Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NEF İnşaat’ın patronu Erden Timur önce Galatasaraylıların sevgilisi, sonra da rakiplerin ve rakiplerin tetikçilerinin hedefi oldu.

        Timur ile Galatasaray seçimleri öncesi buluşmuş, uzun uzun konuşmuştuk.

        Projelerini, hedeflerini uzun uzun anlamıştı.

        Galatasaray’a bakışımızda çok ortak yön olduğunu, Timur’un, Özhan Canaydın tarafından sekteye uğratılan, modern bir Galatasaray vizyonuna sahip olduğunu görmüştüm.

        Uzun sohbetin sonunda kendisine “Niye sen Başkan adayı olmuyorsun da, Dursun Özbek’in yönetiminde Sportif AŞ’ye giriyorsun?” diye sormak zorunda kalmıştım.

        O da bilinen alçakgönüllü tavrı ile “Ben haddimi bilirim abi” demişti.

        Erden Timur, Sportif AŞ yönetimine girdi ve yaptığı doğru işlerle şu anda Galatasaray’da en etkili yönetici ve taraftarın sevgilisi.

        Galatasaray, hızla şampiyon adayı haline geldi ise ve yeniden Avrupa Şampiyonluğu hedefi konuşuluyorsa bunda Timur’un payı büyük.

        Hal böyle olunca da Erden Timur’a her türlü saldırı serbest ve başladı.

        Başlatıldı.

        Türkiye’de bakanların, genel müdürlerin şeriatçı tarikatların tarikat toplantılarına katıldığı bir dönemde, parsel parsel kurulmuş bir televizyon kanalında Erden Timur’un tarikat toplantılarına katıldığı iddiası ortaya atıldı.

        REKLAM

        Ama ne yazık ki, bu iddia ve bununla ilgili görüntüler yeni değil.

        Galatasaray seçimleri öncesi de aynı görüntüler servise sokulmuş, aynı iddialar dile getirilmişti.

        Tasavvufa merakını asla saklamayan Erden Timur’un Cemalnur Sargut’un toplantılarına katılması büyük olay haline getirilmeye çalışılmıştı.

        İddiaların ortaya atıldığı yer Beyaz TV kanalı olmasa durumu biraz daha iyi niyetle düşünmek, iddiayı ortaya atan kişinin en azgın, en Türkiye düşmanı Gülencilerle fotoğrafları olmasa konuya başka bir boyuttan bakmak mümkün olabilirdi belki ama zamanlama açısından bakıldığında, Timur’un şeriatçılık ve siyasal İslamcılıkla alakası olmayan ve kendini tasavvuf ehli olarak tanımlayan bir kadının toplantılarında görüntülenmesi sorunun üzümle değil, bağcının sportif başarısı ile ilgili olduğu çok net anlaşılıyor.

        Ama buradan kimseye ekmek çıkmaz.

        Açık söyleyeyim Galatasaray içinde de çıkmaz.

        Niye mi çıkmaz?

        Çünkü diğer aday, yani Eşref Hamamcıoğlu da kazansa idi aynı görüntüler servise hazırdı.

        Çünkü onun da Cemalnur Sargut ile dostluğu az uz değil.

        Ahmet Çakar ve ona bu işleri yaptıranlar hiç zahmet etmesin.

        Onu da ben yayınlayayım.

        Alın işte bu da Galatasaray Liseli ve Sorbonne’lu Eşref Hamamcıoğlu’nun aynı kadın ile fotoğrafı.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Ayinesi iştir

        Ayinesi iştir
        0:00 / 0:00

        İktidar bir yandan oy oranının hayli düşük olduğu gençlerle barışmaya, gençleri ikna etmeye çalışıyor.

        Bunun için toplantılar düzenliyor, vintage hippi işi VW minibüslü dekorlar hazırlıyor.

        Diğer yandan Sünni İslamcı politikaları ve tavrı nedeniyle iktidara fazla yüz vermeyen Alevi yurttaşlarla barışmak için Cemevlerinde buluşmalar düzenliyor, hayatı boyunca katılmadıkları etkinliklere katılmaya hazırlanıyor.

        Peki bunlar ne kadar inandırıcı, ne kadar etkili?

        Şahane bir laf vardır güzel Türkçemizde.

        “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”

        Ziya Paşa’nın müthiş iki cümlesidir bu.

        Sahibini bilmeyenler bile bu cümleyi bilirler.

        Yani Ziya Paşa der ki, insanın aynası yaptığı iştir, aklının derecesi yaptıklarında görünür.

        Şimdi bakalım esere.

        Her yıl Balıkesir’in sahil ilçeleri Edremit ile Burhaniye arasında şahane bir müzik festivalı düzenlenir.

        Adı Zeytinli Rock Festivali’dir.

