Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kemer Country’yi duymayan bilmeyen kalmamıştır memlekette.

        Ama yine de tam olarak ne olduğu pek bilinmez.

        Esat Edin ve ailesi tarafından 1980’lerin sonunda temeli atılan ve bu isimle bilinen yer aslında iki hatta üç bölümden oluşur.

        Birincisi villaların ve arasında yer alan birkaç golf sahasının olduğu bölge.

        Bu bölgedeki villalar tapuludur ve sahipleri vardır. Buraya Kemerköy adı verilmiştir.

        Bu villaların arasında yer alan birkaç golf sahası da yine Kemer Country’nin tapulu malıdır.

        İkinci bölüm Kemer Golf and Country Club’un olduğu bölgedir.

        Burada açık ve kapalı tenis kortları, bir spor salonu, yüzme havuzları, sonradan kiralama şartlarına uyulması için otel çevrilmiş bir sosyal tesis, yüzme havuzları, binicilik tesisleri, bir kapalı, birkaç açık manej, ahırlar, golf sahaları ve golf kulübü vardır. Bu tesislerin bulunduğu arazinin büyük bölümü Hazine’den kiralanmıştır.

        Üçüncü bölüm ise yukarıda saydığım tesislerin ve golf sahalarının ötesinde, yapay bir gölün çevresine inşa edilmiş yüzlerce kütük evden oluşan bir yerleşim birimidir.

        Kimi küçük kimi çok büyük bu evlerin arazisi de yine Hazine’den kiralıktır ve mülkiyeti Kemer Country’ye aittir.

        Şu anda Kemer Country diye anılan bu yerde meydana gelen gelişmeler aslında “Yeni Türkiye’nin” de aynasıdır.

        Kemer Country’yi inşa eden Esat Edin, 2000’li yılların sonunda ciddi bir borç içindeydi.

        Kemer Country’nin sahibi şirketinin 70 milyon TL civarında bir borcu vardı.

        Mülkiyeti şirkete ait olan golf sahalarından bir tekini bile imara açsa bu borcu rahatlıkla ödeyebilir, kâra geçebilirdi.

        Ama bunu yapmayı aklından bile geçirmedi. Yeşil alanlarının santimine bile dokunmadı.

        Sonra Esat Edin ve üç çocuğu bir sel faciasında hayatlarını kaybetti.

        Kurduğu Kemer Golf and Country Club alacaklı bankalar tarafından satışa çıkarıldı ve Demirören Ailesi burayı 12 milyon TL’ye satın aldı.

        Yukarıda ilk bölümde saydığım kişilere ait villalar dışında, yüzlerce orman evi, golf sahaları, golf kulübü, binicilik tesisleri, kapalı spor salonları, orman arazisine inşa edilmiş yüzlerce villanın mülkiyeti Demirören’e geçti.

        Aldıktan sonra Hazine’den kiralık olan bölüme, orman arazisine yeni villalar inşa etti ve bunları uzun dönemli kiraladı.

        Daha sonra da Hürriyet gazetesini satın alırken imara açık olmayan golf sahalarını bankaya teminat olarak gösterdi.

        O arada abidik gubidik bir işler oldu.

        Golf sahalarının, değerli mevkilerde ve tapulu olanlarının imarı değişti ve buraya yapılaşma izni çıktı.

        Demirörenler 320 milyon dolarlık borcuna karşılık, banka bu arazileri devraldı.

        Kemerköy sakinleri bu imar değişikliğine dava açıp durdurdular ama yetki Belediye’den alınarak Bakanlığa verildi ve imar izni kesinleşti.

        Bunu anlatmamın nedeni ne!

        Tüm bu olan bitenler aslında bu dönemin aynası.

        İmar rantı ile kişilerin nasıl zenginleştirildiğinin çok açık bir tablosu.

        Hükümete yakın bir şirket, tamamını 12 milyon TL’ye aldığı Kemer Country’nin sadece küçük bir bölümünü bir imar değişikliği sonrası elden çıkarıyor ve bununla elde ettiği rant 5 milyar 280 milyon TL eksi 12 milyon TL.

        Yani 5 milyar 268 milyon TL kâr ediyor.

        Dolar konuşursak 10 milyon dolara aldığı bir yerin içinden sadece birkaç golf sahasını 380 milyon dolarlık borcuna karşılık veriyor.

        Yüzlerce orman içi villa, kamu arazisine yapılmış golf sahaları, binicilik tesisleri, kapalı salonlar, yüzme havuzları yanına kâr kalıyor.

        Aklıma nur içinde yatsın, sevgili Esat Edin geliyor.

        Acaba bu günleri görse idi ne düşünürdü?

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Kılıçdaroğlu'nun anlatamadığını SADAT anlattı

        Kılıçdaroğlu'nun anlatamadığını SADAT anlattı
        0:00 / 0:00

        CHP Genel Başkanı SADAT'ın kapısına dayanınca kimse neden bunu yaptığını anlamadı.

        Kemal Kılıçdaroğlu da bu baskındaki amacını net bir biçimde açıklayamadı.

        Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ı niye bastığını Kemal Bey anlatamadı ama SADAT hepimizin gözüne sokacak kadar net bir şekilde açıkladı.

        SADAT Yönetim Kurulu üyesi Ersan Ergün dün baklayı ağzından çıkardı.

        “Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz.”

        Vay vay vay…

        Lafın iriliğine bakar mısınız!

        “Sandıkta teslim etmeyiz.”

        Kutsal sandıktan, seçilmişlerin egemenliğinden, "Seçilmişleri atanmışlara yedirmeyiz"den gelinen noktaya bakın.

        Ne olduğu belirsiz bir örgütün, kim olduğu belirsiz bir yöneticisinin savurduğu tehditlere bakar mısınız!

        Bunu kişinin yönetiminde olduğu örgüt, Türkiye’yi ortadan kaldırıp yerine deli saçması hayali bir Asrika kurmayı planlıyor.

        Kişi ise “Türkiye düşmanlarını” sandıkta arıyor.

        Ve tehditler savuruyor.

        Artık şurası çok aşikar.

        Türkiye’yi yöneten herhangi ferdi vahidin bile seçim sonuçlarına rağmen yönetimi bırakmama gibi bir tavır içine girme olasılığı sıfırdır.

        Ama bugünkü sistemden faydalanan, nemalanan, çöplenen, aç karnını doyurmak bir yana zenginleşen, değersizken önemli hale gelen bir çapsız güruh vardır ki, asıl tehlikeli olan bunlardır.

        Galatasaray Adası da Katar'a mı gidiyor

        Galatasaray Adası da Katar'a mı gidiyor
        0:00 / 0:00

        Galatasaray’a olan siyaset ilgisinin, Dursun Özbek’in iktidar itelemeli aday yapılmasının arkasındaki nedenlerden biri olarak Florya’daki inşaat projesini yazdım dün.

        Galatasaray’ı bir gayrimenkul şirketi zanneden Dursun Özbek’in Riva ve Florya projelerine olan bitmek tükenmek bilmez ilgisine değindim.

        Ama bugün Jale Özgentürk’ün yazısı ile yeni bir pencere daha açıldı.

        Galataport’u satın almak üzere olan, Galatasaray Adası’nın karşısındaki Mandarin Oriental Oteli Boğaziçi imar kanununa rağmen yapıp hizmete açan ve İstanbul’daki pek çok kupon mülkü varlığına katan Katarlı bir yatırımcınıngözü şimdi de Galatasaray Adası’nda imiş.

        Ben de hep düşünüyordum, bir önceki Özbek yönetimi döneminde Galatasaray Adası niye yerle bir edildi diye.

        Meğer varmış bir hikmeti.

        Yakalanmazsa sizindir

        Yakalanmazsa sizindir
        0:00 / 0:00

        Bu şahane ülkede, şahane bir hukuk sistemimiz olduğu artık aşikar.

        Biliyorsunuz bir süre önce Emniyet güçlerimiz, Alman polisinin de katkısı ile müthiş bir operasyon yaptı.

        Türkiye’ye kargo ile yollanan 111 kilo kokain ortaya çıkarıldı, kokain gizlice takip edildi ve alıcıya kadar izlendi.

        Alıcının Türkiye’de anlı şanlı bir işadamı olduğu anlaşıldı ve müthiş bir operasyonla zanlılar yakalandı.

        Birkaç şey şaşırtıcı idi.

        Bu kadar bildik, göz önünde birinin böylesine büyük bir uyuşturucu baronu çıkması ve böyle bir operasyon yapılmış olması.

        Hatta pek çok kişi “Almanya işin içinde olmasa bu kokain yakalanmazdı” diye düşündü.

        Tabii sonrasında işin içinde Almanya olmadığı için mesele kolayca çözüldü.

        111 kilo kokainin posta ile yollandığı kişi “Benim haberim yok. Yanlışlıkla bana yollanmış” dedi.

        Mahkeme bu savunmayı çok haklı ve yerinde buldu.

        Ve zanlı tahliye edildi.

        Şimdi merak ediyorum, el koyulan kokain kendisine iade edilecek mi!

        Diyebilirsiniz ki, “Benim değil demiş, niye iade edilsin.”

        Güldürmeyin beni.

        Geçmişte “Bu paralar benim değil, evime yerleştirmişler” diyenlere paraları iade edilmedi mi!

        Tabii bu içtihattan sonra yurt dışından her türlü yasaklı maddeyi doğrudan sipariş verebilirsiniz.

        Yakalanmazsa sizindir.

        Yakalanırsa başkasının.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Karşımızdakini kendi zeka seviyemizde zannetmediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar