Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün Pazar, siyaseti falan bırakıp biraz keyifli bir şeyler yazayım diyorum. Ben bıraksam, siyaset bizi bırakmıyor.

        Mesela bugün için planım birkaç hafta önce sosyal medyada bahsettiğim ve orada görenlerin merak ettiği dünyanın en iyi 5 aşçısından biri olarak gösterilen Brezilyalı Şef Alex Atala’yı yazmaktı ama ne mümkün.

        Gece vakti, Cahit Özkan gündem olunca gel de değinme.

        Bahar Candan’dan, Cahit Özkan’a kadar geniş bir yelpazeyi programında ağırlayan Armağan Çağlayan, AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ı konuk etmiş ve anlaşılan Cahit Bey’in ayaklarını yerden kesmiş, iktidarın büyük ortağı partinin grup başkanvekili de uçmuş mu uçmuş.

        Mesela iç politikaya girmiş, “İlk seçimde yüzde 75 oy alacağız” demiş.

        Sonra dış politikaya atlamış ve iktidar açısından tam anlamıyla sıvamış. Geçmişte partisinin 15 Temmuz darbe girişiminin ve FETÖ’nün arkasında olmakla suçladığı ama son aylarda barışıp, iyi ilişkiler kurduğu Birleşik Arap Emirlikleri ile ilgili olarak “Birleşik Arap Emirlikleri baktı ki Türkiye’ye diz çöktüremiyor, o zaman geldi teslim oldu” buyurmuş.

        Ve Cahit Özkan’ın bu sözleri daha duyulmadan, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik hemen çıkmış ve “Cahit Özkan’ın Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine dair beyanları partimizin görüşlerini yansıtmamaktadır” açıklaması yapmak “zorunda kalmış”.

        REKLAM

        Tabii bazı durumlarda yalanlayan açıklama yapmak da pek kolay bir süreç olmuyor.

        Mesela böyle bir durumda bazı münafıklar “Ne yani diz mi çöktürdüler” diye sormaya başlayabilir.

        Ama bu açıklamayı yapmasan bu sefer de Birleşik Arap Emirlikleri “Kimin barışmak istediğini, kimin kime geldiğini açıklamamızı ister misiniz?” diyebilir.

        Hani iki ucu değil, tamamı pis bir değnek. Neresinden tutsan olmaz.

        Bir başka acayip durum ise Cahit Özkan’ın pozisyonu.

        Beyefendi, partinin grup başkanvekili.

        Yani TBMM çatısı altında partinin en yetkili ikinci kişisi.

        Cahit Özkan’ın söyledikleri partinin görüşünü yansıtmıyorsa, kiminki yansıtıyor?

        Grup kulisindeki çaycınınki mi!

        Bence AK Parti yönetimi (Cahit Özkan hariç), bir liste yayınlasın ve kimin görüşleri parti görüşünü yansıtır, kiminki yansıtmaz bize önceden bildirsin.

        Ve bence listeye çaycıyı da yazsınlar.

        Muhtemelen bazılarından daha şuurlu açıklamalar yapacaktır.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        İsveç veto edilmeli

        İsveç veto edilmeli
        0:00 / 0:00

        Dün Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini veto edeceği açıklaması ile ilgili yazımda “NATO’nun 'büyükleri' bu vetoyu çok da aşılamaz bir engel olarak görmüyor, çok da fazla ciddiye almıyorlar.

        Genel görüş, Türkiye’nin bu vetoyu bir pazarlık aracı olarak kullanmak istediği ve 'bedeli mukabilinde' bu vetosunu geri çekeceği.

        Zor durumdaki ekonomiye nefes aldıracak bir yardım paketi ve göçmenler konusunda sağlanacak bir maddi destek programı karşılığında Türkiye’nin vetodan vazgeçeceği inancı NATO içinde yaygın bir inanç.

        Haksızlar mı üç vakte kadar görürüz zaten” demiştim.

        Yalancı çıktım.

        Üç vakte gerek kalmadı, dün hemen “Bu ülkelere NATO üyeliği konusunda kapıyı kapatmadık” açıklaması geldi.

        Ne yazık ki, Türkiye’nin dış politika hamleleri artık fazlasıyla öngörülebilir hale gelmiş durumda.

        Zaten İsveç NATO'ya üye olamamayı değil, NATO’ya üye olduktan sonra “Biz niye Türkiye’yi koruyalım ki!” mevzuunu tartışıyor.

        Ve Türkiye eğer bu İsveç’i veto etmez ise çok büyük hata eder.

        Ama direnebileceklerini hiç zannetmiyorum.

        Hazır İsveç de "Biz de AB ülkeleri gibi PKK'yı terör örgütü olarak görüyoruz zaten" diye bir kapı aralamışken.

        Siz kimi yakaladınız Allah aşkına

        Siz kimi yakaladınız Allah aşkına
        0:00 / 0:00

        Hani şu hacker vardı, beni ve daha pek çok gazetecinin, siyasetçinin ve ünlü ismin devletteki bilgilerini ele geçirdiğini iddia edip, bu bilgileri bizlere yollayan, ve bu bilgileri yaymamak için para isteyen.