        Türkiye’nin önemli müzik grupları ve müzisyenleri burada gençlerle buluşur, günlerce süren şahane bir etkinliğe imza atarlar.

        REKLAM

        Gençler minimum para ile maksimum eğlenme fırsatı yakalarlar, tek tek gitme imkanına sahip olmadıkları grupları bir arada izlerler.

        Birkaç gün keyifli zaman geçirirler.

        Şimdi iktidar tarafından atanmış Burhaniye Kaymakamı, her kim ise, bu festivali yasaklamış.

        Gerekçe halkın rahatsız olması, gürültü, zart zurt.

        Vallahi 80 yaşındaki anam da, kaynanam da orada yaşıyor, bir gün bu festivalden rahatsız olduklarını görmedim.

        Tam aksine gençler eğleniyor diye çok mutlu oluyorlar.

        Torunlarını festivale davet ediyorlar her yıl.

        Ziya Paşa gözüyle bakarsak, gençlerle yapılan minibüslü sohbet toplantıları mı gençlere yaklaşımı gösterir, yoksa gençlerin katıldığı bir festivalin engellenmesi mi!

        Hangisi iktidar aklının eseridir?

        Ya da Kaymakam’ın aklı ne kadar iktidarın aklını yansıtmaktadır!

        İktidarın aynası bu Kaymakam mıdır!

        Gelelim aynı gözle Alevi toplantılarına bakmaya.

        Cemevlerine gitmekle, daha önce katılınmayan toplantılara katılmakla iktidarın Alevi karnesi düzelir mi!

        Benim yıllardan beri sorduğum “Kaç Alevi bakan, kaç Alevi bakan yardımcısı, kaç Alevi genel müdür, kamu kuruluşlarında kaç Alevi yönetim kurulu üyesi var? Diyanet İşleri kaç cemevinin masraflarını karşılıyor, kaç Alevi dedesine imamlara bağladığı gibi maaş bağlamış, kaç kadrolu Alevi var Diyanet'te” sorularına verilen yanıt mı önemlidir yoksa sonuçsuz toplantılar, manasız çalıştaylar mı!

        Hangisi ayinedir!

        Birisi bana söyler mi?

        İmamoğlu ve AK Parti

        İmamoğlu ve AK Parti
        0:00 / 0:00

        Benim bir süre önce sorduğum "İmamoğlu İyi Parti'ye geçer mi" sorusunun hayli ötesini bir başka gazeteci, Memduh Bayraktaroğlu iddia haline getirmiş.

        Demiş ki, “İmamoğlu Ak Parti’ye geçecek.”

        İddiayı komik buldum.

        Böyle bir şeyin olma ihtimali bana göre sıfır.

        Ancak iddia sahibine de hak vermiyor değilim.

        Çünkü İmamoğlu ile AK Parti arasındaki gerilimi çok manasız, çok gereksiz, çok mesnetsiz buluyorum.

        Çünkü İmamoğlu İstanbul’da AK Parti dönemine olumsuz gözle bakmıyor.

        Kimilerine göre iyi, kimilerine göre kötü bir kararla AK Parti döneminde belediye ile iş yapan ve AK Parti’ye yakın, merkezi iktidara yakın tüm müteahhitlerle çalışmaya devam ediyor.

        Keza İBB bürokrasisinde AK Parti'ye, iktidara ve iktidarın güçlü isimlerine yakın isimlerle de yollarını ayırmadı.

        Bunların da pek çoğu hala görevde.

        O kadar ki, AK Partili bir başkan seçilseydi muhtemelen daha fazla AK Partili ile yollarını ayırır, yerine kendine yakın AK Partilileri getirirdi diyeyim durumu anlayın.

        Hatta Ak Partili bürokratları ve yöneticileri değiştirmediği gibi, son olarak seçimlerde AK Parti’den aday olmuş bir ismi, Belediye’nin en yüksek bütçeli kurumlarından İSKİ’de 2. Adam olarak atadı.

        Keza AK Parti döneminde İBB tarafından çeşitli vakıf ve dernek adı altında çalışan cemaatlere çok ucuz paralarla kiralanan İBB gayrimenkullerinin birkaç sembolik olanı dışında hiçbirine dokunmadı. Geri almaya kalkışmadı.

        Bu tutum kimine göre iyi, kimine göre olumsuz bir tutum olabilir.

        Ama AK Parti'yi rahatsız edecek bir tutum değildir.

        AK Partili yeniler bile AK Partili eskilere karşı bu kadar hoşgörülü olmazdı, eminim.

        Ama yine de tüm bunlar İmamoğlu’nun AK Parti’ye geçeceği zırvasına tevil olamaz.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Çocuk kalmayı defo zannetmediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar