Allah'ın sopası
Siyasi hayatlarını, bu ülkenin kurucu liderlerine eleştiri ve İsmet İnönü’ye sövgü ile geçirenlerin, bugün geldikleri nokta çok ama çok komik.
İsmet İnönü’yü kişiliksiz politika izlemekle, hatta politikasızlıkla, 2. Dünya Savaşı sırasındaki sıkıntılardan hiç bahsetmeden vatandaşı yokluğa, karneye mahkum etmekle suçlayanlar, bir dünya savaşındaki bir küçük muharebe kadar etkisi olmayan bir çatışmadan sonra ne yapacaklarını şaşırdılar.
Dün gece benzine 1 lira 60 kuruş zam geldi.
Bu iktidar iş başına geldiğinde benzinin toplam fiyatı tam da bu kadardı.
Şimdi ekonomideki tüm başarısızlığın faturası Rusya-Ukrayna çatışmasına bağlanacak, her türlü sıkıntıya kılıf bu bezden dikilecek.
Peki o zaman geçmişte bu ülkeyi yönetenlere niye sövüp durdunuz her gün.
Yıkılmış bir imparatorluktan bir Cumhuriyet çıkarıp, onu kısa sürede dünyanın saygı duyduğu bir devlet haline getirene mesela. Faşist liderler dünyayı ve özellikle de Avrupa’yı kasıp kavururken, bu ülkeyi barış içinde ileri götürmeye çalışan adama niye saldırdınız?
Bir büyük dünya savaşı sırasında zaten yeni kurulmuş bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bu savaşın dışında tutmayı başaran, Avrupa’da 50 milyona yakın insanı öldüren bu savaşta tek bir Türk’ün burnunu kanatmayan, ticaretin ve üretimin sekteye uğradığı bir dünyada halkına temel gıda maddelerinde haksızlık olmasın diye karne sistemi getiren adamlara demediğinizi bırakmadınız.
Dünyayı kasıp kavuran petrol krizi ile boğuşan, aynı dönemde bir de üzerine Kıbrıs’a çıkarma yapan, üzerine bir Amerikan ambargosu yiyen hükümetlere “O zaman benzin yoktu benzin” diye salladınız.
ABD’ye haddini bildirmekte bir an bile tereddüt etmemiş bir lider olan Ecevit’e, Clinton’la çekilmiş bir fotoğraftaki bir anlık görüntü üzerinden “ezik” dediniz.
Türkiye’nin en önemli sanayi bölgelerini yerle bir eden bir depremden sonra oluşan ekonomik krizle ilgili ağzınıza geleni söylediniz.
20 yıl boyunca, para bolluğu içindeki ve çok da derin krizleri olmayan bir dünya ortamında ülkeyi yönetirken, sanki geçmişte bu ülkeyi yönetenler hiçbir soruna, hiçbir uluslararası sıkıntıya maruz kalmamış ve buna rağmen başarısız olmuşlar gibi bir hikaye ile milleti kandırmaya çalıştınız.
Ve şimdi tüm bu sayılanların yanında esamisi okunmayacak bir gerilim ortaya çıkınca ekonomideki başarısızlığı hemen bu olanlara bağlamaya, her türlü ürüne anında büyük oranda zamlar yapmaya başladınız.
Avrupa Konseyi’nde tavır bile alamadınız.
Vatandaşlarımızı Ukrayna’da kaderleri ile baş başa bıraktınız.
Boşuna dememişler Allah’ın sopası yok ki diye.
Gördünüz mü geçmişe haksızlığın ne demek olduğunu şimdi.
Hava günlük güneşlik iken kaptanlığınızla övündünüz.
Şimdi az biraz rüzgar görünce, anladınız mı geçmişin fırtınalarında kaptanlık yapanların kıymetini.