        Ben bunu yazınca EGM resmi bir açıklama yaparak benim manipülasyon yaptığımı, benim hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söylemişlerdi.

        Ertesi gün de Bursa’da 17 yaşında bir genci bu suçun faili olarak yakaladıklarını açıklamışlardı.

        Ancak yakalanan kişinin ne resmini ne ismini görememiştik.

        Ancak EGM benden duymuş olmasın ama bu hackerin tehditleri, para talepleri sürüyor.

        Kimi yakaladınız ya da gerçekten birini yakaladınız mı bilmiyorum ama devlete emanet bilgilerimizi ele geçirip bize satmaya çalışan kişi işinin başında.

        Ona buna gider yapmadığınız bir ara bu konuyla da ilgilenirseniz seviniriz.

        Yeni pasaportları Arapça yapsaydınız

        Yeni pasaportları Arapça yapsaydınız
        0:00 / 0:00

        Ha babam de babam resmi evraklar değişiyor.

        Artık yetişemiyoruz.

        Belli ki, devletimiz bu yolla para toplamaya çalışıyor.

        Yeni kimlik kartları çıktı dediler.

        Gittik, para ödedik, sıra bekledik aldık.

        Yeni ehliyetler çıktı dediler.

        Gittik, para ödedik, sıra bekledik aldık.

        Daha yeni kimlik kartları çıktı, ehliyeti de oraya işliyorlar tek kimlik yetiyor dediler.

        Gittik, para ödedik, sıra bekledik onu da aldık.

        Yeni pasaport almıştık “Daha yenisi çıktı. Hem de biyometrik, çok afili” dediler.

        Gittik onu da aldık.

        Şimdi “Süper yenisi çıkmış”.

        “Ne farkı var?” diye sorduk.

        “Bu yerli ve milli. İçinde Türkiye’den fotoğraflar var. Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayacak” dediler.

        Gidip almayı düşünmüyorum.

        Madem bu kadar yerli ve milli, Suriyeli ve Afgan vatandaşlarımıza verin. İçindeki fotoğraflara bakarak biraz Türkiye’yi de tanırlar.

        Ama içinde Arap ve Fars alfabesi ile de yazın.

        Ne de olsa vatandaşımız olmak için Türkçe bilmeleri gerekmiyor.

        Heriflere ayıp olmasın.

        Seçim

        Seçim
        0:00 / 0:00

        Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin dün yapılan seçimi aslında Türkiye’nin “elit aynası” idi.

        İki grup yarıştı.

        Bunlardan biri mevcut yönetimin devamı olan ve derneği apolitik bir çizgide tutmayı vaat eden gruptu. Apolitikten kasıt şu, Boğaziçi’nde devam eden eylemlere destek vermeyen, görmezden gelen bir tavır.

        Diğer grup ise bu eylemlere ve yükseköğretime müdahaleye tavır alma sözü veren grup.

        Ve kim kazandı dersiniz!

        Tabii ki apolitik olanlar.

        Yani Boğaziçi’nde öğrenci, öğretim üyelerinin yaptığı eylemi görmezden gelenler.

        Çünkü Üniversite yönetimi ile ters düşmek, iktidar ile ters düşmek iyi olmazdı.

        İşin ucunda sosyal tesislerden olmak, havuzdan olmak, plajdan olmak olabilirdi.

        Ve zaten 18.000 üyeli derneğin seçiminde toplam 515 oy kullanıldı ve apolitikler oyların yüzde 70'ini alarak seçildi.

        Bence bu seçim Türk elitinin de aynasıdır.

        Yanlış anlaşılmayın artık

        Yanlış anlaşılmayın artık
        0:00 / 0:00

        Dünkü yazımdan sonra Gürsel Tekin çok nazik bir açıklama yaptı.

        “Yanlış anlaşılmışım” dedi.

        Tekin’in çok başarılı bir göçmen araştırması olmuştu geçtiğimiz haftalarda yayınlandığı.

        Sonrasında ise “Burada doğan göçmen çocukları biçim çocuklarımızdır” demişti.

        Ben de bunu eleştirmiş, bu tavrı ikircikli bulduğumu, CHP’nin göçmenleri ülkelerine geri yollayacağız açıklamasını geçersiz hale getirdiğini yazmıştım.

        Türkiye, kendi topraklarında doğum yapan yabancıların çocuklarına doğum yeri yoluyla vatandaşlık hakkı veren bir ülke değildi sonuçta.

        Gürsel Tekin de partisinin göçmenlerin büyük bölümünü geri yollamakla ilgili politikasında bir değişiklik olmadığını tekrarladı.

        Bence bunların hiçbiri yeterli değil.

        CHP göçmen meselesi ile ilgili eski raporunu rafa kaldırdığını açıklamalı.

        Göçmen meselesi ile ilgili bir çalıştay düzenlemeli.

        Yeni raporları da uçuk liberallere hazırlatmamalı.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Siyaseti komedi gibi olan ülkelerde yaşamın trajedi olduğunu anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar