Bazı konuları, üzerindeki toz bulutu dağıldıktan sonra ele almayı seviyorum. Bazen arkaya yaslanıp biraz düşünmek, yetersiz olduğunuz anda uzmanlardan fikir alarak kendi fikrinizi imal etmeye çalışmak daha doğru geliyor.
Psikolog Üstün Dökmen’in “Başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatr, başörtülü PDR’ci olamaz. Nötr olamazlar meslek etiğine aykırıdır” sözlerini bu şekilde eleştirmek gerek.
Soğukkanlılıkla.
Üstün Dökmen hedefe koyuldu. Hakkında ağır yazılar yazıldı, yarım entelektüellerin ve trollerin hedefi oldu.
Peki Dökmen bu kadarını hak ediyor muydu?
Galiba hepsini değilse bile çoğunu hak ediyordu.
Çünkü bir bilim insanına yakışmayacak kadar düşüncesiz ve boş laflardı ettikleri.
Bana göre nötrlüğü ya da tarafsızlığı veya normalliği kendi normaline göre şekillendirmek Dökmen’in en büyük hatasıydı.
“Başı açık olan normaldir.”
Kime göre, neye göre!
Bana göre başı açık normalken, kuzenime göre tam tersi normal olabilir.
Ya da Güneydoğu’da görev yapan bir psikolog şalvar mı giymek zorundadır!
Giyime ya da inanca dayalı böyle bir norm koyulabilir mi!
Tabii yine de konuyu Türkiye’nin önde gelen psikolog ve psikoterapistlerinden birine de sorma ihtiyacı hissettim.
Aldığım yanıt çarpıcıydı:
“Ben, kendisinin ilgi çekmeye çalıştığını düşünüyorum. Erol Büyükburç'un 'Saksı mıyım ben?' çıkışını hatırlattı bana bu çıkışı. Şurası kesin ki, örneğin ABD'de bir psikoterapistin baş örtüsü, kıyafeti sorgulanmaz. Bu African-American (siyah) adam psikoterapist olmasın demek gibi bir şey.”
Ve devam etti:
“Bizim ülkede, bir tek başörtüsü değil ki mesele... Alevi-Sünni, Türk-Kürt-Arap, göçmen gibi birçok mevzu var. Ne yapacağız bu durumda! Başı örtülü psikoterapist objektif olamaz cümlesi hayli garip bir söylem. Muhafazakar erkek de terapist olmasın mı o zaman? Peki bu durumda muhafazakarlık ölçüsünü nasıl belirleyeceğiz?
Danışan olarak başı örtülü bir psikoterapiste gitmek istemeyebilirsiniz. İnsanlar çocuklarını götürürken hala çocuğu olan psikoterapist tercih ediyor. Bekar psikoterapiste evlilik-çift terapisi için gidilmek istenmeyebiliyor. Biz çok şekilci bir ülke olduğumuz için bunlar ne yazık ki olabiliyor; fakat bu tercihler danışanların tercihleri. Kadınlar, erkek jinekolog tercih etmeyebiliyor ya da meme ameliyatı olacaksa (estetik cerrahi) kadın doktor tercih edebiliyor. Erkekten jinekolog olmasın mı o zaman mesela? Ya da plastik cerrah?
Danışanın önyargısı olabilir ama o da o zaman başı örtülü psikoloğa gitmez olur biter.”
Peki psikoloğun önyargısı olabilir mi?
“Modern psikoterapist eğitimlerinde; terapist olacak kişinin önyargıları ortaya çıkartılır ve farkındalık kazandırılır. Üzerinde çalışılır. Yalnız, burada asıl önemli olan psikoterapistin kendi önyargısı olduğunu fark etmesi. Bu eğitimlerde şöyle sorular vardı: ‘Bir kadın olarak asansörde 2 siyah erkekle kapalı kalmak’ ya da ‘2 Beyaz erkekle kapalı kalmak’ gibi... Böyle sorularla her gruba karşı önyargınız ölçülür. Sonra törpülenebildiği kadar törpülenir ama esas olan önyargın olduğunu bilmek ve onu yönetebilmek.”
Hasta psikoloğunu ya da hekimini seçerken psikoloğun ya da psikoterapistin de hasta seçme şansı var mıdır?
“Psikoterapist (Her psikolog ve psikiyatri uzmanı psikoterapist değildir, psikoterapi eğitimi almış olması gerekir) objektif olmalıdır yani danışanı yargılamadan olduğu gibi kabul edip, terapi sürecinde ona eşlik etmelidir. Yalnız, psikoterapist de bir insan ve önyargıları olabilir. Eğer gerçekten iyi bir eğitim aldıysanız, hangi konuda önyargınız olduğunu bilir ve ona göre ya o konu üzerinde çalışırsınız ya da o danışan grubuyla çalışmazsınız. Örneğin, ben çocuklara cinsel taciz uygulayan bir danışanla çalışmam. Onun da bir psikopatoloji olduğunu bilirim ama çalışmayı tercih etmem. Yani psikoterapistin belli sebeplerden dolayı -kişisel de olabilir, genel bakış açısı da olabilir- bir danışanla çalışmak istememesi, objektif olamayacağını düşünmesi olasıdır. Yalnız, bir psikoterapist objektif olup olamayacağını da bilir, bilmelidir. Zorlandığını hissederse, süpervizyon alır ya da bir başkasına yönlendirir danışanını. Mesela ben bir genelevde seks işçisi danışanıma sorduğum soruları terapi için değil meraktan sorduğumu fark edince hemen süpervizyon almıştım. Sonuçta psikolog o eğitimi empati kurmak ya da kurdurmak için almıyor. Bazı psikoterapi ekolleri karşı tarafı etkilemek için yüzük bile takmayabilir ama Üstün Bey’inki biraz abartılı ve manasız olmuş.”