GİRİŞ YAP ÜYE OL Kapat
Şifremi unuttum
+ =
Kapat

ŞİFREMİ UNUTTUM

Şifrenizi sıfırlamak için oturum açarken kullandığınız e-posta adresinizi giriniz

Kapat

Habertürk
  • Üye Girişi
  • Bilgilerim
  • Son Dakika
  • Yazarlar
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Magazin
  • Sağlık
  • Soru Bankası
  • Gastro Click Here!
  • Yaşam
  • HT Hayat
  • Eğitim
  • Çocuk
  • Teknoloji
  • Kültür Sanat
  • Röportajlar
  • Kısayol
  • Grafik Haber
  • Video
  • Galeri
  • Bulmaca
  • Akıl Oyunları
  • Yerel Haberler
  • Servisler
    • Nöbetçi Eczaneler
    • Hava Durumu
    • Yol Durumu
    • Astroloji
    • Seçim Sonuçları
    • Namaz Vakitleri
    • Yemek Tarifleri
    • Canlı Yayın
    • Tv Rehberi
  • Portallar
    • Yeni Medya
    • HT Kulüp
    • Kadın
  • Hafta Sonu
  • 7x24
    • Yavuz Barlas
  • Vefat
  • Künye
  • Kullanım Koşulları
  • Gizlilik ve KVK Politikası
  • Çerez Politikası
  • Aydınlatma Metni
Whatsapp Hattı 0536 266 79 69
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • Habertürk Android Uygulaması
  • Habertürk iPhone Uygulaması
  • Habertürk Huawei Uygulaması
    Fatih Altaylı
    Fatih Altaylı 21.04.2022 - 12:45 | Güncelleme: 21.04.2022 - 12:45 Tüm Yazıları » Otomobil Yazıları » Spor Yazıları »
    • Haber Linkini Kopyala
    ABONE OL
    G23
    0:00 / 0:00
    G23

    İktidarımızın hedefi Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılında yani 2023’te Türkiye’yi dünyanın en büyük ilk 5 ekonomisi arasına sokmaktı.

    İddialı hatta çok iddialı bir hedefti ama sonuçta bir hedefti.

    Aslına bakarsanız Türkiye zaten çok uzun zamandır dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer alıyordu.

    Dünyanın petrol krizinin pençesine düştüğü 1970’li yılların ortasında Türkiye, dünyanın en büyük 21. ekonomisi idi.

    1979’da ise 5 sıra yükselerek dünyanın en büyük 16. ekonomisi olmuştu.

    Sonrasında da hep ilk 20 ekonomi arasında yer aldı.

    Sıralamadaki yeri 17.’likle 20.’lik arasında gidip geliyordu.

    Türkiye’nin en ağır krizlerinden birini yaşadığı 2001 yılında, yıllar sonra ilk kez 20’nin dışına çıkıp 21. sıraya geriledi.

    Ancak bir yıl sonra yani 2002’de yeniden ilk 20 içine girmeyi başardı.

    Ama bu durum bile o günün iktidar ortaklarını kurtaramadı, yeni kurulan AK Parti dışında o gün TBMM’de bulunan tüm partileri ortak sorumlu gören millet, 2002’de AK Parti’yi iktidara taşıdı.

    AK Parti yönetime geldiğinde Türkiye, dünyanın en büyük 20. ekonomisi idi.

    AK Parti iktidarında 4 sıra daha tırmanarak bir ara 17. büyük ekonomi oldu.

    Ama bunun üzerine çıkamadı.

    2023 hedefi olan 5.’liğe doğru yükselmeyi başaramadı.

    Ve bugün itibarı ile Türkiye, uzunca bir aradan sonra ilk 20 ekonomi arasındaki yerini kaybetti.

    Yeni açıklanan verilere göre iktidar, Türk ekonomisini devraldığı yerden 3 sıra daha aşağı düşürerek 23.’lüğe geriletti.

    Artık ekonomik olarak G20 içinde değiliz anlayacağınız.

    İlk 10 hedefinden ise artık 7 değil 13 sıra daha uzağız.

    1970’lerden bu yana ilk kez bu kadar aşağılardayız.

    Bu da bizim “Alım gücümüz hiç bu kadar düşmemişti” demekte haklı olduğumuzu gösteriyor.

    Bu aynı zamanda “Herkes zor durumda, kriz her yerde” söyleminin de iflası.

    Evet herkes zor durumda.

    Ama belli ki biz çok zor durumdayız.

    İçeride istatistik yayınlanmasını tek elde toplayarak, gerçek bilgiye yasak koyarak, doğruyu suç ilan edebilirsiniz.

    Ama yine de engelleyemezsiniz.

    21.04.2022 - 12:44 | Güncelleme: 21.04.2022 - 12:44
    • Haber Linkini Kopyala
    ABONE OL
    Hadi faşist desenize
    0:00 / 0:00
    Hadi faşist desenize

    Yasa içi, yasa kenarı ve yasa dışı sığınmacı ya da göçmen adı her ne ise meselenin Türkiye açısından bir beka sorunu olduğunu yıllardır yazıp duruyorum.

    Her türlü hakarete, her türlü suçlamaya, edepsizlerin “faşist” yakıştırmalarına rağmen.

    Çünkü benim gidecek yerim yok.

    Çocuklarımı Türkiye’de geçerliliği olmayan yabancı okullarda okutup geleceğe hazırlamıyorum.

    Biz bu topraklarda yaşadık, çocuklarımız bu topraklarda yaşayacak.

    Ben yazdıkça, bu büyük sorunu inkar edenler, görmezden gelenler ve hatta kendi lehlerine siyaseten kullanma amacında olanlar bile artık konuya kayıtsız kalamaz hale geldiler.

    “Hiçbir yere göndermeyeceğiz”den, “İnşallah gidecekler”e evrildiler.

    Tabii, tüm rotaları iktidar tarafından belirlenen fikri olmayan ama lafı çok olan taife şimdi panikte.

    Nasıl “Onurlu bir dönüş yaparız" hesabındalar.

    Oysa onurlu bir dönüş yapmalarına gerek yok.

    Fetullah övgülerini, FETÖ sövgülerine döndürdükleri süratle mülteciler gitsin demeye de başlayabilirler.

    Zaten kimsenin onlardan onurlu bir dönüş beklediği falan da yok.

    Benim anlamakta en zorlandığım mesele ise Osmanlı’nın son döneminde yaşanan göçler ile şimdiki sığınmacıların aynı kefede değerlendirilmesi.

    Bir yanda Türk soyundan gelen ve yaşadıkları topraklarda yeşeren etnik milliyetçi akımlardan ötürü katliama uğrayan İmparatorluğun Türk ve Müslüman tebaasının İmparatorluğun elinde kalan topraklara dönerek canlarını kurtarma çabası ya da 1980’lerde olduğu gibi Bulgaristan’da faşist Jivkov yönetiminin isim ve din değiştirme baskısından kaçarak Türkiye’deki akrabalarının yanına dönmeye çalışan Bulgaristan Türkleri.

    Diğer yanda ise bu topraklarla hiçbir bağı olmayan ama ya güvenlik ya da ekonomik nedenlerle Türkiye’ye kaçmak zorunda kalmış ama Türklükle alakası olmayan gruplar.

    Bunları nasıl aynı kefeye koyup bir değerlendirme yapabilirsiniz.

    Hangi vicdana sığar bu?

    Hadi vicdan yok hangi akla mantığa.

    Hiçbir şey değilse çok büyük ayıptır.

    21.04.2022 - 12:44 | Güncelleme: 21.04.2022 - 12:44
    • Haber Linkini Kopyala
    ABONE OL
    Deli Dumrul
    0:00 / 0:00
    Deli Dumrul

    Çanakkale Köprüsü’nden geçerken tek bir otomobile bile rastlamadığımı yazdım.

    Yazmaz olaydım.

    Bugün itibarı ile Çanakkale Boğazı'nı geçmek için vatandaşların kullandığı arabalı vapur seferlerine zam yapıldı.

    Yüzde 40’ın üzerinde.

    Zammı yapan kim?

    Valilik.

    Yani devlet.

    Amaç belli.

    Milleti zorla köprüye yönlendirmek.

    Ama bizim en başından beri söylediğimiz üzere, feribotları toptan kaldırsanız, tek seçenek köprüyü bıraksanız yine 45 bin araç olmaz, yine olmaz, yine olmaz.

    Vapurla geçen sayısı belli.

    Verilen garantinin 4’te biri bile değil.

    Hesapsız iş yapmanın, birkaç müteahhidi zengin etmenin bedelini vatandaşa zorluk çıkartarak, zaten ekonomik krizle boğuşan yurttaşa hem köprü hem de fazladan akaryakıt parası ile ödetemezsiniz.

    45 bin günlük garanti demek köprüden 2 saniyede bir araç geçmesi demek.

    Yani benim köprüyü geçtiğim yaklaşık 4 dakikalık sürede köprü üzerindeki bir gözlemcinin en az 120 araç görmesi demek.

    Üstelik de hesapsızlıktaki tek vukuatınız da bu değil.

    Mesela hesabınızın en çok şaştığı Kütahya Zafer Havalimanı ortada.

    Hesabınızın şaşma oranı yüzde 98.

    Böyle bir hatayı okulda, matematik dersinde yapsanız sınıfta kalırsınız.

    Ama siz hala övünüyorsunuz.

    Hadi arabalı vapurları durdurup, Çanakkale Köprüsü’ne birilerini zorla yönlendirdiniz diyelim.

    Zafer Havalimanı'nı ne yapacaksınız?

    Kütahya ve Afyon’un şehirlerarası yollarını mı kapatacaksınız?

    21.04.2022 - 12:44 | Güncelleme: 21.04.2022 - 12:44
    • Haber Linkini Kopyala
    ABONE OL
    Ülke değil absürt komedi sahnesi
    0:00 / 0:00
    Ülke değil absürt komedi sahnesi

    Dün öğrendim ki, Behçet Cantürk adı bir caddeye verilmiş.

    Gençler bilmez.

    Hatırlatayım.

    Bir dönem Türkiye’de faili meçhul cinayetler oldukça fazla idi.

    Tansu Çiller’in Başbakan olduğu yıllardı ve Türkiye’ye devlet içindeki bazı çeteler hakimdi.

    Bunlar sözde vatan adına cinayetler işlerdi.

    Ama asıl neden rant paylaşımı idi.

    Kılıf ise terörle mücadele.

    Bu cinayetlerden biri de de Behçet Cantürk’ün öldürülmesi idi.

    Adı uyuşturucu ticareti ile anılan, çeşitli organize suç örgütleriyle bağlantılı bir kişiydi Cantürk.

    Biraz Escobar tarzıydı.

    Sevenleri çoktu.

    Hatta bazı gazeteciler ile bile kankaydı.

    Ama o zamanlar “Kürt mafyası” diye bilinen grubun önemli bir ismiydi aslında.

    Polis olduğu söylenen kişiler tarafından kaçırıldı ve öldürüldü.

    Cinayetin nedeni Cantürk’ün PKK’nın finansörü olduğu iddiasıydı.

    Öyle bile olsa, yani PKK’nın finansörü bile olsa bir devletin bir cinayet işletmesi, yargısız infaz yapması kabul edilecek iş değildi ama o günler karanlık günlerdi, Çiller Türkiye’siydi, Susurluk öncesiydi.

    Ama Türkiye ifratla tefrit ülkesi.

    Dün teröre destek verdiği iddia edilen, uyuşturucu kaçakçılığı ile anılan kişinin adı bugün bir caddeye veriliyor.

    Ama saçmalık burada da kalmıyor.

    O günlerin başbakanı Tansu Çiller, bugün o caddeye Cantürk’ün adını veren iktidarı destekliyor.

    Gel çık işin içinden çıkabilirsen.

    21.04.2022 - 12:44 | Güncelleme: 21.04.2022 - 12:44
    • Haber Linkini Kopyala
    ABONE OL
    NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
    0:00 / 0:00
    NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

    Kar yağması mümkün dağlara değil, adalete güvendiğimiz zaman.

    DİĞER YAZILARI
    • Özdağ kime yarar muhalefet kime! 15 Haziran 2022 Çarşamba
    • Seçim varmış meğer 13 Haziran 2022 Pazartesi
    • Sanki Sophie'nin seçimi 10 Haziran 2022 Cuma
    • 5 müteahhide de yüzde 25 sınırı olsun 09 Haziran 2022 Perşembe
    • Mazotun vergisini de yabancılar mı belirliyor 08 Haziran 2022 Çarşamba
    • 15 Temmuz önemsizmiş 07 Haziran 2022 Salı
    Tüm Yazıları »

    Değerli Haberturk.com okurları.

    Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

    Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

    Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

    Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

    Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

    Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

    Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

    BU EKRANI KAPATMAK İÇİN TIKLAYIN!
    SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ! (0)
    * Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!