlarında yer almaz, defterlere elle yazılır.
Tüm bu rezalet yani Sağlık Bakanlığı’ndaki bu çark, 2020 yılında ABD’de SEC’in duyurusuyla ortaya çıktı.
Pandemi hengamesi arasında bazı sağlık dergilerinde yazıldı.
Türkiye Akılcı İlaç Kullanım Platformu’nda tüm detayları ile kaleme alındı.
Ama hiçbir şey olmadı.
Soliris dediğin ilaç öyle ucuz bir şey de değil.
Bugün bir şişesinin fiyatı 66 bin 900 TL.
Tedavi başlangıcında 1 milyon 300 bin TL’lik ilaç kullanmak gerekiyor ve hastalar yaşam boyunca her ay yaklaşık 400 bin TL’lik ilaç kullanıyorlar.
ABD’de bütün detayları ile ortaya çıkarılan ve Türkiye’deki rezillikleri de aşikar olan bu durum ile ilgili Sağlık Bakanlığı’nın ne yaptığını, kimleri ortaya çıkardığını, kimler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, bu soygun, bu ahlaksızlık ile ilgili müfettişlerin elde ettiği bulguları bilmek herhalde hakkımız.